ABD ile krizde henüz çözüm ufukta görünmezken, Rusya ile İdlib krizi kapıya dayandı. ABD sadece Papaz Brunson’u değil, Türkiye’de tutuklu bütün ABD vatandaşlarını serbest bırakılmasını istiyor. Türk ekonomisini çok zor durumda bırakacak yaptırımları arka arkaya yürürlüğe koymakta geri durmuyor. Ankara, ABD’den gelen diplomatik üslubu aşan birçok açıklamayı da sineye çekmek zorunda kalıyor. Türkiye ancak resmi bir uygulama olmayan boykot çağrısı yapmaktan, bazı ABD mallarına ek vergiler koymaktan öteye gidemedi. Rusya İdlib’in cihatçılardan temizlenmesini Türkiye’den bekliyor. Ankara, bunu yapmasa Rusya’nın desteği ile Suriye ordusu İdlib’e operasyonu yapmak için acele ediyor. Bu durumda binlerce cihatçının aileleri ile birlikte Türkiye sınırına yığılmaları kaçınılmaz. Avrupa ile ilişkiler adeta donmuş durumda. Önceki gün Almanya, dün İngiltere Brunson’un bırakılması için çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek ay Almanya’ya yapacağı ziyarette kolay geçmeyeceğe benziyor. Yeşil ve sol siyasetçiler AB ilkelerine uymayan bütün sorunların Erdoğan ile konuşulması çağrısında bulunuyorlar. Ekonomik olarak zor durumda olan Türkiye’nin AB isteklerini daha kolay kabul edeceğini söylüyorlar.
Çok boyutlu kriz
Öte yandan Türkiye’nin NATO üyeliği dahi tartışılmaya başlandı. ABD’de yapılan bir araştırmadan yılsonuna kadar Türkiye’nin NATO’da ayrılabileceği, hatta ABD ile çatışmaya bile girebileceği öne sürülüyor. İç ekonomik ve siyasi durum göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’nin büyük bir krizin içinde bulunduğunu ve krizin giderek derinleştiğini görüyoruz. Ülkenin karşı karşıya olduğu sorun artık, milliyetçiliği kışkırtarak, ‘Milli ve yerli’ söylemi ile aşılacak gibi görülmüyor. Türkiye’nin büyük krizi ile karşı karşıyayız. Krizi büyüten önemli etmenlerden birsi de muhlefetin de bir kriz içide olması. Özellikle anamuhalefet partisi, seçimden sonra kendi iç sorunlarında kafasını kaldırıp ülkenin sorunların dair bir öneride bulunmadı. Parti içi iktidar mücadelesi CHP’nin bütün zamanını alıyor. Türkiye siyasal, ekonomik ve toplumsal bir krizle boğuşuyor. Böyle durumların sonuçları ağır olur. Daha ne kadar büyüklükte bir fatura ile karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz.