Tabandan gelen eleştiriler ışığında oluşan yeni siyaset anlayışı, önümüzdeki dönem partinin tüm kademelerinde mücadele ruhunu güçlendirecek ve toplumun katılımını yükseltecektir
Seyithan Akyüz
Yeşil Sol Parti, 15 Ekim tarihinde yaptığı Büyük Kongresiyle ismini Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirdi. HEDEP ismi Kürt toplumunun hafızasında ayrı yeri olan bir isim. Zira hangi parti kapanıp yerine hangisi kurulduysa, Kürtler hepsine genelde HEDEP demiştir. Bu isim, Kürt hareketinin kitleselleşmesinin ardından kurulan HADEP’ten beri böyledir. Elbette HADEP’ten önce kurulan partiler de vardı. Ama Kürt toplumunun hafızasında en büyük yeri bu parti almıştı. Başka bir ifadeyle HADEP, Kürt demokratik siyasetinin en büyük kitle ve aynı zamanda toplumla en güçlü bağlara sahip bir partiydi. Savaşın en yoğun olduğu 1994 yılında kurulmuş, yüksek mücadele ruhunu içinde barındırıyordu. Zira her türlü baskı ve yönelimlerin tavan yaptığı bir süreçte başka türlü davranmak da mümkün değildi.
Çünkü o dönem Kürt toplumu ve demokratik kamuoyu birçok yönüyle saldırıya uğruyor ve imha edilmesi hedefleniyordu. Bu da nefes nefese bir mücadeleyi zorunlu kılıyordu. HADEP tüm eksikliklerine rağmen o dönem misyonunu yerine getirmeye çalışmış ve önemli ölçüde de başarılı olmuştur. Bugün de Kürt toplumu ve demokratik kamuoyu benzer saldırı ve baskılarla karşı karşıyadır. Dolayısıyla bir süredir Kürt halkı başta olmak üzere, tüm duyarlı çevreler o döneme denk bir mücadele ruhunu yaratacak değişimi yüksek sesle dilendiriyorlardı.
Bu anlayışla gidilen kongreye binlerce kişi katılmış ve siyasi olarak Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözüm talebi damgasını vurmuştur. Bu talepler, yaşanan değişiminin bir isim değişikliğinin ötesinde yeni bir sürece işaret ettiğini belirtmek mümkün. Aslında bu, 14-28 Mayıs seçimleri sonrası yapılan iç tartışmalarda Kürt toplumu ile demokratik kamuoyunun değişim yönünde ortaya koyduğu iradenin kongrede açığa çıkmasıydı. Tabandan gelen eleştiriler ışığında oluşan yeni siyaset anlayışı, önümüzdeki dönem partinin tüm kademelerinde mücadele ruhunu güçlendirecek ve toplumun katılımını yükseltecektir.
Çünkü yaşadığımız coğrafyanın halkları hala en temel sorunlarını dahi çözebilmiş değil. Coğrafyamızın en büyük ve kangrenleşmiş sorunları olan Kürt ve Filistin sorunları tüm çıplaklığıyla orta yerde duruyor ve her gün can almaya devam ediyor. Ay başından bu yana Rojava’ya yönelik gerçekleştirilen saldırılar ile Hamas ve İsrail arasındaki çatışmalar, Kürt ve Filistin sorunlarının demokratik çözümlerinin ne kadar acil olduğunu ortaya koymuştur. Zira günümüzde halkların demokratik mücadelesi ulus-devletlerce cendere altına alınmış durumdadır. Başka bir ifadeyle çözümsüzlük, çözüm olarak ortaya koyulmakta ve başka bir çözüm yolu yokmuş gibi halklara dayatılmaktadır. Oysa halkların yaşadığı sorunlar ulus-devlet kaynaklı olduğundan, çözümlerin bu yapılar tarafından gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Bunun başka bir yolu vardır.
Bu yol, pasif bir mücadele ruhuyla değil, halkların toplumsal örgütlüğüyle olacaktır. HEDEP, bu toplumsal örgütlülüğü gerçekleştirecek mücadelenin adresi ve zemini olmaya aday olduğunu gerçekleştirdiği kongreyle ortaya koymuştur. Bunun için yapılacak şey, başta Kürtler olmak üzere tüm demokratik çevrelerin HEDEP etrafında birleşmeleri olacaktır. Bu nedenle geçmişte yaşanan küskünlük ve dargınlıkları bir kenara koymalı, yüksek sorumluluk duygusuyla yeni dönem görevlerimize dört elle sarılmalıyız. Zira içinde bulunduğumuz dönem, geleceğimizin şekil alacağı bir dönemdir. Böylesi önemli bir dönemde mücadele dışı kalmanın vebali büyük olacaktır.