DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Türkiye’nin en fazla ihtiyacı olan şeyin ‘barış’ olduğunu, bunun da Kürt sorunun çözümü ile mümkün olduğunu belirtti. Öztürk, demokrasi isteyen kesimlere de sesini yükseltme çağrısı yaptı
Halkların Demokratik Partisi (HDP), bir süredir yürüttüğü “Demokratik Mücadele Programı’nın 3. ayağını başlattı. Bu kapsamda “Hep birlikte savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük” sloganı ile kent kent buluşmalar düzenleniyor, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri ziyaret ediliyor.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) temsilcilerinin de katıldığı bir heyet Hakkari’de temaslarda bulundu. Heyetin içinde yer alan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Mezopotamya Ajansı’ndan Hamza Gündüz’e verdiği demeçte, Kürt sorununun çözümüne değindi ve muhatabın ‘Öcalan’ olduğunu vurguladı.
İktidarın, gözaltı ve tutuklamalar ile baskıyı artırdığına dikkati çeken Öztürk, “Özellikle Kürtler ve Kürt sorunu üzerine her şeyi tüketmiş olan faşist, tekçi, kendi menfaati ve çıkarından başka bir çıkar düşünmeyen bir iktidardan bahsediyoruz. Faşizmden bahsediyoruz. Faşizmin en çok korktuğu şey de muhaliflerin sesini yükseltmesidir” dedi. Bu nedenle kampanyayı başlattıklarını ifade eden Öztürk, bu kadar basıkıya rağmen HDP ve DTK’nin ayakta olduğunun altını çizdi.
‘Muhatap İmralı’da’
Kürtlere karşı ‘bir savaş yürütüldüğünü’ ifade eden DTK Eşbaşkanı Öztürk, savaşa karşı barışın sesini daha fazla yükseltmek gerektiğine dikkat çekti. Öztürk, şuanda Türkiye’nin ihtiyacı olan en önemli şeyin ‘onurlu barış’ olduğunu ifade etti: “Şu anda Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu şey onurlu bir barıştır. Bu da Kürt sorununun çözümüdür. Tabii ki Kürt sorununun muhatabı da şu anda İmralı’da ağır tecrit altında tutulan Sayın Abdullah Öcalan’dır. Fikir ve önerileri olan bir insandan bahsediyoruz. Geçmişten de biliyoruz. Sayın Öcalan’ın bir sözü bile toplumdaki olumsuz ve mutsuz havanın, olumlu bir havaya, umuda dönüştüğünü hep beraber gördük. Dolayısıyla onurlu bir barışın sesini yükselterek, alanlara çıkarak, tecride tepki göstermek gerekiyor. Bir tek sesten, bir tek partinin siyasetinden değil, gerçekten Türkiye’nin demokrasisini isteyen, eşit bir yaşamı savunan her kesimden insanın bir araya gelip, bu sesi yükseltmesi lazım. ‘Savaş değil barış demenin zamanıdır’ diyoruz.
HAKKARİ