Türkiye uzmanı Lisel Hintz, seçimlerden sonrada Türkiye-ABD geriliminin süreceğini ve Erdoğan’ın yönetim biçiminin değişmeyeceğini söyledi.
Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Araştırmalar Yüksek Okulu’nda uluslararası ilişkiler ve Avrupa çalışmaları profesörü Lisel Hintz, seçim sonuçlarının ne anlama geldiği, bundan sonrasında Türkiye’yi nasıl bir yönetim beklediği ve Türk-Amerikan ilişkilerine bu sonuçların nasıl yansıyacağı konusunda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye uzmanı Lisel Hintz, seçimlerin kendisi açısından en büyük sürprizlerinden birinin, seçim ortamının adil olmasa da nispeten özgür geçmesi ve usulsüzlüklerin tahmin edilenin çok altında bir düzeyde kalması olduğunu söyledi. Hintz, MHP’nin beklenmeyen başarısı ve HDP’nin de tüm baskılara rağmen yüzde 10 barajını geçmesini, seçimin diğer sürprizleri olarak niteledi. Hintz, bir başka sürpriz olarak da, CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin WhatsApp mesajıyla yenilgiyi kabullenmesini gösterdi ve İnce’nin bu davranışının destekçilerinde büyük hayal kırıklığı yarattığını belirtti. Lisel Hintz, seçim sonucunda parlamentoda oluşan siyasi tabloyla ilgili olarak da şu gözlemlerini dile getirdi.
‘Kürt sorununda MHP’
Hintz, AKP’nin MHP’yle ittifak yapmasaydı Meclis’te salt çoğunluğa sahip olamayacağına dikkat çekerek, bu durumun MHP’ye ciddi oranda güç sağladığını söyledi. Hintz, MHP faktörünün en büyük etkisinin Kürt meselesinde görüleceğini düşünüyor: “Bence şimdi Devlet Bahçeli tekrar önemli bir konuma geldi. Birçok kişi onun artık güçlü bir lider olamayacağını düşünüyordu ama şimdi belirleyici bir lider olarak MHP’de çok güçlü bir siyasi role büründü. Yeni başkanlık sisteminde parlamentonun başkanlık gücünü denetleme alanındaki yetkisi ciddi oranda azaltıldı ama hâlâ oynayacağı önemli rol var. AKP-MHP ilişkileri açısından bakıldığında, bence en büyük etkiyi Kürt meselesinde, bu konuda bir çeşit uzlaşma sürecine yönelik her türlü siyasi ortamın kapısının kapanmasında göreceğiz. MHP çok milliyetçi bir tabana sahip ve Kürtlere karşı oldukça katı çizgiden yanalar. Hasmane politikalar devam edecek.”
‘Erdoğan, değişmeyecek’
Hintz, yeni dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl bir yönetim tarzı izleyeceği konusunda da şu tahminlerde bulundu: “Bence birçok kişi, artık Erdoğan’ın Batı karşıtı söylemler kullanmasına, AB’ye sözlü saldırmaya devam etmesine gerek olmadığını düşünüyor. Ama Erdoğan, kendisine yönelik muhalefeti tanımlama yöntemi bakımından çok çatışmacı bir kişiliğe sahip. Onun açısından, herhangi türden bir siyasi tehdit oluşturan ya da hatta politikalarını eleştiren herkes şeytan gibi gösterilmeli ve çok hasmane bir muameleye tabi tutulmalı. Dolayısıyla bundan sonraki davranışlarında çok büyük bir değişiklik olmasını beklemiyorum.”
‘Türkiye-ABD gerilimi
Hintz’e, yeni dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl bir yönde ilerleyeceği konusundaki beklentilerini şöyle dile getirdi. Lisel Hintz, Erdoğan’ın ‘balkon’ konuşmasındaki sözlerinin bu konuda iyi işaretler vermediği görüşünde: “Şimdi seçimler sona erdiğine göre, ABD karşıtı söylemleri artık kullanmak zorunda değilsiniz diye düşünülebilir ama bu mesele sadece seçim aracı değil, Erdoğan 2016’daki darbe girişiminde kendisini devirme çabasına ABD’nin karıştığına gerçekten inanıyor. Dolayısıyla onun çevresi içinde ABD, iktidarını düşürmeye, Türkiye’nin ekonomik büyümesini kısmaya çalışan bir taraf olarak görülüyor. Faiz lobilerinden çok fazla bahsediyor. Bence seçimler sona erse de, ABD ve Türkiye arasında hasmane ilişkilerin sürdüğünü göreceğiz. Menbiç anlaşmasına rağmen, özellikle YPG konusunda Türkiye baskı yapmaya devam edecek.”
HABER MERKEZİ