İktisatçı Mustafa Sönmez ve Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na TÜİK’in enflasyon ve işsizlik rakamlarını sorduk
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilerin gerçek rakamları yansıtıp yansıtmadığı uzun bir süredir tartışma konusu. Yurttaşların pek çoğu TÜİK’in açıkladığı işsizlik ve enflasyon rakamlarını inandırıcı, doğru bulmuyor. TÜİK, 4.2 milyon işsiz olduğunu iddia etse de gerçek işsizlerin sayısının 10 milyona ulaşmış olduğu belirtiliyor. Enflasyon rakamlarına bakıldığında yüzde 11.5 dense de gizli enflasyon ile birlikte her şeyin fiyatı gün geçtikçe artıyor. Konuya ilişkin gazetemize konuşan iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na göre TÜİK rakamları gerçeği yansıtmıyor.
10 milyon işsiz var
Ekonomik krizin giderek derinleştiğine dikkat çeken ekonomist Mustafa Sönmez, “İşsizlik gündemde tutulmasa da Türkiye’nin en yakıcı meselesi. Uzun zamandır işsizlik vardı ama salgınla birlikte giderek tırmandı. TÜİK, aslında sayıları ortaya koyuyor ama takdimi eksik yapıyor. İşsizlikte iki tür tanım vardır. Dar tanımlı işsizlik ve geniş tanımlı işsizlik. TÜİK dar tanımlı işsizliği kullanıyor. Dar tanımlı işsizlikte işi olmayan insanlar iş aramıyorlarsa onlar işsiz kategorisinde sayılmıyorlar. İnsanların işsiz oldukları halde iş aramamasının nedeni umutsuz olmalarından kaynaklanıyor. İşsizler ‘İş arasam da iş yok’ diye düşünüyorlar. Hele ki bu salgın döneminde risk faktörü ve piyasalar epey daraldığı için insanlar iş aramıyor. TÜİK’te sadece iş arayanların sayısı 4.2 milyon görülüyor. TÜİK, sadece dar tanımlı işsizliği açıklıyor. Oran olarak da yüzde 13.4 civarında bir tanım veriyor ama bu umutsuz olanlar, iş aramayanlar dikkate alındığında gerçek işsizlik rakamları 10 milyona kadar çıkıyor. Şu dönemde iş aramayanlar, işten umudu olmayanlar çalışabilir durumda olanlar iş arayanlardan çok daha fazla. Gerçek anlamda işsizlik yüzde 29-30’ları buluyor. O nedenle işsizlik rakamları TÜİK’in açıkladığından kat kat üstünde” dedi.
AKP sorunları çözemeyecek
AKP’nin işsizlik sorununu çözemeyeceğini belirten Sönmez, insanların TÜİK’e güvenmediklerini ve açıklanan rakamları inandırıcı bulmadıklarını söyledi. Sönmez, “AKP’nin izlediği politikalar dikkate alındığında işsizlik gerileyecek gibi çok gözükmüyor. İstihdam ancak yatırımla ve ekonomik büyüme ile olur. Türkiye’de bir yatırım iklimi şu anlık yok. Yatırım iklimi kurudu. Var olan işletmeler de istihdamı azaltıyorlar. Böyle bakıldığında yakın gelecekte işsiz kitlesinin iş bulma imkânı son derece daralmış durumda. Büyük bir problemle karşı karşıyayız. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları var. 400 küsur mal ve hizmet takip ettiklerini söylüyor. Ayda iki defa belirli yerlerden fiyat alıyorlar. Bu aldıkları fiyatlarla enflasyon hesaplamasını yapıyorlar. Ne kadar doğru yerden fiyat alıyorlar? Bu büyük bir soru işareti. Onun için açıkladıkları enflasyon rakamı yüzde 11.5. Bizim piyasadaki gördüğümüz, yaşadığımız fiyatlarla çok uyuşmuyor. Bundan dolayı TÜİK’e karşı bir güvensizlik var. Elbette bu bazı kalemlerde oran daha fazla. Gıda enflasyonunda yüzde 15 enflasyon var. İnsanlar bütçelerinin 3/1’ini gıdaya, 3/1’ini ulaştırmaya, 3/1’ini konut harcamalarına ayırıyorlar” diye konuştu.
Gelir gideri karşılamıyor
Sönmez, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının da gerçek olmadığına dikkat çekti. Maaşların enflasyon karşısında eridiğinin altını çizen Sönmez, “İnsanların enflasyon rakamlarını TÜİK’ten farklı hissetmesinin nedeni TÜİK’in açıkladığı rakamın tatmin edici olmamasının altındaki nedeni gelirlerle ilgili. Gelirler enflasyon kadar artmıyor. Ücret de sonuçta maddi bir maldır. Her şeyin fiyatı yüzde 11.5 olsa bile maaşlar yüzde 11.5 artmıyor. Yurttaşların geliri, satın alma gücü yetişmiyor. Burada esas mesele gelirleri artırmak. Maaşı artırmak. Toplumda 10 milyon işsiz varsa bunlar evine 0 gelir götürüyorsa her şeyin fiyatı insanlara batar. Enflasyonu mutlaka gelirle düşünmek lazım. Gelir eksikliği, gelir yokluğu, gelirlerin enflasyonun altında kalmasından kaynaklı pahalılık dediğimiz olguyu ortaya çıkarıyor” dedi.
