Her yıl 13.7 milyon ton her türden atık Türkiye’ye taşınırken, atıkların çok büyük bölümü enerji üretim amaçlı yakılıyor. Çimento fabrikaları ile biyoenerji tesislerinde bu çöpler yakılırken, yaşamı dioksin ve furan gibi kanserojen atıklarla zehirliyorlar
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Türkiye AKP iktidarıyla birlikte 2004 yılında çıkarılan atık ithalatı tebliğleri hemen her yıl yenilenerek atıklara yeni türler eklendi. En son 31.12.2020 tarihinde çıkarılan tebliğde 2021 yılı sonuna kadar atık ithalatı düzenlenirken, bu atıkların içinde her türen atığı bulmanız mümkün. Türkiye’ye gönderilen atıkların içinde yer alan plastik atıklar ise yabancı basının haberleştirmesiyle birlikte gündemimizde ağırlıklı yer tutarken, kurşun-asitli akümülatörler, kurşundan imal edilen elektrik pilleri, bataryaları ve elektrik akümülatörlerinin döküntü ve hurdaları ile tehlikeli veya tehlikesiz olarak sınıflandırılan her türden atıkların ithalatı gündemimizde yer almıyor. Sistemin aşırı üretim ve tüketim odaklı dayatmaları ile ortaya çıkan aşırı çöp ve sanayi atıkları yaşamı ciddi biçimde tehdit ederken, halkı ikna etmek için türlü yöntemler uygulanmakta. İthal edilen çöpler ise yakma tesisleri, çimento fabrikaları ve termik santrallerde yakılıyor.
Yıllık 13.7 milyon ton atık!
2018 yılında The Guardian gazetesi yaptığı bir haberde şu başlığı kullanmıştı: “Türkiye İngiltere’den plastik çöp ithalatını artırıyor, çevre uzmanları endişeli.” Hangi çevre uzmanı endişeli bunu bilmiyoruz ancak çöp ithalatı sadece plastik üzerinden yapılmadığı gibi ithalat miktarı katlanarak büyüyor olması büyük bir sorun. Malezya ve Vietnam’ın İngiltere’den plastik çöp ithalatına sınırlama getirmesi ve Polonya’nın da çöp ithalatına kısıtlama getirmesinin ardından, Türkiye İngiltere’den en çok plastik çöp ithal eden ülke haline geldi. AB istatistik kurumu Eurostat verilerine göre, AB ülkeleri 2004 yılından bu yana atık ihracatını yüzde 75 arttırırken, yıllık toplam atık ihracatı 32.7 milyon tona ulaşmış durumda. Bir yılda ortaya çıkan atıkların 13.7 milyon tonu ise Türkiye’ye gönderildi. AB üyesi 27 ülkeden Türkiye’ye gelen atık miktarı 2016’ya göre 20 kat artmasının nedeni ise çimento fabrikaları ve termik santrallere atık yakma izni verilmiş olması ve atık yakma tesislerinin giderek çoğaltılmış olmasıdır.
Bedava yakıt!
Çöp ithalatlarını diğer ithalatlardan ayıran çok önemli bir durum var. Normal ithalatlarda döviz cinsinden borçlanılırken, bu ithalatta ise döviz girdisi gerçekleşiyor. Çöpünü yollayan ülkeler veya Türkiye içindeki atıklar para karşılığı atık tesislerine veriliyor. Çöpün taşınma işi de gönderenin uhdesinde. Üste para alarak üretilen enerji, uzun süredir sermaye çevrelerinin de hedefinde. Birçok il merkezinde kurulan ve kurulmak istenen atık tesislerine bir süredir belediyelerin de ilgisinin arttığı izleniyor. İstanbul B. Belediyesi’de 3 milyon insanın enerjisi karşılanacak iddiası ile giriştiği çöp yakma tesisi, bulunduğu çevrede toprak, su, insan ve diğer canlıları zehirleyen özelliğe sahip olduğu ise biliniyor.
İthalat nedeni enerji!
Giderek artan çöp ithalatını arttıran en önemli motivasyon, bu atıkların yakılması yoluyla enerji üretilmesine, çimento fabrikalarına yakıt olmasına ve termik santrallerde ek yakıt olarak kullanılmasına izin verilmiş olmasıdır. Her türden enerji üretim biçimlerine ve yakma tesislerine destek verilirken, bilmem kaç milyon insanın enerji ihtiyacı karşılanacak yalanına sarılınması değişmeyen bir vurgudur. Bu vurgu ile yurttaşlarda algı oluşturularak bu tesisler ‘bizim’ için yapılıyor inancını bilinç altına yerleştirerek duyarsızlık yaratılmak amaçlanmaktadır. Oysa Türkiye bugün üretilen enerjini 1/3’ünü dahi tüketemiyor olması enerji ihtiyacının sadece bir yalan olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.
Çöpte ‘yerli-milli’ kararı!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Twitter üzerinden yaptığı bir açıklamada, her türden atığı yakarak enerji üreten şirketler dahil ham maddesi atıklar olan şirketlerin yıllık ‘ham madde’ ihtiyacının yarısının iç piyasadan karşılanmasının zorunlu hale getirileceğini açıklamıştı. Uzun yıllardır başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinin kurtulmak için bedavaya verdiği atıklar Türkiye’de şirketler için adeta bir nimet. ‘Geri dönüşüm’ iddiası ile getirilen atıkların neredeyse tamamı, enerji şirketleri ile çimento fabrikalarında yakılıyor. Dünyanın çöplüğüne dönüştürülen Türkiye’nin Avrupa’dan sonra Irak, Tunus, Tayland gibi ülkelerden de atık ithal ettiği biliniyor. Bakan Kurum’un ‘yerli ve milli çöp’ miktarının enerji şirketleri ve çimento fabrikalarını beslemesi ise olanaksız. Halkı ve çevreyi zehirleyen yakma işleminde ihtiyaç duydukları ‘ham madde’ yani çöpün ‘yerli ve milli’ olmasıyla ‘ham madde’ ihtiyaçlarını karşılamaları imkansız.