İktidarın ahlaki çürüme politikasına karşı toplum, Narin olayında bir kez daha toplumun iktidardan daha güçlü olduğunu göstermiştir. Güçlü toplum, katilleri koruyan zihniyete geri adım attırmış, gerçekleri açığa çıkarmıştır. Güçlü toplum, yayın yasaklarına ve tehditlere boyun eğmemiş, yekvücut olup bu olayın bağlantılarını açığa çıkarmıştır
Selman Çiçek
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çulî Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili gelişmeler sürerken, 3 haftadır süren olaylar bize çok şey öğretiyor.
Narin, toplumun bir hakikati ve vicdanı oldu. Yaşanan gelişmeler bize bir gerçeği gösteriyordu. Bu gerçek ise toplumun örgütlü gücünün hakikatiydi. Son on yıldır özelde Kürtlere dönük çöktürme planı ile genelde ise tüm topluma karşı yürütülen özel bir savaş var. AKP-MHP iktidarı, yürüttükleri bu özel savaş ile toplumu ahlaki olarak zayıflatmak istiyor. Bu nedenle ahlaki çürüme ne denli büyürse, onlar için toplumsal dayanışma ruhu da o denli azalacaktır. Toplumsal dayanışma ruhu azaldıkça, iktidarın savaş, yoksulluk ve açlık politikalarına tepki de ortadan kalkacaktı. Bu yüzden iktidar, toplumu sokağa çıkarmayarak, baskı altında tutarak ve ahlak nutukları atarak sanal medyayı yasaklayarak sonuç almaya çalışmaktadır. Bunda kısmen başarılı olsa da son iki yıldır yaşanan büyük olaylar karşısında toplumun verdiği tepki, iktidarın bu alandaki politikalarını yerle bir etmiştir ve ciddi sonuçlar elde edilmiştir.
6 Şubat’ta yaşadığımız en büyük felaketlerden biri olan depremde bu hakikat tüm çıplaklığı ile açığa çıkmıştır. Felaketin büyüklüğü altında kalan iktidar, depremin ilk günlerinde organize olamamış, gerekli tedbirleri alamamıştır. İlerleyen süreçte ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu konuda özeleştiri vermiştir. Tüm imkânsızlıklara rağmen, asrın felaketi olarak nitelendirilebilecek bir ortamda her şeye rağmen toplum, dayanışma ağını ilmek ilmek örmüş, depremin yaralarını kısa sürede sarmada önemli bir rol oynamıştır. Kepçelerin gelmediği enkazlarda elleriyle kazı yaparak insanları kurtaran halklar, yaralılara müdahale etmiş ve dayanışma ağını örmüştür. Devlet iktidarı olmadan da toplumun kendi yaralarını sarabileceğini başarıyla göstermiştir.
Benzer bir olayı Narin Güran için de söyleyebiliriz. Yaşananları günbegün değerlendirirsek bu hakikati daha yalın haliyle görebileceğiz. Narin, 21 Ağustos’ta kayboldu. Kaybolduğu gün haberin duyulmasıyla ilk olarak Amed halkı kendiliğinden örgütlenerek sosyal medyada “Narin nerede?” diye sormaya başladı. Çünkü Amed halkı, bir kız çocuğunun kaybolmasının tek başına bir kaybolma meselesi olmadığını geçmiş pratiklerinden çok iyi biliyordu. Gülistan Doku gerçekliğini kısa bir süre önce yaşamış bir halk, Narin’in kaybolmasını basit bir adli olay olarak görmedi ve bu bilinçle hareket etti. Bu nedenle önce sosyal medyada, ardından tüm sokaklarda “Narin Güran nerede?” diye sormayı asla bırakmadılar. Bu güç ve kararlılık, günbegün iktidar üzerinde ciddi bir baskıya dönüştü.
