İnsan Hakları Haftası etkinlikler sona erdi. Kapanış etkinliğinde konuşan TİHV İstanbul Şube Temsilcisi Ümit Efe, ‘Bu sokağın şuan ki görüntüsü bu ülkenin insan hakları fotoğrafının küçük bir parçasıdır’ diyerek duruma tepki gösterdi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’nın kapanışı nedeniyle açıklama yaptı. İHD İstanbul Şube binası önünde gerçekleşen açıklamaya çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. Polis ablukasında gerçekleşen açıklamada, ablukasız bir açıklamanın dahi yapılamamasının Türkiye’nin özeti olduğuna dikkat çekildi.
İnsan hakları nefes aldırır
İlk olarak söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, bu yıl öne çıkan temanın “İnsan hakları nefes aldırır” olduğuna vurgu yaptı. ABD’de polis tarafından nefessiz bırakılarak öldürülen George Floyd’un “Nefes alamıyorum” çığlığının ırkçılığa karşı tüm dünyada büyük bir tepkiye neden olduğunu söyleyen Yoleri, “Kovid-19 virüsü de insanları nefessiz bırakıyor. Ama insanları öldüren şey virüs değil, virüse karşı yeterli tıbbi müdahalenin yapılamayışı, virüsten korunma tedavi imkanlarının olmayışı ve sağlık sistemindeki yetersizliklerdir” dedi.
İnsan hakları ayrılmaz bir bütündür
Yoleri, salgın sürecinin en önemli sonuçlarından birinin insan haklarının birbiriyle sıkı ilişkisini görünür kılması olduğuna işaret ederek, “Pandemi sürecinde halkın sağlığını, canını koruması gerekenlerin, kendi çıkarlan için gerçekleri gizleme çabalarını gösterdi. Halkın can kaygısıyla ihtiyaç duyduğu haber alma, gerçekleri bilme hakkına getirilen kısıtlamaları gösterdi. Yaşamı sağlığı devlete emanet mahpusların, bir yandan ölüme terk edildiklerini öte yandan var olan haklarının da gasp edildiğini gösterdi” diye konuştu.
Savaşın faturası halka
Salgının kıdem tazminatı gaspı, kısa dönem çalışma, evden çalışma yöntemleri ile emek sömürüsünün daha da kurumsallaştırılması için fırsat olarak görüldüğünün altını çizen Yoleri, ekonomik imkanların savaş ve ranta ayrılarak koronavirüs salgınına bağlanan ekonomik krizin faturasının ise halka kesildiğini dile getirdi.
İnsanca yaşam ısrarı
İnsan hakları ihlallerinin gerçek sorumlularının ülkeyi yönetenler olduğunu vurgulayan Yoleri devamla, “Hak ihlallerine son verin, hakkımız olan İnsanca bir yaşam için önümüzden çekilin diyoruz. Kadın cinayetlerinin, iş cinayetlerinin, mahpus cinayetlerinin önlenmesi, çocukların, mültecilerin, engellilerin, çevrenin korunması ve George Floyd’ların hayatta kalması için de, salgının daha fazla can almaması için de insan hakları yeterlidir. İnsan hakları nefes aldırır, insan hakları hemen şimdi” ifadelerini kullandı.
Abluka bu ülkenin özeti
Ardından söz alan TİHV İstanbul Şube Temsilcisi Ümit Efe, polis ablukasına işaret ederek, “Bugün 17 Aralık, bu sokağın şuanki görüntüsü bu ülkenin insan hakları fotoğrafının küçük bir parçasıdır. Bu ülkede herkese insan hakları gerekiyor, sokakta gezen çocuğundan büyüğüne, polisinden öğretmenine, emekçisinden bürokratına hepimize insan hakları gerekiyor. Biz biliyoruz ki her insan hakları kapanışı haftasında değişik engellerle karşılaşıyoruz. Sesimiz kısılmaya, gerçeklere ve adalet taleplerine ilişkin sözlerimizin bastırılmaya çalışıldığını görüyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Zafer vurgusu
İnsan hakları mücadelesinin etik ve koruyucu değerleri ile işkencesiz, eşit, özgür, demokratik bir geleceğin inşası için verdikleri mücadelede mutlaka zafere ulaşacaklarını söyleyen Efe, “Mutlaka nefes alacağız. Nefes alması engellenenlerin tanığı, takipçisi olmaya devam edeceğiz. En fazla dayanışmaya ve mücadeleyi yükseltmeye ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Sokaklardan kendi sesimizin duyurulmasının önünde engellerin olmadığı, güneşin sıcaklığını ellerimizle taşıyacağımız, kayıpların akıbetini bulduğumuz, çocuklarımızın karınlarının doyduğu, insanların soğuktan ölmediği, pandemi ve insan krizi gibi cümlelerden bahsetmediğimiz bir gelecek umut ediyorum” diye konuştu.
Konuşmalar ardından açıklama son buldu.
İSTANBUL