Elbistan’da Terzi ailesinden 3 kişi enkaz altında yaşamını yitirdi. Kızını ve iki torununu kaybeden Hacı Terzi, enkaza zamanında müdahale edilmediği için ‘donarak öldüklerini’ söyledi ve ‘Buna hiç razı olmayacağız’ dedi
Mereş merkezli yaşanan yıkıcı depremde binlerce insan ihmal ve geç müdahale sonucu donarak hayatını kaybetti.
Elbistan’daki Terzi ailesinden 3 kişi, depremde yıkılan İsmailağa Apartmanı’nda 11 kişiyle birlikte enkaz altında hayatını kaybetti. Perihan Terzi ve çocukları Doğan ile Duran, enkazın altında kalırken, bir çocukları bulduğu bir boşluktan çıkarak kurtuldu.
Depremin üzerinden 4 gün geçtikten sonra apartmanın yıkılmasıyla arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. Aynı gün aile üyelerinin donmuş cenazelerine ulaşıldı.
Depremin üzerinden 5 gün geçtikten sonra aile üyeleri hastane morgundan alınarak, Nergele/Gözpınar Mahallesi’nde toprağa verildi. Cenaze töreninde iki torunu ve kızlarını kaybeden Ayşe Terzi’nin ağıtları ise hiç dinmedi.
İki torunu ve kızını kaybeden Hacı Terzi, o gün enkaza gidemediği için iç geçiriyor. “Donarak öldüler, donarak can verdiler. ‘Beni enkaza götürün, ben onları kurtarayım’ dedim ama yollar izin vermedi” diyen Terzi, yaşadıklarını anlattı.
‘Acımızın ilacı yok’
Terzi, “Biz, köy evinde otururken deprem oldu. Çocuklarımın altında kaldığı enkaza gitmek istedik ama kar yolları kapattığı için gidemedik. Deprem günü ben bastonumu bile alamadan evden çıktım ve evimiz yandı. Keşke iki torunum ve kızımdan kara haber gelmesiydi de ben orada yanıp ölseydim. Bu acıyı duymasaydım da ölseydim. Ben, 8 gündür onların sesini duyamadım, boyunlarından öpemedim. Nerde kaldılar, neden gelmediler? Onlar donarak can verdiler. Deprem olduktan 6 gün sonra cenazelerini getirdiler ve hepsi donmuştu. Cenaze yıkanırken gözleri açıktı. Belli ki kurtaracak bir kişi bekliyorlardı ama gözleri yolda ve açık gittiler; kurtaramadılar onları. Buna hiç razı olmayacağız. Bu derdimizin artık ilacı yoktur” dedi.
‘İsyanımı sizin aracılığınızla dile getiriyorum’
Sürekli “Donarak öldüler, donarak can verdiler” diyerek isyan eden Terzi, “Siz olmasanız ben derdimi kime anlatayım. Ben birini bekliyordum derdimi anlatacak, siz geldiniz. Erken müdahale edilseydi, onlar ölmezlerdi. Keşke diyorum, ben orda olsaydım da o enkazı tırnaklarımla kazıyıp onları çıkarsaydım. İsyanımı sizin aracılığınızla haykırmak istiyorum”
‘Annemin bana vedası olduğunu anlamalıydım’
Annesini ve iki kardeşini kaybeden Halil Terzi de isyanını şu sözlerle dile getiriyor: “Ben yurtdışından geldim. Üç gün boyunca onlara müdahale edilmedi. Müdahale edilseydi, mutlaka kurtulurlardı. Depremin olduğu dakikada annemle konuşuyordum, annem ağlayarak telefonu kapattı. Onun bana bir vedası olduğunu anlamalıydım. Depremin üçüncü günü kepçeler girdi ve annem ile iki kardeşimin cenazesini çıkardık. Kardeşimin Doğan koltukta otururken hayatını kaybetmişti, diğer kardeşim ellerini kafasının altına koymuş ve buz tutmuştu. Annem de merdivenlerde hayatını kaybetmiş. İnsanlar nasıl ölüme terk ediliyor? Bir enkaza 3 gün sonra nasıl müdahale edilir? Biz, soğuktan dışarıya çıkamazken, onlar enkazın altında 3 gün beklediler ve donarak çıkarıldılar.”
Haber: Adnan Bilen / MA