Çalışmaları nedeniyle hedef alındıklarını belirten TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ‘Toplum, devlet-yurttaş ilişkisi doğru kurulmadığı ve tebaa olarak kendini hissettiği, bir hak öznesi olmaktan kolayca vazgeçtiği için ister istemez bu denetim sürecinde de sanki devletlere karşı suç işleniyormuş gibi bir algıya yol açıyor’ dedi
İktidar tarafından sık sık hedef alınan meslek örgütlerinden olan Türk Tabipleri Birliği (TTB) yönelik açılan davanın duruşması 30 Kasım’da. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey (MK) üyelerinin görevden alınması istemiyle açılan ve Ankara’da görülecek davanın duruşmasında karar çıkması beklenirken, kendisi de saldırıların hedefinde olan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı davaya ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Rukiye Adıgüzel’e koştu.
Devlet denetimi sevmiyor!
TTB’nin kuruluşundan bu yana hep saldırıya maruz kalmış bir meslek örgütü olduğunu söyleyen Fincancı, devletin denetlenmek istenmediğini belirterek, “Biz ne kadar güçlü bir şekilde, toplumsal yapıyla o denetimin zorunluluğunu hatırlatır ve demokratik bir ortam yaratmaya çalışabilirsek, devleti o kadar denetlemeye açık olmak zorunda hissettireceğiz. Ama Türkiye’de bu olanak zaten yok. Toplum, devlet-yurttaş ilişkisi doğru kurulmadığı ve tebaa olarak kendini hissettiği, bir hak öznesi olmaktan kolayca vazgeçtiği için ister istemez bu denetim sürecinde de sanki devletlere karşı suç işleniyormuş gibi bir algıya yol açıyor. TTB, bu denetimi çok sıkı yapan meslek örgütlerinden biridir. Bu da ister istemez Türkiye’de hiçbir hükümetin hoşuna gitmiyor” dedi.
Söylediklerim tankı bulur diye hedef alıyorlar
Fincancı, bu yüzden TTB’ye yönelik saldırıların arttığını ifade ederek, kendisine dair ise, “Aynı zamanda insan hakları mücadelesi yürüten biri olarak, benim söylediklerimin TTB çatısı altında daha büyük yankı bulacağı düşüncesi de sanırım hoşnutsuz olmalarının temel nedenlerinden biriydi” şeklinde konuştu.
Amaç TTB’yi iş yapamaz hale getirmek
Dava açılışının ve dava sürecinin usulsüzlüklerle dolu olduğunu söyleyen Fincancı, “Bu TTB’yi toplum nezdinde değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya yönelik bir girişim. Hem de TTB’nin diğer çalışmalarının yürütülmesini engellemek, felç etmek ve davalarla bizi uğraştırmak gibi bir art düşüncesi de muhtemelen vardır. Ama biz TTB olarak kocaman bir meslek örgütüyüz ve pek çok gönül ve emek veren meslektaşlarımızla çalışmalarımızı yürütüyoruz” diyerek çalışmalarına devam ettiklerinin altını çizdi.
Hiçbir yere gitmiyoruz
Fincancı, kendilerinin görevden uzaklaştırılabileceği riskinin olduğuna işaret ederek, “Bizim konseyde seçilmiş üyeler olmamız gerekmiyor. Konsey üyesi olmadığımız dönemde de çalışmalar yürütüyorduk. Yine çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hiçbir yere gitmiyoruz” diye belirtti.
AMED