Gerçek pazarda
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da TÜİK’in açıkladığı işsiz sayısının gerçekte çok daha yüksek olduğunu söyledi. Enflasyon rakamlarının çarşı pazarda daha net hissedildiğini vurgulayan Kozanoğlu, “Büyük ölçüde salgın ortamında işsizlik istatistikleri, açıklanan sosyal programlar uygulanması nedeniyle işsizlik rakamları gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin, ücret desteği programlarına dahil olan işsiz sayılmıyorlar ama fiilen bu kişiler çalışmıyor. Baktığımız zaman Türkiye’de 4 milyonu aşan işsiz sayısı var. İş başvurusunda bulunmayan ama bir iş olursa çalışırım diyenleri kattığımız zaman bu oran yüzde 25 ile yüzde 30 arasında değişiyor. Bu daha çok TÜİK’in kullandığı tanım farkından kaynaklanıyor. Yurttaşlarımız, kendi çarşı pazardaki karşılaştıkları fiyatlarla resmi enflasyon rakamlarının uyuşmadığını söylüyor. Tabii ki yurttaşlar pratikte domates alırken, zeytin alırken, peynir alırken belki de gerçek enflasyon rakamlarını daha iyi ölçüyorlar. Enflasyonu ölçmek zor bir şey. Bizim oturduğumuz yerden hesaplamamız şu rakam doğru dememiz çok kolay değil ama şunu söyleyebilirim: Yoksul yurttaşların harcamalarının çoğu yaklaşık yüzde 60’ı gıda ve konuta gidiyor” dedi.
Yurttaşlar iyi beslenemiyor
Kozanoğlu, yoksul ve ezilen kesimlerin gıda fiyatlarındaki pahalılıktan kaynaklı olarak yeterli beslenemediğinin altını çizdi. Yoksul yurttaşların eğitim, sağlık, kültür gibi en temel haklara para ayıramadıklarına dikkat çeken Kozanoğlu, “TÜİK’in açıkladığı ortalama enflasyon rakamlarıyla sade ve yoksul yurttaşın bütçesini eksileyen ağırlıklar farklı. Yani onlar göz önüne alınarak hesaplanması daha doğru olduğunu düşünüyorum. TÜİK’in kendi açıkladığı rakamlar şunu gösterdi: Tüketici harcamaları istatistikleri özellikle en alt gelir grupta olan yurttaşlar eğitime, kültüre, sanata, sağlığa hiç para harcayamıyorlar. Bütün gelirlerini gıda ve konuta harcıyorlar. Buna rağmen en üst gelir grubunda olan kişiler gelirinin çok daha düşük bir kısmını gıdaya harcasa da yine yoksul bir insanın 2 katı kadar harcıyor. Ortalama bir kişi 1200 lira harcarken yoksul yurttaşlar 600 TL harcıyor. Yoksul yurttaşlar bütün gelirlerini gıdaya harcamalarına rağmen iyi beslenemiyor. Bu koşulların salgın ortamında daha da ağırlaştığını ne yazık ki gözlemliyoruz” diye konuştu.
Maaşlar enflasyon karşısında eridi
Her ay Türk-İş tarafından gerçekleştirilen Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması Eylül 2020 verilerine göre mutfak enflasyonu yüzde 2.68 ve son on iki ayda yüzde 18.56 olarak hesaplandı. Yoksul ve ezilen kesimin temel gıda maddesi ekmek yüzde 20 oranında zamlandı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamı ise 2020 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 0.97, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8.33, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11.75 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 11.47 artış gerçekleşti.
Gerçek sayılar gizleniyor
TÜİK, Temmuz 2020 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarını 12 Ekim 2020’de açıklamıştı. TÜİK’e göre 2020 Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 369 bin kişi azalarak 4 milyon 227 bin kişi oldu. DİSK-AR, ILO’nun yöntemini esas alarak Covid-19’un yarattığı gerçek istihdam kaybını ve işsizliği hesapladı. DİSK-AR’ın raporuna göre ise Covid-19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Temmuz 2020’de 10.4 milyon olarak gerçekleşti. DİSK-AR yaptığı araştırmada, “TÜİK açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un yarattığı tahribatı yansıtmaktan oldukça uzaktır. Nisan 2020’den bu yana uygulanan işten çıkarma yasağı nedeniyle dar tanımlı işsizlik verileri işgücü piyasalarındaki gerçek tabloyu yansıtmıyor. TÜİK’in Temmuz 2020 dönemine ait sonuçlarında yer alan dar tanımlı (resmî) işsizlik oranı ve işsiz sayısı Covid-19 döneminde yaşanan istihdam ve iş kaybını yansıtmayan ve tamamen TÜİK’in işsizlik hesaplama tekniğinin yetersizliğinden kaynaklanan bir sonuçtur” diye belirtildi.
Açlık ve yoksulluk sınırı
Türk-İş tarafından her ay hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılan Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın Eylül 2020 raporuna göre, dört kişilik bir ailenin yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.447.72 TL. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 7.973.02 TL.
Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.002.55 TL olarak hesaplandı. Asgari ücret ise 2 bin 324 lira 70 kuruş.