İklim değişimi Trakya’da da kendisini gösteriyor. Yağmur ve karın yağmaz olduğu, sanayi tesisleri ile yeraltı sularının tükendiği ve kaya gazı sondajları ile yeraltının zehirlendiği bir süreç Trakya’da yaşanıyor
Mevsimler her geçen gün değişime uğrarken bir yandan kuraklık diğer yandan seller yaşamı ve özellikle tarım üretimlerini kötü etkiliyor. Havalar küresel boyutta ısınıyor ve ortaya yepyeni tarım ilaçlarına karşı dirençli yeni tür böcek çıkıyor. Yaşanan iklim değişimi en çok tarım üretimlerini olumsuz etkiliyor. Geleneksel tarım yağmur dönemlerine endeksli olarak yapılırken artık bu geleneksel bilgiler önemini yitirmeye başladı. Urfa’da yaşanan aşırı kar yağışı şaşkınlık yaratırken, Trakya’da ise kuraklık tarım üretimlerini ciddi boyutta olumsuz etkiliyor.
Nehir suları azaldı!
Trakya’da bu yıl artan kış kuraklığı çiftçiyi tedirgin ediyor. Bölgede yağış oranları geçen yıla oranla 3’te bir oranında azalırken, çiftçilerin arazilerini suladığı Meriç ve Tunca Nehri’nde suyun debilerindeki düşüş nedeniyle nehir üstünde adacıklar oluştu. Meriç Nehri geçen yıl 282 metreküp/saniye debi ile akarken bu yılki debisi 78 metreküp/saniye olarak ölçüldü. Tunca Nehri’nin geçen yılki debisi ise 15 metreküp/saniye iken, son ölçümde 9 metreküp/saniyeye düştü. Buna göre her iki nehir suyunda 3’te bir oranında azalma olduğu görüldü.
‘Yağış bekliyoruz’
Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, kış aylarında istenilen yağışı alamadıklarını belirterek, “Özelikle çeltik sulamalarında kullandığımız Meriç ve Tunca nehirlerinde suda azalma var. Nehirler yaz ayında akıyormuş gibi akıyor. Eğer nehirler böyle akar ve biz yağış alamazsak bölgede çeltik ekemeyiz. Bir an önce bölgemizin yağış alması gerekir” dedi.
Kuraklık tehlikesi sürüyor!
Edirneli buğday ve kanola üreticilerden Erdal Akgün, “Bölgemizde ciddi olarak yağış almayı bekliyoruz. Yağan yağmurlar yeterli olmadı. Yeraltı sularında çok düşüş var. Nehirlerimizin az akması kuraklığın en açık göstergesi. Buğday ve kanola istediği suyu alamazsa verimde kayıp yaşanabilir. Tek tesellimiz zamanımızın olması ve yağışın yağmasına inanıp bekleyecek olmamız. Biz üreticiler için kuraklık tehlikesi geçmiş değil” dedi.
Halk sağlığı tehdit altında
Trakya’da yağışların azalması ve özellikle kar yağışının neredeyse hiç görülmüyor olması yeraltı sularının çekilmesinin başlıca nedeni. Ancak İstanbul’un sanayi havzalarının Trakya’ya taşınmasıyla birlikte yoğun yeraltısuyu kullanımı suların çekilmesinde önemli bir diğer etken. Son yıllarda ortaya çıkan kaya gazı sondajları ile birlikte yeraltı sularının tükenmesi ve derine kaçan suyun da kimyasallarla zehirlenmesi nedeniyle sular kullanılamaz hale gelecek olması Trakya için büyük bir tehdit. Sanayi ve kentsel atıkların bırakıldığı Ergene Nehri ölü bir nehre dönüşürken bu nehirden tarım alanlarının sulanıyor olması ise halk sağlığını büyük oranda olumsuz etkilemekte.
DSİ: 10 yıl içinde yeraltı tükenecek!
Trakya’nın en büyük nehri olan Ergene Nehri suları en kirli su derecelendirmesi olan 4. sınıf su olarak niteleniyor. Geçtiğimiz yıl DSİ’nin TBMM’ye sunduğu raporda yeraltı sularında 60 metrenin üzerinde seviye düşüşü yaşandığı ve havzada sanayinin bir an önce yeraltı suyunu kullanmayı bırakması gerektiği belirtilmişti. Raporda Trakya’nın yıllardır bitmeyen sorunu Ergene Havzası’nda yapılan incelemede bölgedeki yeraltı su kaynaklarının gelecek 10- 12 yıl içinde tükeneceği belirtildi. Raporun kaya gazı sondajlarını içermemesi dikkat çekti. Kaya gazı sondajları ile yeraltı sularının tükenmesinin daha kısa zaman aralığında gerçekleşeceği bekleniyor. Ergene Nehri’nin zehirleyen sanayiye şimdi de kaya gazı şirketleri eklendi ve bu şirketler yeraltı sularını Ergene Nehri’nden beter kirletecek.
EKOLOJİ SERVİSİ