Suriye’de gözler, Türkiye’nin kontrolünde bulunan Ulusal Kurtuluş Cephesi ve yaşanan çatışmalar sonucunda Heyet Tehrir El Şam’ın (HTŞ) kenti bütünüyle kontrolüne aldığı İdlib’te. Bu durumun alarma geçirdiği Suriye rejimi ile sınıra dönük sevkiyatlarını sürdüren Türkiye, her an karşı karşıya gelebilir.
Minbic’e askeri operasyon yapmak için uluslararası zemini yoklamaya çalışan Türkiye’nin kontrolünde bulundurduğu İdlib’te patlak veren çatışmalar farklı bir aşamaya evrildi. Ulusal Kurtuluş Cephesi bünyesinde toplatılan grupların eski adı El Nusra olan Heyet Tehrir El Şam’a (HTŞ) tasfiye ettirilmesi ile kentin tüm kontrolü HTŞ’ye geçti.
İdlib’in güney hattı olan Haleb, Hama ve Lazkiye kırsallarına sevkiyat yapan Suriye rejim güçleri ise, yer yer HTŞ’nin kontrolünde bulunan alanlara top atışları gerçekleştiriyor. Suriye ve Türkiye’nin askeri sevkiyatlarını sürdürdüğü bölgede her an çatışma başlayabilir.
Herkes sessiz
Türkiye, garantör olduğu İdlib’te yaşananlara ilişkin bugüne kadar bir açıklama yapmadı. Türkiye’nin yanı sıra Rusya ve İran’dan da bu konuda ses yok. Yine daha önce Rusya’nın bu gruplara yapmayı planladığı operasyona karşı yaygara koparan ABD, Fransa, Almanya, İngiltere ve İsrail gibi güçlerin sessizliği de, İdlib’te yaşananların herkesin bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin işareti durumda.
HTŞ giderek güçlendi
Yıllardır bölgede bulunan HTŞ, bu güne kadar Türkiye ve diğer bölgesel güçlerin kendisine gönderdiği yardımların yanında son dönemlerde diğer gruplardan aldığı yerlerle birlikte iyice güçlendi.
Cisr El Şuğur, Maaret El Numan, Ariha ve bir kaç küçük bölge dışında İdlib’te tüm hakimiyeti elinde bulunduran HTŞ’nin içinde Suudi Arabistan, Türkiye ve hatta Suriye rejimini destekleyenler de mevcut. HTŞ’nin Türkiye ile Kuzey ve Doğu Suriye güçleri arasında yaşanan savaşların kendilerini ilgilendirmediğini belirttiği açıklaması ise, Suudi Arabistan kanadınca yapılan açıklama olarak okunuyor. Suudi Arabistan’ın örgüt üzerindeki etkinliği aynı zamanda ABD’nin de etkinliği olduğu anlamına gelirken, kabul gören görüş İdlib’te son dönemde yaşananlarda ABD’nin rolü olduğu.
Hedef İran
Akdeniz’e açılan kapı olarak görülen İdlib, İran’ın bölgede kurmak istediği ‘Şii Hilali’ planı içerisinde yer alıyor. Bu nedenle kentte yaşananlar aynı zamanda İran’a dönük bir hamle. Nitekim ABD’nin bölgedeki en büyük müttefiklerinden İsrail’in, son dönemlerde Şam ve çevresinde İran güçlerini vurması bu kapsamda okunuyor.
ABD ve Rusya’nın denklemdeki yeri
İsrail’in İran güçlerine dair bu operasyonlarına dair Rusya şimdiye kadar ciddi bir tepki vermedi. Gelişmelere bakıldığında Suriye iç savaşının bu yılın ilk günlerinde başlayan yeni aşamasında en çok İran ve Türkiye’nin sıkıştırılacağı öne çıkıyor. İlk adım olarak Türkiye’nin İdlib’teki etkisini kırmaya çalışan aynı uluslararası güçler, bu kez İran’a yönelmiş durumda. Bu tablo, ABD ve Rusya’nın bölgeye dair kimi anlaşmalara vardığının işareti olarak okunuyor.
Arap ülkelerinin Türkiye rahatsızlığı
Yine Suudi Arabistan ve Mısır gibi Arap ülkelerinin Türkiye’nin Suriye’deki varlığını tehlikeli bulması da bu anlaşmanın güçlü bir ibaresi. Şam hükümeti ile ilişkilenen bu güçlerden Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Şam’da büyükelçilik açacağını duyurmasının ardında Suudi Arabistan’ın da elçilik açma hazırlığında olduğu belirtiliyor.
Esad hükümeti ile aralarını düzeltmeye çalışan bu güçler, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetimi ile de ilişki halinde.
Suriye rejimi hareketlendi
Güçler arasındaki bu denklemde en çok etkilenen İdlib’te HTŞ ve UKC grupları arasında başlayan çatışmalar, HTŞ’nin zaferi ile sonuçlanırken, bu çatışmalarda bulunan taraflarının değişmesi an meselesi. Suriye rejimi bölgede yaşananlara karşı alarma geçerken, HTŞ’nin İdlib güneyinde bulunan mevzilerinin karşısına son dönemlerin en büyük sevkiyatını yaptı. İdlib’in güneyine denk gelen Haleb, Hama ve Lazkiye kırsallarına askeri güç göndermesinin yanı sıra tank ve ağır silahlar gönderen rejim, HTŞ’nin bu bölgede bulunan güçlerine zaman zaman top atışları da gerçekleştiriyor. Rusya’nın da bölgedeki gücünü arttırdığı aktarılırken, HTŞ’nin ise kent halkına savaşa hazırlanılması yönünde anonslar yaptığı belirtiliyor.
Astana ve Soçi süreci son bulur mu?
Türkiye de İdlib’in hemen karşısında bulunan Hatay’a dönük sevkiyatlarını sürdürüyor. Edinilen bilgilere göre, bölgeye gönderilen ağır silahların bir bölümü İdlib’e geçirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yoğunlaştığı bölgede her an bir savaş patlak verebilir. Bu alanda yaşanan son gelişmelerle birlikte Astana ve Soçi anlaşmalarının geçerlikleri de tartışmaya açılırken, HTŞ’nin durumunun bu mutabakatlar kapsamına girmediği biliniyor. Suriye rejiminin harekete geçmesi halinde ise, Astana ve Soçi yürürlükten kalkacak.
Kaynak: MA