İliç’te beklenen siyanür liç alanının çökmesi tüm bölgenin yaşanmaz bir yer olma tehlikesini ortaya çıkardı. Siyanür felaketleri, Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında bir avuç şirketin çıkarları uğruna yaşanmakta
Amerika ve Kanada Ortaklı SSR Madenciliğe ait Anagold Madencilik ile Çalık Holding’in ortağı olduğu Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde 2022 yılı haziran ayında kullanılan siyanür borularının patlaması sonrası bölge zehirlenirken, bu kez yüz bin metreküpe yakın siyanür liç atığı bölgeye yayıldı. Siyanür yüklü akışkan çevreye yayılırken yağmurlarla birlikte Fırat Nehri’ne kadar ulaşması kaçınılmaz olarak değerlendiriliyor. Diğer yandan göçük altında işçilerin kalması yıkımın boyutuna işaret ediyor. 2022’de yaşanan siyanür sızıntısını Murat Kurum’un başında olduğu dönemde şirketin beyanını esas alarak sızan siyanür 20 metreküp olarak açıklarken gerçek sızıntının 210 metreküp olduğu ortaya çıkmıştı.
Dünya altın borsası Kanada’da!
Avrupa’da siyanür liç yönteminin uygulanması iptal edilirken, şirketler sömürge ve yarı sömürge ülkelerde pervasızca siyanür uygulamasını kullanmaya devam etmekte. Dünyada altın madenciliği ağırlıklı olarak Kanada merkezli şirketler eliyle yapılıyor olması ise dikkat çekici. Kanada, dünya altın madenciliğine yön veren bir konumda. Kanada altın borsalarının merkezi konumunda olması Kanadalı şirketlerin öne çıkmasındaki temel neden. Bu şirketler altın çıkarmaktan çok borsalardaki şirketlerinin değer kazanmasını hedefliyor. Yaptıkları spekülatif propaganda ile “Anatolia’da altın bulduk” gibi yaygaralar koparıp borsa kağıtlarını yüksek ölçekte satışlarını arttırırken, kendi halkını da yıkımlara ortak ediyor.
AKP, 21 kez yasayı değiştirdi
1985 yılında maden yasasında yapılan değişiklik, neoliberal politikaların doğa üzerinde yaratacağı tahribatın ilk adımıydı. AKP iktidarı döneminde 21 kez madencilik yasaları ve yönetmeliklerde değişikliğe gidilerek tüm ülke coğrafyası yağma alanına dönüştürüldü. Altın, gümüş, bakır, krom vd. maden aramaları ve çıkarma işlemlerinin önündeki tüm engeller kaldırılırken, dayanakları “üstün kamu yararı” yalanıydı. Çıkarılan yasalarla maden çıkarmayı ve madenin işlenmesi aynı alan içinde olanaklı kılınarak yaşam alanlarımız devasa büyüklükte açık hava kimya işletmesi haline dönüştürüldü. Altın madenlerinin hemen yanı başında açık siyanür havuzlarında bu işlemler yapılırken, çevresindeki yaşam ise hızla yok olmakta.
Türkiye’de yaşanan yıkımlar
İliç dışında Gümüşhane, Uşak Eşme, Kütahya, İzmir Bergama, Kayseri, Rize Hemşin’de bulunan altın ve gümüş madenlerinde kullanılan siyanür havuzları patladı ve binlerce insan, siyanür karışan içme sularını içerek zehirlenirken, binlerce balık ve diğer canlıalr yaşamını yitirdi. Gümüşhane Valiliği ‘300’ü aşkın insanın zehirlenmesini içme suyuna lağım karışmış olabilir’ diyerek kapatmaya çalıştı. Benzer açıklama Eşme’de zehirlenen 1500 kişi için Uşak Valiliği’nden de gelmişti. Ancak Eşme’deki zehirlenme tam olarak örtbas edilemedi. Alınan kan örneklerine kaymakamlık el koyarken, 9 kişinin kan örnekleri Elele Hareketi tarafından alınıp tahlillerinin yapılması sağlandı ve gerçekler ortaya serildi.
Siyanürle ilk tanışan Bergama!
