Çok ciddi bir salgın tehdidi ile karşı karşıya olunduğunu ve bu tehdidin ancak ortak akıl ile atlatılabileceğini belirten Ahmet Türk, iktidarın tam aksine dayanışmayı engellediğini vurguladı
Türkiye’de hızla yayılan koronavirüs salgını (Covid-19) nedeniyle cezaevlerinde tutulan yüz binlerce tutuklunun yaşamı risk altında. Salgının üzerinden haftalar geçmesine rağmen tutukluların serbest bırakılmasına yönelik herhangi somut bir adım atılmazken, Meclis’e getirilen ve siyasi tutukluları kapsam dışı bırakan infaz düzenlemesi ise tartışmaların odağı haline geldi.
Ahmet Türk, Celal Doğan, Kezban Hatemi, Nesrin Nas, Oya Baydar, Rıza Türmen ve Tarhan Erdem’i temsilen Zülfü Livaneli imzasıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mektup gönderilerek, infaz yasasının cezaevindeki siyasetçiler, gazeteciler ve hak savunucularını da kapsaması çağrısı yapıldı.
Gönderilen mektupta imzası bulunan siyasetçilerden, yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbakanı Ahmet Türk, iktidarın salgın karşısındaki tutumu, infaz düzenlemesi, Türkiye’nin iç barışı ve salgın gündemi içerisinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki belediyelere kayyum atanmasına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ahmet Kanbal’a değerlendirmelerde bulundu.
Hastalığı ilerledi
Salgın nedeniyle 20 gündür Mardin’deki evinden çıkmadığını belirten Türk, Zona hastalığı nedeniyle sağlık durumunun olumsuz yönde ilerlediğini söyledi. Balkonda yürüyüş yaparak günlerini geçirmeye çalıştığını belirten Türk, ayrıca kentte hayatını kaybedenlere dair de günlük bilgi almaya çalıştığını ve ailelerini arayarak başsağlığı dileklerini de ilettiğini paylaştı.
‘Önlemler yetersiz’
İktidarın salgının tüm dünyaya yayılacağını bildiği halde gerekli önlemleri almadığına dikkat çeken Türk, “Umreden gelenler, İran’a, Irak’a giden TIR şoförleriyle ilgili hastalık olduğu bilinmesine rağmen önlemler alınmadı. Sadece Mardin’den baktığımızda çok yoğun bir salgın hastalık var. Bugün 3 kişinin Mardin’de hayatını kaybettiği haberini aldım. Tabi ki çok ciddi önlemler alınması lazım. Siz sokağa çıkmak zorunda kalan insanların ihtiyaçlarını dahi karşılamayacak bir anlayışla yaklaşırsanız, bunun önünü alamazsınız. Burada çok ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor” diye konuştu.
‘Dayanışma engelleniyor’
Dayanışmaya engelleme
İktidar yetkililerinin ağzından, “Bugün dayanışma günüdür” ifadelerinin düşürmediğini ifade eden Türk, “Evet bugün bir dayanışma günüdür ama bu dayanışmanın sağlanmasını engelleyen siyasi kararlar ortaya çıkıyor. Mesela belediyelerin bağış alması, halkla beraber çalışılması engelleniyor. İçişleri Bakanı çıkıyor, dayanışmayı engellemeye HDP belediyelerini gerekçe gösteriyor” dedi.
Hükümet yetkililerine “HDP’li belediye mi bıraktınız” diye soran Türk, belediyelerin 3-5 tane işçi memur maaşını bile ödeyemeyecek hale getirildiğine dikkat çekti. HDP’li belediyelere kayyım atanmasının da halkla ilişkilerin engellenmeye yönelik bir tavır olduğunu söyleyen Türk, görevden alınan birçok belediye eşbaşkanı hakkında soruşturma dahi olmadığını vurguladı.
İnfaz düzenlemesi uyarısı
Cezaevlerindeki tutukluların şimdiye kadar tahliye edilmemesi ve infaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılmak istenmesini de değerlendiren Türk, cezaevlerinin çok tehlikeli bir noktada olduğuna işaret ederek, “Orada bir virüsün bulaşması durumu mutlaka olacaktır. Bundan kimsenin kurtulma şansı olmadığını okuyoruz. Cezaevlerini çok büyük kayıpların, acıların yaşanacağı bir yer olarak görüyoruz” dedi.
Siyasilerin kapsam dışı bırakılmasını eleştiren Türk, “Adaletin hiçe sayıldığı bir dönemde toplumsal uzlaşıyı ve barışı sağlamanın daha güç olduğunun herkes farkında. Bu nedenle bu infaz yasası ile ilgili adil eşit bir düzenleme yapılması gerekiyor” çağrısında bulundu.
’12 Eylül bile eşitti’
“Beğenmediğimiz 12 Eylül Anayasası’nda bile herkes kanun önünde eşittir” diyen Türk, iktidarın bu şekilde bakacak bir anlayıştan uzak olduğunu gördüklerini vurguladı: “Siyasi partilerin düşünceleri ile ortaklaşarak bu infaz yasasının ortaya çıkması önemlidir. Böyle olursa Türkiye’de herkes yeniden gelecekle ilgili fikirlerinde, düşüncelerinde kendilerini yenilemiş olarak çıkacaktır. Ama yine ayrımcı bir anlayış ile yaklaşıldığı takdirde insanlar hükümetten, adaletten umudunu tamamen kaybetmiş olacaktır”
Türkiye’yi değiştirecek, dönüştürecek çok büyük tehlikelerle karşı karşıya olunduğunu kaydeden Türk, “Ortak aklın ortaya konulması gereken bir zaman. Tüm kesimlerle; siyasi partilerle, sivil toplum örgütleri ile diyalog geliştirilmeli ve onların fikirlerini düşüncelerini esas alacak değer verecek bir yaklaşımın ortaya çıkması lazım” dedi.
MARDİN