Hem sanatçı kimliği hem de hayattaki duruşu ile toplumsal mücadelenin önemli isimlerinden biri Deniz Türkali. Yüzlerce tiyatro oyunundaki karaktere hayat veren sanatçı, “Şehvet” isimli albümü ile müzikte de adından söz ettiriyor. Önümüzdeki yıl iki farklı oyunla seyirciyle buluşmaya hazırlanan Türkali ile, Türkiye’de sanatçı olmak ve dayatılan kadınlık rolleri üzerine konuştuk.
‘Ben oyuncuyum’
Çok yönlü bir sanatçı olduğuyla ilgili tespitimize, kendisini oyuncu olarak tarif ettiği karşılığını vererek başlıyor konuşmasına Deniz Türkali, “Ben oyuncuyum. İçimden yazılar gelince yazıyorum. Murat Çelikkan beni anlatan ‘Daha Dans Edicem’ isimli bir kitap yazdı. Orada her ayrıntıyı anlattım. Elbette, yazmak eğlenceli ve güzel. Hatta biraz sancılı bir iş. Oyunculuk da öyle kuşkusuz ama kıyas kabul etmez benim için” diyor.
Metoo’yu destekliyorum
Kadın oyuncu olarak sektörde neler yaşadığını anlatan Deniz Türkali, kadınlığın, her çağda patriarkanın gücünü yok etmeye, törpülemeye devam edeceğini kaydederek şöyle devam ediyor konuşmasına: “Tacize maruz kalmayan kadın bence yok. Başıma kaç kere geldi anlatamam. Erkeklik ve kadınlık toplumsal kodlara göre şekilleniyor. Erkekliğe özenen kadınlar da var. Konu, kadınlar ve erkekler değil, kadınlık ve erkeklik olarak düşünüyorum bunu. Ben bir kadınım, dolayısıyla taciz girişimlerini hep gördüm, tanık oldum. Tabii ki, Metoo Hareketi’ni de destekliyorum. Tacizin ne olduğu da önemli, bakış, dokunuş, ses tonu tacizdir. Buna tanık olmak tacizdir. Kızına ‘mini etek giyme’ demeyeceksin, oğluna ‘taciz etme’ diyeceksin.”
Evrim Kepenek-İstanbul/JINNEWS