Gittiği her ülkede siyanür sızıntıları, çevre atıkları, tarımsal alanları yok olması gibi zararlar ile anılan Newmont adlı maden tekeli, 2002 yılında Türkiye Bergama’da faaliyete girdi. Madenin ikinci atık barajına siyanürlü çamur taşıyan borunun patlaması üzerine tonlarca siyanürlü atık dereye boşaldı. Şirket kazayı doğruladı ancak siyanürlü atık hakkında konuşmamıştı. Ardından görevlendirilen heyet, topraktan numune almıştı. Dönemin Belediye Başkanı Gönenç, “Maden yetkilileri olayı kabul etti. ‘Evet, bir sıkıntı oldu ama yedek hat vardı onu devreye soktuk’ dediler. Arkadaşlar numuneleri alıp doğrudan İzmir’e götürdü” açıklamasını yapmıştı. Bergama köylülerinin ve bilim insanlarının yıllarca karşı çıkmasına, eylemler yapmasına rağmen siyanürlü maden hükümetlerin desteği ve yasal düzenlemelerle çalışmaya Koza Altın ile devam ediyor.
Uyarılar dikkate alınmadı
Kütahya’da Eti Gümüş AŞ’ye ait maden işletmesine ait olan siyanürlü atık depolama barajının bentlerinden biri 2005 yılında kısmen yıkılmıştı. Çevre Mühendisleri Odasının incelemelerine göre barajdaki sızıntılar tarlalara kadar ulaştığı ve bendin her an yıkılma tehlikesi olduğu uyarısında bulunulmuştu. 2004 yılındaki özelleştirme sonrası Kütahya’daki Eti Gümüş tesislerini Koza Holdingin şirketleriyle ortaklaşa alan Yıldız SSS, 2005 yılında Koza’nın hisselerini de alarak “Gümüşü bıraktık altın işine giriyoruz” açıklaması yapmıştı. Uyarılar dikkate alınmazken, Eti Gümüş tesislerinin atık barajı 7 Mayıs 2011’deki yıkıldı. Binlerce metreküp siyanürlü atık, suya ve toprağa karışırken, siyanür zehirlenmesi sonucu çok sayıda hayvan yaşamını yitirdi.
Altın madeni sayısı artıyor!
2021 yılında İpek Grubuna ait Koza Altın Şirketi TMSF bünyesine alındı. Yıllardır kâr rekorları kıran şirketin altın madeni girişimleri sürerken, TMSF tarafından maden tekellerinden birisine satılma süreci işletilmekte. Koza’ya ait Kayseri Himmetdede Altın Madeni çalışmaya başladığı günden bu yana bozkırı zehirlemeye, suyunu tüketmeye, bölgeye etkisi yıllarca devam edecek korkunç bir çevre kirliliği yaratmaya devam ediyor. Diğer yandan Kayseri, Erzincan, Ordu Fatsa, Uşak Eşme, Bergama ve Madra Dağı, Çanakkale Lapseki, Bulgaristan sınırındaki Istranca Dağları, Sivas Bakırtepe, Artvin Cerattepe’ Dersim Ovacık, Kayseri Himmetdede, Gümüşhane, Eskişehir coğrafyalarında altın madenleri çalışırken, Ağrı’nın içinde bulunduğu onlarca yeni altın maden girişimleri devam etmekte.
Dünyadan felaket örnekleri
1971 – 2015 yılları arasında kayıtlara geçen 11 altın madeni kaynaklı felaketin 7’si siyanürlü suyla bağlantılıyken bu şirketlerin 6’sı Kanadalı şirketlerden oluşuyor. 1971’de Romanya’da Certej altın madeninin atık barajının patlaması sonucu 300 bin metreküp zehirli su Certeju de Sus adlı kasabayı bastı. Olayda 89 kişi yaşamını yitirdi. 1984’te Papua Yeni Gine’de Avustralyalı şirket Broken Hill Proprietary Co.’nun işlettiği Ok Tedi Mine madeni bölgedeki en büyük çevre felaketlerinden birine neden oldu. 2 milyar tondan fazla işlenmemiş atık maden çevresine boşaltıldı. Zehirli atıklar bölgede yaşayan en az 50 bin kişiyi etkiledi.
