Ziraat Mühendisi Serhat Altandağ, kansere yol açtığı gerekçesiyle birçok ülkede kullanımı yasaklanan Roundup tarım ilacının, Türkiye’de yaygın ve kontrolsüz bir şekilde kullanıldığını belirtti
Alman ilaç firması Bayer’in satın aldığı ABD’li Monsato kimya şirketinin ürettiği tarımda kullanılan glifosat etken maddeli Roundup ilacı, kansere yol açtığı gerekçesiyle birçok ülkede yasaklandı.
Türkiye’de kullanımı yaygın olan ilacın yasaklanması için 2020 yılında Ankara 18’inci İdare Mahkemesi’nde açılan davada ise ilacın ruhsat ve lisansının iptali ile piyasadan toplatılması kararı verildi. Ancak şirket yetkilileri davayı üst mahkemeye taşıyarak yerel mahkemenin kararını bozdu. Mahkemenin verdiği karar üst mahkemelerce bozulunca davayı açan avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) bir kuruluşu olan Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), glifosat etken maddeli Roundup ilacının kansere yol açtığı yönünde tespiti bulunmasına rağmen toplatılmayan ilacın Kurdistan ve Türkiye’de kullanımı arttı.
Ziraat Mühendisi Serhat Altandağ, Kurdistan ve Türkiye’de yaygın olarak kullanılan glifosat etken maddeli Roundup tarım ilacının insan sağlığı ve çevreye olan zararlarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
‘Son yıllarda kullanımı arttı’
Glifosat etken maddeli Roundup tarım ilacının son yıllarda Riha (Urfa), Amed, Mêrdîn gibi tarımın yoğun olduğu kentlerde çiftçiler tarafından danelik mısırda kullanıldığını aktaran Altandağ, kimyasal içeren ilaçların insanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını söyledi. Altandağ şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikli doğaya zarar vermeyen, doğayla barışık yöntemler kullanmamız gerekiyor. En son yöntem olarak kimyasal yöntemi kullanmak gerekiyor. Ancak son zamanlarda tarımda ilk önce başvurulan yöntem kimyasal ilaçlar oluyor. Özelikle danelik mısır üreten çiftçiler, erken hasat yapmak için glifosat asit ilacı kullanıyorlar. Son yıllarda kullanım oranı çok fazla arttı. Ruhsatına uygun kullanıldığında bile insan sağlığı açısından zararlı olan bu etkili madde, ruhsatına uygun olmadan kullanılıyor. Glifosat etkin maddeli ilaçların kullanılması insanlar ve çevre üzerinde ciddi tehlikeler meydana getiriyor. Yapılan araştırmalara göre, çiftçilerde gözlenen kronik böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları tespit edilmiş. Yine uluslararası kanser araştırma ajansı, insanlarda kanserojen hastalıklara neden olabileceği yönünde tespitlerde bulunmuş.”
‘Sermayedar ve kar ortakları yarattığı tehlikelere rağmen bu ürünün satışına izin veriyor’
Glifosat etkin maddeli zirai ilaçların tarımda kullanım oranının yüzde 65’leri bulduğuna dikkat çeken Altandağ, glifosat etken maddeli ilaçların devlet izniyle kullanıldığının altını çizdi. Altandağ, “Glifosat hayvanlarda düşük yapma ve çeşitli hastalıklara neden olurken, et ve süt yoluyla insan sağlığını da tehlikeye atıyor” diyerek şöyle devam etti:
“Glifosat etken maddeli Roundup ilacı insan ve çevre sağlığına ciddi zararlar veriyor. Genelde çayır ve meralar ile hava alanlarının temizliğinde kullanılan glifosat, birçok uluslararası araştırma enstitüsü tarafından onaylanmamasına rağmen devletlerinin satış izniyle kullanılıyor. Sermayedar ve kar ortakları bu ürünü dünya çapında pazarlıyorlar. Bu nedenle de devletler, sağlıkta yarattığı tehlikelere rağmen bu ürünün satışına izin veriyor. Çünkü devletlerde bunda bir kar elde ediyorlar. Tarım Orman Bakanlığı ve ilgili birimler, bu ürünün kullanıldığından haberdarlar. Ancak bu ürünü kullanan zirai ilaç bayilerini denetlemiyorlar. Tarım Orman Bakanlığı ruhsatı dışında bu ürünün kullanımını yasaklamış, ancak denetleme olmadığından dolayı bu ürün ruhsatı dışında kullanılmakta ve çiftçiler de bu ürünü rahatlıkla temin etmekte.”
‘Çiftçiler ilacın etkilerini bilmeden kullanıyor’
Altandağ, birçok çiftçinin glifosat etken maddeli Roundup ilacının yarattığı tehlikenin farkında olmadan kullandığını sözlerine ekleyerek sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“İklimsel faktörlere bağlı olarak ürünün erken kuruması ve erken hasat etmek için çiftçiler bu yola başvuruyor. Kimyasal kullanıldığında mısırda yüzde 25 verim kaybına neden oluyor. Her ne kadar erken hasat ederlerse de ürünlerinde yüzde 25 verim kaybı yaşıyorlar. Tarlaları gezdiğimizde çiftçilere bu kimyasalın zararlarını aktarıyoruz. Birçok çiftçi bu kimyasalın yarattığı tehlikelerin farkında değil. Mısır ürününün doğal yollardan kurutulması gerekirken, kimyasal ilaç ile kurutulduğu için sağlık açısından ciddi tehlikeler meydana getiriyor. Mısır üreticiliği yapan çiftçilere, iklime uygun olarak doğal yollarla kurutmanın yapılması ve kimyasal madde kullanmamalarını tavsiye ediyoruz.”
RIHA