İLO’ya göre, Kovid-19 nedeniyle yılsonuna kadar dünyada 25 milyondan fazla insan işsiz kalacak. Türkiye’de ise işsizlik 8 milyonu buldu. Bu tablodan çıkmanın tek yolu işçi çıkartmanın yasaklanması
Koronavirüs (Covid-19) pandemisi ile üretimin kısmi olarak durması dünya ekonomisinde büyük bir daralmaya neden oldu. Ekonomik daralmayla beraber işsizlik sayıları da artış gösterdi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) hazırladığı rapora göre, salgın sonucu ortaya çıkan tablo “2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır küresel kriz” olarak tanımlandı. İLO’ya göre, salgınla birlikte toplam 3,3 milyarlık küresel işgücünün yüzde 81’i, işyerlerinin tamamen veya kısmen kapanmasından etkilendi. Arap ülkelerinde yüzde 8,1’le 5 milyon, Avrupa’da yüzde 7,8’le 12 milyon, Asya ve Pasifik’te yüzde 7,2’yle 125 milyon tam zamanlı çalışan olmak üzere büyük çaplı düşüşlerin yaşanabileceği tahmin ediliyor.
Fransa’da hali hazırda salgın nedeniyle kapanan işyeri nedeniyle toplam 3,6 milyon kişi işsiz kaldı. ABD’de işsizlik maaşı başvurusu yapan kişi sayısı Mart’ın üçüncü haftasında 281 binden 3,3 milyon kişiye çıktı. Salgın öncesinde işsizliğin yüksek olan ülkelerden birisi olan Türkiye’de ise bu oran giderek artıyor. 2020 yılında küresel işsizlikte gerçekleşecek artış, büyük ölçüde, gelecekteki gelişmeler ve politika önlemlerine bağlı olacağı öngörüsünde bulunulan raporda yılsonu rakamlarının, ILO’nun ilk tahmini olan 25 milyondan çok fazla olma ihtimalinin oldukça yüksek göründüğü kaydedildi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) uzmanı Deniz Beyazbulut, durumu Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e değerlendirdi
İş bulamayanlar ümidini kesiyor
Salgının halk sağlığının yanı sıra çalışma hayatını da doğrudan etkilediğini söyleyen Beyazbulut, bunun zaten yüksek olan işsizliği daha da yükselteceğini vurguladı. 10 Nisan’da açıkladıkları işsizlik raporunda geniş tanımlı işsizliğin 8 milyon olduğunu hatırlatan Beyazbulut, iş bulmaktan ümidini kesenlerin sayının önemli oranda arttığına dikkat çekti.
Pandemi sürecinde ümitsizler grubunun daha da büyüyeceğini belirten Beyazbulut, “2018-2019 krizinin olumsuz etkilerini yansıtan TÜİK verileri henüz salgının yarattığı ciddi ekonomik etkilerin sonuçlarını verilerle birlikte göremiyoruz. Haziran ve Temmuz aylarında salgının işsizliğe etkilerini görebileceğiz” dedi.
İşsizlik kriz döneminin üstünde
Beyazbulut, istihdamın krizin başladığı 2018’e göre 2 milyon azaldığına dikkat çekerek, bu tablonun felakete dönüşmesinin engellenmesi gerektiğinin altını çizdi. Beyazbulut, bunun yolunun da ücretsiz izin dayatmalarına son vererek, işten çıkarmaların gerçek anlamda yasaklanmasından geçtiğini kaydetti.
Hasta işçiler çalışıyor
Pandemi sürecinde işçilerin sağlıkları ile işleri arasında tercih yapmaya zorlandığını dile getiren Beyazbulut, “Pozitif vaka olan ancak çalışmaya devam eden işçiler var. İşten çıkarılma korkusuyla üretime devam eden işçiler sağlıklarını göze alarak çalışmaya devam ederken, işten çıkarılanlar ise işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneği yani ayda 1177 TL ücretsiz izin uygulamasına mahkûm edildi. Önemli sektörlerdeki işyerlerinin üretime ara vermesi karşısında işçiler gelir kaybı ve işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya” diye konuştu.
HABER MERKEZİ