Tutuklu bulunan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel JINNEWS’e gönderdiği mektupla 8 Mart mücadelesine değinerek, ‘Kadınlar artık uyandı ve yeni bir yaşamı kurmak için yürüyor’ dedi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için kadınlar birçok deprem kentinde dayanışmada olurken, birçok kentte de yürüyüşler yapılacak. Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de JINNEWS’e gönderdiği mektupla kadınların mücadelesine dikkat çekti.
Bu yıl da 8 Mart’ı cezaevinde karşıladıklarını belirten Tuncel’in mektubu şu şekilde: “Kadınların erkek egemen, kapitalist sisteme karşı çığlığının, öfkesinin ve isyanın ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Kadına ölümü, şiddeti, katliamı reva gören bu düzene ‘Êdî bes e’ diyoruz. Olimpe de Gougegin 1791 yılında haykırdığı ‘Kadın uyan artık’ çağrısında ‘… Gerçeğin yanan meşalesi budalalık ve zorbalık bulutunu dağıttı çoktan… Yoksulluk dolu yüzyıllarda erkeğin zayıflığı üzerinde yönetildiniz, egemenliğiniz yıkılmış gitmiş geriye ne kaldı elinizde? Erkeğin iktidarı, adaletsizliği, yargıları ve doğanın yüce kararnamelerine dayalı bir şekilde sana ait olanı senden geri istiyor. Böylesi bir bağımlılıkta ne diye korkuyorsunuz ki? ‘diyor. Yüzyıllardır Olimpe de Gougegin bu çağrısına kadınlar cevap veriyor ve eşitlik, özgürlük, adalet için mücadele ediyor.
Kadınlar uyandı
Kadınlar uyandı, uyanıyor. Dünyanın her yerinde kadınlar erkek egemenliğine, kapitalist moderniteye, doğanın talanına, köleliğe itiraz ediyor. Kadınlar eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış mücadelesinin ön safhalarında yerini almış durumda. Tarihin derinliklerinde mücadele eden, direnen kadınların sesine yeni sesler katılıyor. Rojava devrimine öncülük eden kadınların direnişi Türkiye ve Kürt kadın hareketinin, sosyalist, feminist kadın hareketlerinin İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan kadınlara ölümü, şiddeti, zulmü, köleliği reva gören tek adam rejimine karşı verdiği mücadele, cinsiyetçi, milliyetçi, dinci, militarist politikalara asılması kadın özgürlükçü, eşit, demokratik bir yaşamı kurma mücadelesi, İran’da Jina Mahsa’nın katledilmesinin ardından ‘jin,jiyan,azadî’ sloganı ile başlayan isyanın güçlü kadınların katledilmesine, erkek devlet işbirliğine dikkat çeken danslı isyan, Afganistan, Ukrayna, Rusya, Suriye, Filistin’de savaşa karşı çıkan, barış için mücadele eden kadınların özgürlük mücadelesini büyütüyor, kadın dayanışmasını güçlendiriyor.
Kadınlar kendi kaderlerini kendileri belirliyor
Kadınlar dünyanın her yerinde erkek egemen kapitalist düzenin kendilerine dayattığı zulme, neoliberal sömürü düzenine, savaşa, ırkçılığa, milliyetçi, dinci politikaların kadınların yaşamını ellerinden almasına, kadınları nefessiz bırakmasına hayır diyor. Kadınlar kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesinin önemli olduğunu biliyor ve bunun için örgütlü kadın mücadelesini güçlendirmeye çalışıyor. Kadınlar artık uyandı ve yeni bir yaşamı kurmak için yürüyor.
İktidarın halka hesap verme zamanı geldi
Evet, sevgili kadınlar, bu yıl 8 Mart gündemimizden biri de Mereş merkezli depremin kentlerimizi yerle bir etmesi, on binlerce insanımızın yaşamını yitirmesi, yüz binden fazlasının yaralanması ve milyonlarca insanın depremden doğrudan etkilenmesi nedeniyle yaşanan tarifi imkansız acılar. Bu yaşananların bir kader olmadığı, kapitalist rant düzeni ile kötü yönetimin, tekçi, otoriter, faşizan rejimin olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu bilindiği ve bu konuda bilim insanlarının defalarca uyarı yapmış olmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmaması, fay hattına kentlerin kurulması, yıkımın asıl nedeniyken, deprem bölgesine 48 saat sonra hatta bazı yerlere hiç gidilmeyerek on binlerce insanın kurtarılabilme olanağını ortadan kaldıran siyası iktidarın halka hesap verme zamanı gelmiştir.
Depremin ortaya çıkardığı sorunları, deprem yaralarını hep birlikte kadın dayanışmasını büyüterek, deprem bölgesindeki kız kardeşlerimizle dayanışma içinde olarak saracağız, Bu zorlu süreci uzun soluklu, sürekli bir dayanışma ile aşabiliriz. Bu yıl 8 Mart alanları bu depremin etkilediği, yıkıma uğrattığı 11 ildeki kadınların, çocukların, halkın ihtiyaçlarını gidermek, yaşanan ağır durumun travmalarını atlatabilmenin nasıl mümkün olacağını ifade ederek, dayanışma ve mücadelenin sürekliliğini haykırılacaktır. Yaşasın kadın dayanışması.
Direnmenin gerekli olduğunun farkındayız
Evet, zor zamanlar geçirdik, geçiriyoruz. Önce Covid-19 nedeniyle yaşadığımız pandemi süreci, şimdi deprem nedeniyle yaşadığımız katliam, siyasi, ekonomik kriz nedeniyle yaşadığımız hayat pahalılığı halkın kadınların her geçen gün yoksullaşması, kadınlara yönelik katliama dönüşen şiddet, taciz, tecavüz, ayrımcılık; çocuklarımıza yaşatılanlar, istismar rezaleti, hayvanlara yapılan işkenceler, doğanın katledilmesi ve daha birçok sorunun farkındayız. Bunları kabul etmiyor, itiraz ediyoruz. Yeni bir yaşamı kurmak için örgütlenmenin, mücadele etmenin, direnmenin gerekli olduğunun farkındayız. Güzel, özgür, eşit, barış içinde bir yaşamı hak ediyoruz ve bunu kendi ellerimizle şekillendirmek için yaşamın her alanında mücadele ediyoruz. Jin,jiyan,azadî, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Bijî 8 Adarê. “
ANKARA