ÖSO’nun Afrin’de gözaltına alıp MİT’e teslim ettiği 11 sivil hakkında “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma, nitelikli kasten öldürme” iddiasıyla dava açıldı.
Afrin’e Türkiye’nin himayesinde giren Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) 3 Eylül 2018 tarihinde evlere yaptığı baskınlarla kaçırıp ağır işkencelerden sonra 22 Eylül’de MİT’e teslim ettiği 11 sivil hakkında “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma, nitelikli kasten öldürme” suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame Hatay 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Afrin’den kaçırıldıktan sonra işkence zoruyla YPG’li yaptırılan siviller hakkındaki iddianamede, gözaltındaki ifadelere dayandırıldı.
‘İfadeler zorla imzalatıldı’
Sivillerin yakınları, Jandarmada alınan ifadelerin akrabalarına ait olmadığını, kollukta yapılan işkenceli sorgularla bilmedikleri dilde hazırlanan ifadelerin kendilerine aileleri tehdit edilerek zorla kabul ettirildiğini söyledi. Hatay İl Jandarma Komutanlığı’nda işkenceyle alınan ifadelerde, siviller Afrin operasyonun 4’üncü gününde Raco beldesinin Ömer Uşağı köyü Dizor Tepe mevkiinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren Piyade Üst teğmen Oğuz Kaan Usta ve Piyade Uzman Çavuş Mehmet Muratdağı’nın öldürülmesinden sorumlu tutuluyor. 18 sayfalık iddianamenin 8 sayfası PKK tarihine ayrılırken, 4 sayfası ise YPG ve Kuzey Suriye’de basında çıkan haberlerle PKK-YPG bağlantısı kurulmaya çalışılmış. 11 sivile yöneltilen suçlamalara dair somut tek bir kanıtın bulunmadığı dosyada, sivillerin YPG’li olduklarına dair de somut bir kanıt yok.
Askerin hazırladığı ifade aynen iddianamede
Hataya getirilen Raşit Maho, Cengiz Mustafa, İdris Mustafa, Mesud Mecid Kilkavi, Firaz Kilkavi, Hüseyin Kilkavi, Ahmet Maho, İbiş Maho, Ramadan Hanif Maho, Muhammed Cafer ve Rezzan Behcet Ahmet adlı siviller, Hatay Jandarma İl Komutanlığı’nda işkence altında alınan ifadelerinde, “2014 yılında örgüte katıldıktan sonra ideolojik, siyasi ve silah eğitimi aldıkları, eğitimleri bittikten sonra, asayiş görevinde çalıştıkları, Zeytin dalı Harekatı başlayınca örgütün kendilerini Ömeruşağı köyüne 300 metre uzaklıktaki mezarlıkta görevlendirdiği, olay günü mezarlıkta silahlı bir şekilde görevli oldukları, Türk askerini görünce Kalaşnikof silahlarla Türk askerlerine ateş ettikleri, gece saatlerinde savaş uçaklarının bulundukları alanı bombalaması ile alanı terk edip köye sığındıkları” ifadesi matbu evrak olarak hepsine nokta virgül aynı yere konmak suretiyle imzalatılmış. Savcılığa çıkarılan sivilleri, savcı görmeden tutuklamaya sevk ederken mahkemeye çıkarılan sivillere mahkemede tek bir soru sormadan tutuklama kararı vermiş.
Sanıkların ve tanığın ifadeleri aynı
İddianamede 11 sivilin üzerine tanık sıfatıyla ifade veren Ali Hüseyin adlı bir şahsın ifadeleriyle, sivillere imzalattırılan ifadelerin benzerliği dikkat çekti. İddianamede ifadesi alınan 11 sivilin her birinin diğerine üzerine verdiği ifade de yer alırken, tek tek verdikleri ifadeler de nokta, virgül aynı yere konmuş. Ayrıca iddianamede ölen askerlerin aileleri de şikayetçi sıfatıyla dosyada yer alıyor.
‘Bizi zorla YPG’li yaptılar’
“Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak ve kasten öldürme” suçlarından tutuklanıp Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi’nde konulan 11 sivilden Mesud Mecid Kilkavi ve İbiş Maho’nun İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi heyetiyle cezaevinde yaptıkları görüşmede şunları söylemişti: “Biz YPG’li değiliz, siviliz. TSK ve ÖSO Afrîn’e girdikten sonra ÖSO tarafından gözaltına alındık. Bize, ‘YPG’li olduğumuz’ dayatıldı. 12 gün boyunca insan onurunu inciten her çeşit işkenceye maruz kaldık. Bize, ‘Siz YPG’li olduğunuzu kabul etmediğiniz takdirde ailelerinize de aynı işkenceleri yaşatırız. Kabul edin’ diye tehdit ettiler. Bu yüzden bu tehdidi kabul ettik. 12 gün sonra ÖSO tarafından Türkiye teslim edildik ve Hatay’a getirildik. Hatay Jandarma Komutanlığı’nda da işkence devam etti. Bize burada da işkence ettiler. Bizler kabul etmek zorunda kaldık. Çıkarıldığımız mahkemece tutuklandık. Getirildiğimiz cezaevinde de işkenceye maruz kaldık.”
Duruşma tarihi 25 Mart
Hazırlanan iddianameyle kollukta hazırlanan fezlekenin aynı olduğu görülürken, iddia makamı 11 sivilden zorla alınan ifadeleri esas alarak “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak, kasten öldürme” suçlarından ayrı cezalandırılmalarını istedi. Hazırlanan iddianame Hatay 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Açılan davanın ilk duruşması ise, 25 Mart’ta görülecek.
Ne Olmuştu?
03 Eylül 2018 tarihinde Afrîn’de gözaltına alınıp 22 Eylül 2018 tarihinde Türkiye’ye getirilen ve Hatay Valiliği’nin “YPG üyesi” olduklarını iddia ettiği 11 sivil, kameralara YPG’li olarak sunulmuş ve iktidar basını manşetten “11 YPG’linin özel bir operasyonla Türkiye getirildiğini” yazmıştı.
HABER MERKEZi