Örtüsüz kadın yüzü resmetmenin yasak olduğu İran’da kadın yüzlerini fotoğrafladıktan sonra kurgulayarak tuvallere yansıtan sanatçı Ghaderi, ‘Çektiğim fotoğraflar yüzleri gösteriyordu ama duyguları değil. Ben istedim ki resimlerim o eksik kalanları yansıtsın’ dedi
İranlı fotoğraf ve resim sanatçısı Parya Ghaderi’nin “Face of Fiction- Kurgu Yüz” adlı sergisi Kadıköy’de bulunan Moda Galeri Pasaj’da 3 Ekim’de açıldı. 20 Ekim’e kadar açık kalacak olan sergide Ghaderi’nin yağlıboyadan oluşan 17 eseri sergileniyor. Serginin küratörlüğünü ise Metin Hakyeri üstleniyor. Örtüsüz kadın yüzü resmetmenin yasak olduğu İran’da kadın yüzlerini fotoğrafladıktan sonra kurgulayarak tuvallere yansıtan sanatçı, resimlerinde kadınlık ve erkeklik rollerine gönderme yapıyor. Toplumsal cinsiyet rollerini sanatıyla irdeleyen ve ülkesindeki baskıdan kaçarak Türkiye’ye gelen sanatçı, fotoğraflarını çektiği kadınların yüzlerine duygu dünyasındakileri de ekleyerek resmediyor. Mezopotamya Ajansı’ından Nejla Demir, Parya Ghaderi ile İran’da kadın olmaktan kaynaklı verdiği mücadeleyi ve sanatını konuştu. İran’ın Tebriz kentindeki bir üniversitede resim bölümü okuduğunu ve İran’da ünlü bir ressam olan dayısından etkilendiğini söyleyen Ghaderi, “Çocukluğumdan beri resim sanatı üzerine bir ilgim vardı. Üniversitede okurken fotoğrafa merak saldım ve fotoğrafçılık yaptım. Herkes çektiğim fotoğrafları çok beğeniyordu. 7 yıl boyunca bu işi profesyonelce yaptım” dedi.
‘Hep yasakla karşılaştım’
İran’da kadınlar üzerindeki baskıdan kaynaklı fotoğraf çekmenin ve paylaşmanın yasak olduğunu belirten Ghaderi, 2 yıldır yaşadığı Türkiye’de sanatını icra etme noktasında çok fazla imkana sahip olduğunu söyledi. Ghaderi, “Türkiye, kendimi gösterebilme ve sanatımı sergileme isteğini doğurdu. Böyle bir olanak sağladı. Çünkü İran’da sergi açmak istediğimde hep bir yasakla karşılaştım. ‘Kadının kolu çıplak, bu olmaz’ diye fotoğraflarımı sergilememe izin verilmiyordu. Ben farkına vardım ki sanatımı özgürce yapamıyorum. Kadınların fotoğraflarını çekmeyi çok seviyorum ama onları başkalarıyla paylaşamıyordum. Buradaki kadınlarla duygularımız çok yakın, onu fark ettim” diye konuştu.
O eksik kalanlar…
Uzun yıllar çektiği fotoğrafları zamanla tuvale yansıtmaya başladığını ve fotoğraf resim karışımı bir tarz ortaya çıkardığını ifade eden Ghaderi, sanatını “İnsanlara poz verdirdim. İnsanların kafalarının içinden geçenleri çok merak ediyordum. Fotoğraflarını çekiyordum ama duygularını bilmiyordum. O duyguları da kendi düşünce dünyama göre resmetmeye başladım. Bu beni mutlu ediyor. Çektiğim fotoğraflar yüzleri gösteriyordu ama duyguları değil. Ben istedim ki resimlerim o eksik kalanları yansıtsın. Sergide insanın hislerini izleyiciye aktarmaya çalışıyorum o yüzden” dedi.
Neden kadın resmi?
Çocukken de kadın resimlerini çizdiğini ve özel olarak “neden kadın resmi” sorusuyla karşılaştığını belirten Ghaderi, sergide kadın yüzlerine yer verme gerekçesini de şöyle dile getirdi: “İnsanların içindekileri yansıtmak istiyordum ve bunlar nedense hep kadın oldu çünkü ben de bir kadınım. Sergiyi gezen her bir kadın kendinden bir şeyler bulabilir bence. Sadece İranlı kadınlar değil tüm kadınlar… İranlı kadınlar dünyaya biraz farklı bakıyor ve yaşıyor. İranlı kadınlar baskı altında olmaktan kaynaklı özgürlüklerine düşkünler ve kendilerini özgür bir birey gibi göstermeyi seviyorlar. Bu yüzden de sergimde onlara yer verdim ve herkes görsün istedim.” Herkesi sergiyi gezmeye davet eden Ghaderi, “Gelin hep birlikte bu yüzleri ve vermek istediği mesaj ile duyguları inceleyelim.”
İSTANBUL