2000’li yıllarda tarım arazilerinin sanayiye kurban edilme süreci tüm Trakya’yı kapsayacak biçimde gelişiyor. İSO tarafından depreme güvenli bölge iddiasıyla hazırlanmaya başlanan yol haritasında Kırklareli adresleniyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Trakya için 2005 yılında Trakya ve Namık Kemal üniversiteleri tarafından hazırlanan ve bakanlıkça kabul edilen çevre düzeni planının CHP’li belediyerce yok sayılması sonrası Trakya’da sanayi havzaları ortaya çıkarılmış ve Tekirdağ ile Edirne coğrafyası özellikle tekstil işletmeleriyle adeta işgale uğramıştı. O günden bu yana süren işgal sonucu Ergene Nehri zehirli atık taşıyan bir nehre dönüşürken, tarım arazileri katledilip nitelikli sular sanayiye bağlandı. Son 10 yıl içinde ise kaya gazı sondajları ve üretimleriyle birlikte yeraltı suları tükenip zehirlendi. Yeraltı suları bazı bölgelerde 500 metre derinlere kadar gerilerken, daha önce son yıllarda görüldüğü boyutuyla yaşanmamış olan kuraklık ve susuzluk baş gösterdi.
Mereş merkezli depremlerde yaşananlarla birlikte gündeme taşınan büyük Marmara depremi iddiasına yaslanan sermaye kesimleri halen tamamen işgal edilememiş olan Kırklareli’yi sanayi havzası haline getirmeye çalışıyorlar. Trakya’da fay hattından uzak olduğu gerekçesiyle Kırklareli tarafında sanayi tesisleri ve bölgeleri oluşturmak amacıyla hareketlilik izleniyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) gibi kurumlar depremin ilk gününden bu yana üretimin İstanbul’a sıkıştırılmaması gerektiği vurgularıyla Kırklareli’yi gözlerine kestirmiş durumdalar. İSO’nun dün (29 Mart) yapılan aylık meclis toplantısında bu konu ile ilgili ciddi adımların atılması için talepleri ve hareket planını görüştü.
CHP ile AKP el ele verdi
İstanbul Metropolitan Planları’nda (İMP), tüm Marmara bölgesini içeren bir yaklaşımla Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale ve özellikle Trakya’ya yeni bir rol biçildi. Trakya ve Namık Kemal üniversitelerince hazırlanan ve AKP hükümetince 2005 yılında kabul edilen Trakya’nın çevre düzeni planı, Trakya Kalkınma Ajansı tarafından revize edilmesine karar verildi ve bu iş İMP’yi hazırlayan şirkete ihale edilerek üniversitelerce planda yer verilen koruma bölgeleri kaldırıldı. Üniversitelerce hazırlanan ve bakanlıkça kabul edilen 1/100.000 çevre düzeni planlarına uygun 1/25.000’lik planlar Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ belediyelerince yıllarca gündemlerine alınmadı. İMP’nin planları iğdiş etmesi beklendi ve iğdiş edilen 1/100.000’lik planlara uygun 1/25.000’lik planlar CHP’li belediyelerce yapıldı. CHP ve AKP meclis üyeleri bu planları el birliği ile onaylandı.
Tarım arazileri yok oluyor
Trakya’da planlı, programlı, kasten ve tasarlanarak adeta bir cinayet işleniyor. Trakya 1. Sınıf tarım arazileri sanayi havzaları ile işgal edilirken diğer yandan bu arazilerin 1/3’ü ve bütün su varlığı kaya gazı ve petrolüne kurban ediliyor. Tekirdağ coğrafyasında yoğunlaşan kaya gazı sondajlarının sayısı 2015 yılıyla birlikte hızla arttı. Trakya topraklarının yüzde 74’ünü tarımsal araziler oluşturuyor. Ziraat mühendisleri topraklardaki verimliliğin Konya, Niğde ya da Eskişehir’deki tarım arazilerinden 3-4 kat daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Ayçiçeğinin yüzde 63’ü, pirincin yüzde 44’ü, buğdayın yüzde 9’u Trakya’da üretilirken böylesi bir bölgeyi sanayiye boğmak kabul edilemez. Özellikle, İstanbul’daki sanayi tesislerinin Trakya’ya taşınmasıyla birlikte bölge adeta cehenneme dönüşmeye başladı. Bu durum yetmezmiş gibi ardından kaya gazı sondajları, enerji santralleri, çimento fabrikaları ile işgal edilen Trakya’da tüm nehir ve derelerden su yerine ağır metallerle dolu zehir akıyor. Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Ergene Havzası’nda yapılan araştırma hakkında bilgi vererek, 200 bin metreküp atık kirli sunun deşarj edildiğini belirtiyor. Trakya’da bulunan tüm yerleşim alanlarının atık suları, sanayi atıkları ile birlikte Ergene Nehri’ne bırakılmaktadır. Ergene’ye hayat veren temiz su kaynakları hızla yok olmakta ve bu nedenle nehir zehirli atıklarla beslenmektedir. Bu durum Ergene kıyısında her 5 evde yaşayan bir insanın kansere yakalanmasına neden olmuştur. Tüm bu yaşanılan sürece rağmen sorunu gidermek adına bir adım atılmadığı gibi daha da kirlenmesine yol açacak bir biçimde Trakya, sanayi bölgesi haline getirilmektedir.
Trakya Rusya’ya peşkeşe hazırlanılıyor
Avrupa Birliği’nin Rusya’dan doğalgaz alımını kesmesine karşın Trakya’nın AB için doğalgaz dağıtım merkezi olabileceği yönündeki açıklamalar dikkat çekici. Her gelişmeye uygun bukalemun gibi renk değiştirebilen iktidar Saroz Körfezi’ne FSRU tesis inşasına girişip, Katar doğalgazını AB’ye taşıma hazırlıkları yaparken, diğer yandan aynı Katar ABD ile birlikte Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine FSRU tesisi için adım attı. Putin’in Trakya’nın doğalgaz dağıtım merkezi olması halinde doğalgazın ucuzlayacağı iddiasıyla birlikte görüşmeler başlarken, Putin geçtiğimiz günlerde doğalgaz merkezi adımının şimdilik durdurulduğunu açıklarken, bu açıklamanın nedeni 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimleri beklemek istemesiydi.