Narin bulunmadıkça Amed halkı sesini daha da yükseltmeye başladı ve bu ses artık milyonlara ulaşmıştı. Kısa sürede köyün gerçekliği de ortaya çıkmaya başlayınca bu olayın basit bir olay olmadığı, Narin’i katledenlerin korunduğu daha ilk gün söylenmeye başlanmıştı. Çünkü bu halk, Narin’in köyünde yaşayan akrabalarının HÜDA-PAR ile olan ilişkisini bilen bir hafızaya sahipti. Bu hafıza, 90’lı yıllarda onlara çok şey öğretmişti. Bu bilinçle halk, merkez medyanın olayı magazinleştirme çabalarına karşı gerçek suçluları işaret etti.
Eğer bu olay karşısında toplum kısa sürede örgütlenmeseydi, ne olacaktı?
Hemen cevaplayalım: Narin Güran hiçbir zaman bulunmayacaktı. Tutuklanan ve şu an birinci derecede şüpheli konumda olan amca Salim Güran, delil yetersizliğinden serbest bırakılacaktı. “Aile dostlarımızdı” diyen siyasiler, bu olayın üstünü örtecekti. Eğer toplum sussaydı, Narin’i gömen Nevzat Bahtiyar açığa çıkmayacaktı.
Nevzat Bahtiyar sıradan bir insan değil. Kim olduğunu bilmiyoruz. DAİŞ bayrakları önünde çekilmiş fotoğrafları olan biri. Bu dosyada şu an amcadan çok daha önemli kişi Nevzat Bahtiyar. Bir tetikçi gibi Narin’in naaşını alıyor ve soğukkanlı bir şekilde bir dere yatağına gömüyor. Tıpkı 90’larda Hizbullah’ın domuz bağı ile gömdüğü insanlar gibi. Narin de bu şekilde gömülmüş. Narin’i tanıyan tanımayan herkes Narin için ağlarken, vicdanı sızlarken bu şahıs hiçbir şey olmamış gibi günlük rutin işlerini yapmaya devam etmiş. Narin’i gömdükten sonra baldızından peynir almaya gitmiş. Bu ruh halini ancak daha önce bu işi yapmış biri gösterir; bu nedenle Bahtiyar’ın kim olduğu açığa çıkarılmadan bu dosyada tam anlamıyla aydınlatılamaz.
İktidarın ahlaki çürüme politikasına karşı toplum, Narin olayında bir kez daha toplumun iktidardan daha güçlü olduğunu göstermiştir. Güçlü toplum, katilleri koruyan zihniyete geri adım attırmış, gerçekleri açığa çıkarmıştır. Güçlü toplum, yayın yasaklarına ve tehditlere boyun eğmemiş, yekvücut olup bu olayın bağlantılarını açığa çıkarmıştır.
Narin’in bulunduğu günün ardından Amed’de halk sokağa çıkmış ve o gün açığa çıkan bir slogan vardır. Bu slogan hakikatin bir özeti gibiydi: “Katil Hizbullah, işbirlikçi AKP.” Bu slogan Amed sokaklarında yükseldikçe polisin de sesi yükseliyordu. “Devlet kurumlarını hedef alan sloganlar atılırsa müdahale ederiz” diye hakikat bastırılmak isteniyordu. Oysa ki AKP, devlet kurumu olmamasına rağmen defalarca bu anonsla yurttaşlar korkutulmak isteniyordu. Eğer o gece o sloganlar atılmasaydı, Nevzat Bahtiyar adlı şahıs ortaya çıkmayacaktı. Halkın örgütlü gücü bu şahsı açığa çıkarmış ve bu sloganların atıldığı saatlerde bu şahıs 24. kişi olarak gözaltına alınmıştır.
Amed’de bindiğiniz bir dolmuşta ya da oturduğunuz bir kahvede şu an konuşulan tek konu Narin’in ölümü. Herkes, Narin’in nasıl öldüğünden çok, katillerin Hizbullah zihniyetine sahip insanlar olduğunu çok iyi biliyor ve bunu yüksek bir sesle dile getiriyor.
Gerçekler, “Kral çıplak” gibi ortada. Şimdi yargı, olaya bir adli vaka gibi yaklaşıp amcayı katil, diğerlerini de yardım ve yataklıktan mı tutuklayacak? Yoksa olayın bağlantılarını mı açığa çıkaracak?