FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik, Türkiye’nin kimyasal silah kullanımını ‘Savaş hukukunu hiçe sayıyor’ sözleri ile yorumladı. Öte yandan Türkiye’nin en çok boğucu gaz kullandığı ve Klor gazını kendisinin ürettiği ifade ediliyor
FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik, gerillanın destansı direnişini kıramayan, onca desteğe rağmen başarılı olamayan Türk devletinin, her türlü kirli savaş araçlarını kullanmaktan geri durmayarak, insanlık ve savaş suçu işlediğini vurguladı.
Türkiye’nin Federe Kürdistan bölgesine yönelik saldırılarında kimyasal sillah kullandığına dair açıklamalr ve görüntülerin yankısı sürerken, FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik, ‘Türkiye’nin savaş hukukunu hiçe saydığını’ vurguladı.
FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik, ‘Türkiye’nin savaşta çok zorlandığını ve bu nedenle kimyasal kullanmaya başladığını’ ifade ederek, ‘insanlık suçlarını da inkar ettiklerini’ ifade etti. Çelik, “Türk devleti, savaş hukukunu hiçe sayarak her türlü kirli savaş araçlarını kullanmaktan geri durmuyor” dedi.
Türkiye’de kimysal ile ile ilgili konuşanlara yönelik baskılara da dikkat çeken Çelik, “Türk Tabipler Birliği Başkanı ve Adli Tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı, kimyasal silah kullanımı araştırılsın, dediği için tutuklandı. Kimyasallara karşı devleti sorumlu olmaya davet eden siyasetçiler, sanatçılar ve aydınlar linç edilmek istendi. Bu paranoyak yaklaşım, devletin kirli savaşta çok zorlandığını gösteriyor” sözlerini ifade etti.
‘Askerlere sözleşme imzalatılıyor’
Savaşta yaşamını yitiren askerlerin cenazelerinin toplumdan gizlendiğine işaret eden Çelik, askerlere ve ‘cenazeler ile ilgili tüm tasarrufun devlette olacağına dair sözleşme imzalatıldığını’ söyledi. Çelik sözlerine şunları ekledi: “Tankları, zırhlı araçları, helikopterleri olmasına rağmen cenazelerini taşımayıp yakmalarının, insani ve vicdani izahı yok. O nedenle egemenden, zalimden insafa gelmesini beklemek yerine, Mezopotamya’nın mazlum/mağdur halkları ve inançları olarak bizler bu vahşete karşı insani ve vicdani sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız.”
‘Klor gazını Türkiye kendisi yapıyor’
Öte yandan kimyasal kullanımına dair görüntüleri yayınlayan Fırat Haber Ajansı (ANF), konuya dair HPG’li Dr. Serbilind Dersim ile yaptığı röportajda, yaptıkları muayenelerden en çok boğucu gazların kullanıldığını anladıklarını belirtti.
Dr. Dersim ANF’ya verdiği röportajda şunları ifade etti: “Klor gazını, Türk ordusu kendisi savaş alanında birebir üretmektedir. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Savaş alanlarında çok fazla miktarda, -halk nezdinde daha çok bilinen adıyla tuz ruhu- bunun kimyasal adı hidroklorik asittir, evlerde yoğun bir şekilde temizlik malzemesi olarak kullanılır. Aynı zamanda çamaşır suyu, bu da Sodyumhipoklorit asittir. Dikkat edilirse her iki asit içeren madde klor içermektedir. Bu iki madde bir araya geldiğinde çok boğucu, tahriş edici, gözlere ve solunum sistemine zarar verici bir klorlu gaz açığa çıkmaktadır ki, bu da doğrudan doğruya boğucu hatta öldürücü bir kimyasala dönüşmektedir. Türk ordusu bizim mühimmatlarımız arasında, envanterimizde kimyasal silah yok diyor. Ama kendisi bu tür bilinen bazı kimyasallarla savaş alanlarında klor gazını kendileri üretmektedir. Hatta bunları savaş tünellerinin ağzına kadar borular döşeyerek, aspiratörler aracılığıyla savaş tünellerine pompalamaktadırlar. Bunlar çok net bir biçimde görüntülenmiş, çok net biçimde kanıtı olan konulardır.”
‘Uyuşturucu gazlar kullanılıyor’
Kimyasal silaha maruz kalarak yaşamını yitiren HPG’li Boz Mordem’in görüntülerini de yorumlayan Dr. Dersim, “Arkadaşımızın ciğerlerinde meydana gelen tahriş, bu tarz bir boğucu gaza maruz kaldığını gösteriyor. Çünkü akciğerlerde meydana gelen yoğun ödem kılcallardaki çatlama nedeniyle, görüntülerde de çok net görüldüğü gibi arkadaşımızın ağzından kırmızı, pembemsi, kahverengi bir sıvı gelmektedir. Bu sıvının bir kusma sonucu değil ciğerlerinden gelen bir sıvı olduğu kesinleşmiştir. Bunu net olarak söyleyebiliriz. Aynı zamanda şehit Helbest Koçerîn arkadaşa yönelik kullanılan gazla da ilgili bazı bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Orada kullanılan gaz, kapasite düşürücü gazlar sınıfında yer alan uyuşturucu gazlardandır. Bunun arasında BZ koduyla ‘Buzz 15’ diye geçen bir gaz var. Aynı zamanda belki yine halk arasında bilinen uyuşturuculardan biri olan LSD uyuşturucusu var. Bu LSD genelde okul önünde çıkartma etiketlerinde yapıştırılmış vaziyette olan, yapışkan kısmı cilde yapıştırılarak kullanılan ya da dilaltında emilerek kullanılan bir uyuşturucu çeşididir. Ama bunun gaz haline getirilmesi oldukça öldürücü sonuçlar doğuruyor. Ki bize karşı kullanılan gazlardan biri bu. Tabii daha değişik uyuşturucu gaz çeşitleri de var. Kimyasal adıyla fentanil türevleri gibi. Çok fazla teknik detaya girmek istemiyorum ama bu gazlar ne yapıyor? Kişiyi kendinden geçiriyor, savaşamaz duruma getiriyor. Arkadaş, kimyasalın etkisiyle kendinden geçmiş, halüsinasyon geçirmiş gibi görünüyor. Hiç günlük yaşamda vermediği değişik tepkiler veriyor. Aşırı sevinme ya da aşırı üzülme gibi duygu bozuklukları yaşıyor. Bu net bir biçimde o arkadaşımızın bu tarz bir uyuşturucu gaza maruz kaldığının kanıtıdır” diye konuştu.
Kaynak: ANF