Trakya coğrafyasında sanayi, enerji, maden ve kaya gazı sondajları ile yaşam yok oluşa sürüklenirken, nehirler akmaz oldu. Diğer yandan yeraltı sularında ortaya çıkan kayıp ise yüzde 85 civarında
Yusuf Gürsucu
Trakya’nın önemli akarsularından biri olan Tunca Nehri’nde su seviyesi 6 kat azaldı. Bugün yarın yoğun yağmurlar beklenen bölgede bu yağışların sorunu çözmesi mümkün değil. Geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl boyunca hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve yağışların yetersiz olduğu Edirne’de Tunca Nehri’nin debisi en dip seviyeye kadar düştü. Tunca Nehri’nin Suakacağı istasyonundaki son ölçümde saniyede 2 metreküp olarak kaydedilen nehrin debisi, geçen yıl aynı tarihte 13 metreküp saniye olarak ölçülmüştü. Tarımın can suyu olan nehrin debisi bir önceki yıla göre 6 kat azalmış olması dikkat çekici.
Adacıklar oluştu
Tunca Nehri’nde debinin düşmesiyle birlikte adacıklar oluştu. Araç lastiklerinin ve atıkların yüzeye çıktığı nehir kuruma noktasına gelirken nehirde ve çevresinde yaşayan canlılar ise zor günler yaşıyor. Edirneli üniversite öğrencileri DHA’ya konuşarak, “Şu an baharın ilk dönemi olmasına rağmen suyun bu kadar çekilmesi bize 3 ay sonra yeni sorunlar doğuracaktır. Bu nedenle 3 ay sonraki halimizi düşünemiyorum” derken, Edirneli bir yurttaş ise, “Arda, Meriç ve Tunca nehirleri Edirne’de akmaktadır. Su seviyesi çok düştüğünden dolayı balıklar, kunduzlar, su maymunları ve diğer canlılar oksijen alamadıkları için çok zor durumda kalmışlardır. Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor. Nehirde kuraklıkla beraber çok kirlilik görünüyor” ifadelerine kullandı.
Enerji, maden ve kaya gazı!
Diğer yandan Trakya coğrafyasında nitelikli tarım arazileri sanayi, enerji ve madenlerle işgale uğrarken Trakya’ya yaşam veren Istranca ormanları altın madeni girişimleriyle yok oluşa sürükleniyor. Doğal gaz boru hatları ile ormanlarda on binlerce ağaç katledilirken, İğneada Su Basar Ormanları (Longoz) ise turizme kurban edilirken, kıyı boyuna Nükleer santral kurulma süreci inatla sürdürülüyor. Özelde Tekirdağ’da ve genel olarak tüm Trakya’da kaya gazı sondajları 400 sayısını ulaşırken, yeraltı suları tüketilmekte ve geri kazanılamayacak düzeyde zehirlenip kirletilmekte. Yeraltı su seviyeleri ise inanılmaz boyutlarda tüketilmiş durumda.
Yeraltı suyu 600 metreye indi
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer yaptığı açıklamada, Trakya’da yer altı suyunun yüzde 85 azaldığını söyledi. Tecer, “Bugün Ergene ve Meriç Havzası’nda yer altı suyu seviyeleri, güncel olarak 600 metre derinlere kadar düşmüştür” dedi. Edirne’deki Tunca Nehri’nin bazı bölümleri de kuruma noktasına geldi. Geçen yıl 13 metreküp/saniye olan Tunca Nehri’nin debisi, bu sene 2 metreküp/saniye oldu. Türkiye’nin tahıl ambarı Trakya’da sanayileşme ve kaya gazı sondajları ile yeraltından yoğun su çekimi yaşanıyor.
Yeraltı suyu yüzde 85 azaldı
Trakya’da yer altı suyunun yüzde 85 azaldığını söyleyen Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, “Bugün Ergene ve Meriç Havzası’nda yer altı suyu seviyeleri, güncel olarak 600 metre derinlere kadar düşmüştür. Bu bölgelerde 20 yıl öncesine kadar bu rakam 80 metrelerdeydi. Hatta bazı bölgelerde çok daha iyi durumda; 20 metreden, 30 metreden su çekilebilir haldeydi. 1990’lı yıllardan itibaren İstanbul sanayisinin bu bölgelere taşınması ile burada yoğun bir sanayileşme meydana gelmişti. 1995’li yıllarda 300 olan işletme sayısı, günümüzde 3 bin civarına kadar artmıştır. Eskiden tarım bölgesiydi, yer altı sularıyla idare edilebiliyordu. Bir de son 30 yılda endüstri geldi, artan nüfusla tüketim arttı” dedi.
Bu koşullarda sorun düzelmez
Bölgedeki yer altı sularının dağıtımını incelediğini belirten Prof. Dr. Tecer, “Çıkardığım rakamlarda Çorlu bölgesinde yer altı sularının beslenmesi ile buradaki kullanım oranı birbirinden çok farklı. Çünkü Trakya bölgesini düşündüğümüz zaman; Çorlu, Çerkezköy, Muratlı, Lüleburgaz sanayinin yoğun olduğu bölgeler. Buralarda dolayısıyla yer altı sularındaki kullanım çok daha fazla. Kullanım ve beslenme oranı 1,75. Bu ne demek? 1 birim besleniyorsa yer altı suyu, yaklaşık 2 birim kadar da buradan çekilme söz konusu. Dolayısıyla bunu da göz önüne aldığımız zaman yer altı sularının üzerindeki baskıyı, sanayinin ve nüfusun oluşturduğu baskıyı, yakın zamanda ortadan kaldırmamız çok mümkün görünmüyor” diye konuştu. Prof. Dr. Tecer’in bölgedeki kaya gazı sondajları ve üretimleri süreçlerine yönelik bir vurguda bulunmaması ise büyük bir eksiklik.
Trakya’da kaya gazı istilası
Bölge kaya gazı sahası haline getirilerek 400’e yakın sondaj açılmasıyla yeraltı suları ile temiz su kaynakları buralara ve sanayiye bağlandı. Bu nedenle Ergene Nehri’ndeki kirlilik büyürken yeraltı suları da hem tüketilip hem de zehirlendi. Kaya gazı çıkarılma sürecinde bir adet sondaj kuyusuna bir seferde 600’e yakın zehirli kimyasallar kumla birlikte ortalama 18.000M3 su basılmaktadır. Bir kuyuya su basma işlemi 15-20 kez tekrarlanmakta ve toplamda bir kuyuda kullanılan nitelikli su ortalama 300.000M3’e ulaşmaktadır. Kullanılan kimyasallar, çıkarılan petrol ve gazla birlikte yer altından yüzeye çıkan ağır metallerle dolu akışkanlar nedeniyle sular hiçbir biçimde geri kazanılamamaktadır. Sondaj kuyuları arttıkça yer üstü ve yer altı suları tükenip kirletilirken, yeraltında suyu depolayan akiferler ise tüm özelliğini yitirmektedir.