Cezaevi hak ihlalleri raporu hazırlayan Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Cezaevi’nde Kürtçe şarkı söyleyen kadınlara ceza verildiğini duyurdu. Baro, 12 Eylül’deki ‘Türkçe konuş çok konuş’ ideolojisinin sürdüğüne dikkat çekti
Diyarbakır Barosu, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi, Diyarbakır Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi ile Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ni kapsayan hak ihlalleri raporunu baro binasında açıkladı. Raporu açıklayan Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu Üyesi Yusuf Çakaş, tespit ettikleri ihlaller karşısında yaptıkları girişimin sonuç vermediğini aktardı. Çakaş, Patnos Cezaevi’ndeki tutuklu Ufuk Demir’in, 7 Kasım’da askerler tarafından çıplak aramayı kabul etmediği için darp edildiğini belirterek, görüşmede, Demir’in sol elmacık kemiği bölgesinde ve kulağında hala şişkinlik ve kızarıklık olduğunu gözlemlediklerini aktardı. Çakaş, “İşkence görürken, ismini bilmediği bir infaz koruma memurunun kendilerine ‘Burası Türkiye Cumhuriyeti, kabul edeceksiniz’ şeklinde bağırdığını da beyan etmiştir” diye konuştu. Çakaş, Patnos Cezaevi’nde içme suyuna kanalizasyon suyu karıştığını ve bu yüzden zehirlenmeler yaşandığını aktardı.
‘Alkollü gardiyan saldırdı’
Diyarbakır Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevinde F.T. adlı çocuğun işkence ve kötü muameleye maruz kaldığına yönelik iddialara ilişkin cezaevine ziyarette bulunduklarını vurgulayan Çakaş, H. isimli bir gardiyanın gece yarısı alkollü biçimde F.T. koğuşuna girdiğini ve boğazını sıkarak boğmaya çalıştığını aktardı. Çakaş, “Olay sırasında yanlarında başka bir infaz koruma memurunun da olduğunu ancak hiçbir şekilde müdahale etmediğini de belirtmiştir” dedi ve söz konusu gardiyanın hala görevin başında olduğunu vurguladı.
‘Kürtçe şarkıya ceza’
Bir diğer hak ihlalinin Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde yaşandığını anlatan Çakaş, belirtilen cezaevinde Kürtçe şarkı söyleyen kadın tutuklu ve hükümlülere idarece disiplin cezası verildiğini söyledi. Kürtçe şarkıdan dolayı disiplin cezasının verilen hapishanenin, 12 Eylül döneminde en yoğun hak ihlallerinin yaşanan cezaevi olduğuna işaret eden Çakaş, şöyle konuştu: “Günlük yaşamları ve şarkılarının Kürtçe olduğu bir coğrafyada 12 Eylül darbesinde ‘Türkçe konuş çok konuş’ düsturuyla yönetilen Diyarbakır 5 Nolu cezaevi 20. yüzyılın bir ayıbı olarak hafızalara kazılmış ise de, ‘Türkçe konuş çok konuş’ ideolojisinin cezaevi yönetimince halen devam ettirildiği barizdir. Mahpusların Kürtçe şarkı söylemeleri ve bu hususun propaganda suçu kapsamında değerlendirilmesi toplumsal vicdanı yaralayıcıdır. Mahpuslara dönük bu tarz keyfi uygulamalarda bulunan cezaevi idaresi ve personelleri hakkında etkili bir soruşturmanın yürütülmesi gerekmektedir.”
DİYARBAKIR