Bilim insanı Şebnem Korur fincancı tutuklandı. Kürt gazetecilere ve basın mensuplarına yönelik saldırı tüm yoğunluğuyla sürüyor. 9 Kürt gazetecinin, basın mensubunun 28 Ekim’de tutuklanması saldırı furyasının son hali.
İktidar merkezli bir baskı politikası ırkçılıkla, faşizmle pekiştirilmiş bir saldırı konsepti tüm yoğunluğu ile uygulamada. İktidar kendisinin insanlık dışı uygulamalarına yönelik bir sorgulamayı, bir itirazı hızla saldırı hedefine oturtuyor.
HPG 2 üyelerinin yaşamını yitirme anının görüntülerini 18 Ekim’de basınla paylaştı. HPG’lilerin ölümünün Türk ordusunun kimyasal saldırısı sonucu gerçekleştiğini açıkladı. Söz konusu görüntüleri izlemek son derece ağır geliyor insana.
İktidar sözcüleri de görüntülerin kamuoyu üzerinde yol açtığı etkiyi fark etmiş olacaklar ki peyderpey açıklamalarda bulundular. Açıklamalarının özeti ‘Türk ordusunun envanterinde kimyasal silah yok’, ‘Söz konusu çevreler ordumuzu töhmet altında bırakıyor’ çerçevesinde oldu ve bu temelde sürüyor.
İktidar, kendi söyleminin inandırıcı olmadığının farkında, durumu yakından merak edeni gerçeğe ulaşmak isteyen insanlara, çevrelere, uzmanlara ve kamuoyuna yönelik iktidarın yoğun düzeyde bir baskı furyasını devreye koyması argümanlarının inandırıcı olmaktan uzak oluşuyla alakalı.
Şebnem Korur Fincancı’nın değerlendirmesine yönelik tahammülsüzlük ve saldırı iktidarın konu hakkında söylediklerinin inandırıcılığının olmamasıyla alakalı bir durum.
İktidarın görüntülere karşı en çok öne sürdüğü argüman Türk ordusunun envanterinde kimyasal silahın olmaması. Argümanın ciddi bir inandırıcılığı yok. Ve olamaz da.
Kağıt üstünde envanterinde görünmese de kimyasal silahlara sahip olmadığı ve kullanmadığı anlamına gelmiyor. Ve garanti de sayılmaz. İktidarın söylemi kimyasal silah kullanan devletlerin temel argümanı ve örtüsü olan bir söylem. Saddam da Kürtlere karşı kimyasal silah kullanırken benzer bir söylemi dillendirmişti.
HPG’lilere yönelik kimyasal saldırı konusunun anlaşılması, açığa çıkarılması ve bu yönlü araştırma ve incelemelerin yapılması temelindeki tüm girişim ve talepleri iktidar tam bir suçluluk psikolojisiyle linç etme kampanyasına sarılmış durumda.
İktidar ve iktidarın linç kampanyasının bir aparatına dönüşmüş kesimler, HPG verilerini sorgulayabilirler, sorgulamalarının sağlıklı ve inandırıcı olmasının en etkili yolu bağımsız araştırma ve inceleme heyetlerinin incelemede bulunmasından yana olmalarıyla mümkün olur. İktidar ve söz konusu çevreler bundan özenle kaçıyorlar. Kaçmalarının anlamı ne? Türkiye’nin yeni yüzyıl vizyonuna yeni yüz yıl fragmanına bu kaçışı, bu örtbası yerleştirmekle mi geleceğe yönünü verecekler? O zaman yönleri aydınlığa değil karanlığa da, iyiliğe değil kötülüğedir. Kürt halkının ve insanlığın dayatılan kötülükle hep hesabı olacaktır.
HPG çok sayıda veri sunuyor. HPG son 2 yılda Güney Kürdistan’da 90 HPG’linin kimyasal saldırı sonucu yaşamını yitirdiğini açıkladı. HPG, verileri incelemeye yönelik her girişime hazır olduğunu, destek vereceğini ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini birkaç kez kamuoyuna deklare etti.
Konunun uzmanları tarafından gerekli incelemelerin yapılıp gerçeğin açığa çıkarılması için Kürt halkının ve demokratik kesimlerin ve kamuoyunun daha ısrarlı çabalarıyla mümkün olacaktır.