TTB, açıkladığı 2020 yılı Manifestosu’nda, toplumun sağlığını önceleyen ve hekimlerin koşullarını iyileştiren bir yönetim anlayışının zorunlu olduğuna dikkati çekti
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, 2020 Manifestosu’nu açıkladı. Merkez binasında yapılan toplantıda, “Şiddetsiz bir sağlık ortamında emeğimizin karşılığını alarak hekimlik yapmak istiyoruz” pankartı açıldı. Toplantıya çok sayıda tabip odasından temsilci katıldı. Açıklamayı TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman yaptı.
Binlerce yıldır şifa dağıtan hekimler olarak 2020 yılına sağlık hizmetini layıkıyla yerine getirebilecekleri bir ortamın ve koşulların sağlanması taleplerini yinelediklerini ifade eden Adıyaman, “14 Mart Tıp Haftası’na giderken, Hükümet’e, Sağlık Bakanlığı’na, YÖK’e, üniversitelere ve bütün kamuoyuna talebimizi en çıplak haliyle haykırıyoruz, hekimlik yapmak istiyoruz” dedi.
‘Şiddet artışına izin vermeyeceğiz’
Meslektaşlarının öldürüldüğü, binlercesinin yaralandığı, on binlercesinin sözlü ve fiili tacize maruz kaldığı bir sağlık ortamına sessiz kalmalarının söz konusu olamayacağını dile getiren Adıyaman, “Sağlıktaki bu ölümcül şiddeti tam olarak ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılıncaya, hasta- hekim ilişkisini insani boyuta taşıyacak siyasal-kültürel iklim oluşuncaya ve buna uygun sağlık politikaları tesis edilinceye kadar bu konuda mücadeleyi hep birlikte yükseltmekte kararlı olduğumuz bilinmelidir. Önümüzdeki dönem sağlık ortamında sorunların çığ gibi büyüyeceğini ve şiddette artış olacağını görüyoruz. Bu krizin hekimler olarak üzerimize bir yandan ücret kaybı ve yoksullaşma, diğer yandan da şiddette artış olarak dönmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Kişisel sağlığı korumada zorluk yaşanacak’
Toplum sağlığını önceleyen ve hekimlerin koşullarını iyileştiren bir yönetim anlayışının zorunlu olduğunun altını çizen Adıyaman, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizle birlikte bir yandan beslenme, barınma, ısınma gibi sağlığı etkileyen en temel parametrelerde yoksunluk ve kişisel sağlığını korumada zorluğun yaşanacağına dikkat çekti. Adıyaman, “Diğer yandan GSS primi ödeyemediği için sağlık hizmet kapsamının dışına çıkacak milyonların olduğu ülkemizde, bizden beklenenin her şeye rağmen hekimlik yapmak olduğunu biliyoruz. Hekimliğin, öncelikle en dezavantajlı kesimlerden başlayarak ve en az harcamayla ihtiyacı olan herkese, tıbbın gerektirdiği nitelikli sağlık hizmetini sunmak olduğunu, bu hizmeti sunarken de hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özverili emeklerinin maddi ve manevi karşılığının verilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz” diye konuştu.
Adıyaman, TTB’nin 2020 yılı için talep ve önerilerini ise şöyle sıraladı:
“*Sınavların, kadroların, atamaların hakkaniyete ve liyakata dayalı yapıldığı bir sağlık ortamında hekimlik yapmak istiyoruz.
*Ülkemizde zorlu bir sınav, ağır bir eğitim ve fedakarlıkla elde edilebilen hekimlik yapabilme hakkının mahkeme kararı olmadan, atanmış kurulların keyfiyetine sahip KHK ve ‘güvenlik soruşturmaları’ ile engellenmesini kabul etmiyoruz. Adalet ve hukuk hekimlik ve sağlık ortamının da vazgeçilmezidir.
*Yanlış kurgulanmış bir sağlık sisteminin çözüm olarak bulduğu yöntemler de yanlıştan kurtulamıyor. Ülkemizde 122 tıp fakültesi kurulmuş olması da yıllık 15 bin öğrenci kontenjanı açılması da sorunu çözmediği gibi derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Tıp eğitiminin ve hekim istihdamının bu tür masa başı hesaplamalarla düzenlenmesi ise nitelik kaybı ve özgüven yitimine yol açıyor. Uygulanan tüketime dayalı sağlık sisteminin doğal sonucu olarak uzman hekim sayısı pratisyen hekim sayısını geçmiş, birkaç bölüm değiştirmeden uzmanlık eğitimini tamamlayan hekim neredeyse kalmamış durumda. Eğitim alanındaki bu tablonun sürdürülmesi mümkün değildir. Bu yanlış yoldan en kısa zamanda dönülmelidir.
Dünya Bankasının programı çöktü
*Dünya Bankası’nın ‘sağlıkta dönüşüm programı’ çöktü. Ekonomik kriz koşullarında sağlığı hak olarak gören yeni bir sağlık sistemi öneriyoruz.
*TTB olarak; nitelikli sağlık hizmeti, nitelikli tıp eğitimi ve bilimsel çalışmalar için kamusal bir zarar karşılama kurumunu içeren bir çalışma modelini öneriyoruz.
*Hekim ücretlerinin verdiğimiz hizmetin niteliği ile orantılı olarak ele alınmasını, performans-ciro kriteri olmadan ve emeklilikte de insanca yaşanabilir bir geliri sağlayacak ölçülerde yükseltilmesini, bunun için Meclis’te sırasını bekleyen hekim ücret düzenlemesi yasa tasarısının gündeme alınmasını talep ediyoruz.”
Eylem etkinlik programı
Adıyaman, talep ve beklentilerinin karşılanması için TTB kongresinde alınan kararla, “Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü” olarak kabul edilen ve Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinin yıl dönümü olan 17 Nisan’a kadar sürecek eylem etkinlik takvimini ise şöyle açıkladı:
“11-31 Ocak: Bölge Tabip Odaları Toplantıları, 7 Bölgede Hekimlerle Buluşuyoruz.
17 Ocak: ‘Birinci basamak sağlık sistemi güçlendirilsin, sevk sistemi sağlansın, acil servislerde acil hastalara hizmet verilsin, sağlıkta şiddet sona ersin’ basın açıklaması.
9 Şubat: Antidemokratik uygulamalara karşı hekimler buluşuyor.
17 Şubat: ‘Sağlıkta şiddet sona ersin’ basın açıklaması.
3 Mart: Şehir Hastaneleri ile ilgili eylem ve etkinlikler.
8 Mart: Dünya Kadınlar Günü’nde ‘Kadın hekimler de size rağmen hekimlik yapmak istiyoruz’ açıklamaları.
15 Mart: Ankara’da Büyük Hekim Buluşması ve Beyaz Yürüyüş.
11 Nisan: TTB’nin önerdiği ‘Sağlıkta şiddete karşı yasa’ kabul edilsin basın açıklaması.
17 Nisan: Sağlıkta şiddete karşı iş bırakıyoruz.”