Filipinler, Papua Gine!
1995’te, Kanadalı Omai Gold Mines şirketi, Guyana’da işlettiği madende dev bir sızıntı yaşandı. Yaklaşık 3 milyon metreküp siyanürlü atığın bölgedeki Omai ve Essequibo nehirlerine karıştığı ortaya çıktı. 1996’ya gelindiğinde, Filipinler, tarihinin en büyük çevre felaketlerinden birini yaşadı. Marcopper Mining adlı Kanadalı şirketin işlettiği Mt. Tapian altın madeninin tünellerinde oluşan çatlak zehirli atıkların Makulapnit-Boac nehrine karışmasına neden oldu. Sızıntı, kısa sürede bölgeye yayılırken, onlarca köy tahliye edildi. Tarım alanları kullanılamaz hale geldi. 1998’de Kanadalı Centerra Gold şirketinin Kırgızistan’da işlettiği Kumtor altın madenine sodyum siyanür taşıyan bir kamyon Barşkaun nehrine düştü. 2000 yılı içinde Avustralyalı Dome Resources adlı şirket, Papua Yeni Gine’deki Tolukuma altın madenine bir tonluk siyanür taşıyan kargo helikopteri ormana düştü ve bölgedeki akarsulara karıştı.
Gana’dan Arjantine
2009’da ABD’li Newmont Mining şirketinin Gana’daki Ahafo madeninden bölgedeki akarsulara siyanür sodyum karıştığı tespit edildi. Olayın ardından çok sayıda balık ölümü yaşandı. 2014’te Kanadalı Imperial Metals’ın kendi ülkesinde işlettiği Mount Polley altın madeninde zehirli atık sızıntısı yaşandı. Zehirli atığın Polley Gölü’ne kadar ulaştığı kaydedildi. 2015’te Kanadalı Barrick Gold adlı şirketin Arjantin’de işlettiği Veladero altın madeninde siyanür sızıntısı yaşandı. Bin metreküpten fazla siyanürlü atık Potrerillos nehrine karıştı. 1995 yılının ağustos ayında Güney Amerika’da Omai altın madenindeki barajın çökmesi sonucu 3,2 milyar litre siyanürlü atık Essequibo nehrine aktı. Aynı madende yaşanan başka bir felaket nehri Eylül 2000’de bir kez daha kirletti.
Tuna Nehri zehirlendi
2000 yılında Romanya’da Baia Mare altın madeninde aşırı yağışlar sonucunda baraj taşıp yırtılınca 100.000 m³ siyanürlü akışkan Tizsa ve Tuna ırmaklarına boşalırken yüzbinlerce balık anında öldü. 16 Mayıs 2002’de , ABD Nevada’daki Twin Creeks madeninden 34.000 ton siyanür atığı sızdı. Madeni işleten Newmont firması sadece 10.000 ton sızıntı olduğunu kabul etti. Aynı şirketin Arizona’daki başka bir madeninde 13.000 ton sızıntı yaşandı. 2003’te , Honduras Copan eyaletindeki San Andres madeninden Lara nehrine ve yakınlardaki Santa Rosa kasabasının içme suyuna siyanür karıştı.
Aynı madende 6 sızıntı
2005’te, Laos’ta Avustralya şirketin altın maden işletmesinde sızıntı oldu. Yerel yetkililerin 100’e yakın Laoslu’nu zehirlendi. 2006’da, Gana Whassa bölgesindeki altın madeninde 15 gün ara ile iki baraj hasar görüp çevreye boşaldı. Asuman nehrinin büyük bir bölümünde yaşam bitti. Gana en çok siyanür sızıntısı yaşanan ülke. Daha önce 2001 – 2005 arası altı büyük siyanür sızıntısı yaşanmıştı. 2006’dan önce en büyük sızıntı Ekim 2004’de yaşanmıştı. Kanada maden firması Bogoso Gold’un çalıştırdığı madenin atık barajında büyük bir sızıntı yaşanırken, Aprepre nehrinde onbinlerce balık öldü.
EKOLOJİ SERVİSİ