Seçimlere ve tecride dair değerlendirmelerde bulunan Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili adayı Öztürk Türkdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, ‘iktidara kim gelirse gelsin muhatap alınmak zorunda’ olduğunu belirtti
İmralı Cezaevi’nde 25’inci yılına giren tecrit altında bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 2 yıldır haber alınamadığı gibi sağlık durumuna ilişkin endişeler de artmış durumda.
İmralı Cezaevi’nde uygulanan bu politika ülkedeki kriz ve kaosun temel nedeni olurken, AKP ve devlet yetkilileri ulusal ve uluslararası kamuoyunun tepkisine rağmen sessizliğini sürdürüyor. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekili adayı ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) eski Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan tecride dair Mezopotamya Ajansı’ndan ( MA) Mehmet Aslan’a değerlendirmelerde bulundu.
Kanunsuzluk ile karşı karıyayız
İmralı Cezaevi’ndeki uygulamalara işaret eden Türkdoğan, insan hakları ihlalinin başlangıç noktası olduğunu belirtti. Abdullah Öcalan’ın konumu itibariyle önemli bir kişilik olduğunu vurgulayan Türkdoğan, “Avukatı ile hiçbir şekilde görüştürülmeyen bir mahpusa, avukat görüşü nedeniyle ceza veriliyor” dedi. Aile ve vasi görüşlerinin yanı sıra haberleşme hakkının da engellendiğini ifade eden Türkdoğan, “Nereden baksanız tamamen kanunsuzluk hali ile karşı karşıyayız” diye belirtti.
İktidar zarar göreceğini düşünüyor
Türkiye’nin insan haklarını araçsallaştırdığını ifade eden Türkdoğan, “Anladığım kadarıyla avukatları ile görüştürülürse ve avukatları da bu söylediği şeyleri kamuoyu ile paylaşırsa iktidar buradan zarar göreceğini düşünüyor. Kişinin hakları vardır. Bu haklara hiçbir şart altında dokunulamaz. Kişinin temel haklarını vereceği siyasi mesajlara yeğliyorsunuz. Böyle bir şey olamaz” dedi.
Türkiye insan haklarından çıkıyor
Abdullah Öcalan’ın avukatlarının Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne yaptığı başvurunun ardından BM’nin İmralı’da mutlak iletişimsizlik halini tespit ettiği ve bunun durdurulması için geçici tedbir kararı aldığı ancak Türkiye’nin bu karara uymadığını hatırlatan Türkdoğan, “Türkiye, insan hakları sisteminden çıkmaya doğru gidiyor” dedi.
‘Abdullah Öcalan’a başvurulmak zorunda’
BM’nin esassa ilişkin vereceği kararda aleyhine bir karar çıkması halinde Türkiye’nin BM nezdinde teşhir olacağını ifade eden Türkdoğan, “Türkiye ekonomide bazı sıçramalar yapmak istiyorsa, öncelikle insan haklarına uymak zorundadır” şeklinde konuştu. Türkiye, Suriye, Irak, İran ve dünyada yaşayan Kürtlerin büyük bir bölümünün Abdullah Öcalan’ı kendi liderleri olarak gördüğünün altını çizen Türkdoğan, “Abdullah Öcalan halk lideri olarak görülüyor. İkincisi; Türkiye, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı olarak uzun yıllardır PKK ile silahlı mücadele halinde. PKK’nin Lideri ise Abdullah Öcalan’dır. KCK sisteminde de yeri çok net. Yarın Kürt sorununun çözümüne dair olumlu ya da olumsuz bir adım atarsanız, bir şekilde Abdullah Öcalan’ın görüşlerine başvurmak zorundasınız. Bu iki sebep nedeniyle doğal olarak Abdullah Öcalan ile muhatap olmak zorundasınız” dedi.
‘Abdullah Öcalan doğal muhataptır’
Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünden yana olduğunun altını çizen Türkdoğan,”Kim iktidar olursa olsun hem Yeşil Sol Parti ile muhatap olmak zorunda kalacaklar hem de Kürt sorununun bütün boyutları ile çözümü noktasında Abdullah Öcalan ile diyalog ve müzakere etme zorunda kalacaklar. Abdullah Öcalan doğal bir muhataptır. Çünkü halk ve örgütsel yapı adres olarak Abdullah Öcalan’ı gösteriyor. O zaman kim irade olarak ortaya çıkıyorsa, o irade ile muhatap olmak zorundasınız” dedi.
Barış olursa rahatlama dönemi başları
Kürt sorununun çözümünde her yolun Abdullah Öcalan’a çıktığını vurgulayan Türkdoğan, “Dolayısıyla diyalog ve müzakere yürütecekseniz, bunun koşullarının sağlanması gerekir. Bu gerçekleştiği taktirde o zaman gerçekten Türkiye inanılmaz bir şekilde rahatlayacaktır. Türkiye’nin çatışma ve savaşa ayırdığı 4 trilyon doların sonuçları yavaş yavaş giderilecektir. Türkiye, komşu ülkelerle ekonomik ilişkilerini daha da geliştirecektir. Bir rahatlama dönemi yaşanacaktır. İnsani bakımdan kayıpları sona erecektir. Bu koşullar ortaya çıktığı takdirde toplumsal barış sağlanacak, yerelde yaşanan problemler sona erecektir” dedi.
İSTANBUL