Erken Cumhuriyet’te Kürtlerin yerleşme hakkının sınırlandırılmasına dair çarpıcı bir örnek
Sait Çetinoğlu
1933 yılında Tokat Defterdarlığı’nın Mübadil Rumlardan kalan Gerdikan ve Sarı Tarla köylerini kapsayan 250 dönümlük araziyi ihaleye çıkarması ve Bazikli Kürt aşireti mensuplarının bu ihaleyi kazanması üzerine kopan fırtına, yerleşme özgürlüğünün Kürtler söz konusu olduğunda nasıl sınırlandırıldığına ilişkin özel bir örnektir.
Olay, Başbakanlık Arşivi’nde geçmişte 59 sahifelik bir belge topluluğunu kapsarken, günümüzde arşivde sadece 8 satırlık olayın özünü ve gelişimini anlatmaktan uzak Gazi M. Kemal imzalı Bakanlar Kurulu kararnamesi bırakılmış, diğerleri araştırmacılardan uzaklaştırılmıştır.
Belgeler
Olay örgüsünün yerelden merkeze doğru gelişmesini özetlersek:
İhalenin istenmeyen sonucu “Vilayetin nazarı dikkatini celp etmiş ve ihale Vilâyetçe tasdike iktiran etmiyerek [yanaşmayarak] müzayede olduğu yerde tevkif edilmiştir [durdurulmuştur].”
Vilayetin bununla kalmayarak konuyu Dahiliye Vekaleti’ne intikal ettirdiğini, Dahiliye Vekaleti’nin Baş Vekalet’e durumu “ehemmiyetle arz” ettiğini belgelerden anlıyoruz.
Dahiliye Vekaleti birtakım gerekçeler bulmuş ve bunları çoğaltmıştır. Zira, olayın öznesi Kürtlerdir. Kullanılan dil, devletin Kürtlere bakışını açık etmesi bakımından ilginçtir; Kürtlerin, “Bu iki köyü ele geçirmiş” olduğu ifade edilir. Kürtler sanki başka bir yerden gelip silah zoru ile buraları zapt etmişler gibi… Son derece sıradan bir işlem zorlama argümanlarla süslenerek olmayacak gerekçeler üretilerek ihalenin iptali normalleştirilmektedir.
“Kürt zenginleri bulunmaz bir sığıntı olabilecek istidatta olan bu köyleri ele geçirerek Yozgat Vilâyetinde göçebe bir halde bulunan Kürtleri de buralara toplamağa gayret eyledikleri ve artırma sonunda 250 dönümlük araziye ait müzayedenin üzerlerinde kalarak bakiye arazinin de aynı zenginler tarafından alınmasına teşebbüs edildiği ve şimdiden de ev inşa etmek üzre hazırlığa başladıkları…”
Kürtlere set
Dahiliye Vekaleti’nin duracağı bir sınırı olduğunu kabul etmek çok zordur: “Bu Kürt aşiretinin bu iki köyü ele geçirmesindeki gaye gayet sarp olan bu mevkide şekavet tapmaktan ve Kürt çemberini tevsi etmekten ibaret ülkülerine” set çekecek, “Türk kanını taşıyan” ekte listeleri bağlanan “Geygel Türk aşiretinin 885 NO Lı kanunun 3 üncü 9 uncu ve 6 inci maddelerine göre yerleştirilmelerini” isterken, Kürtlere ceza kesilmesini şu cümlelerle istemektedir: “[V]e buralarda tekasüf etmeğe [çoğalmaya] çalışan Bazikli Kürt aşiretinin de bu Vilâyet dahilindeki Türk köylerine serpiştirilme suretiyle aynı kanuna istinaden dağıtılıp yerleştirilmeleri hususunda Yüksek Vekiller heyetinden karar istihsaliyle tebliğine müsaade-i devletlerini ehemmiyetle arz ve istirham eylerim efendim.”
Dahiliye Vekaleti, Baş Vekalet’e hareket tarzı ile ilgili isteklerini sıralarken Tokat Defterdarlığı’nın bağlı olduğu Maliye Vekaleti’ni de bir tezkere ile sığaya çektiğini, Maliye’nin “Baş Vekalet Yüksek Makamına” savunma babında yazdığı yazıdan anlıyoruz.
Kürtlere yaklaşım
“Vekaleti müşarunileyhanın [adı geçen] teklifi veçhile o havalide bulunan bu kabil arazinin satılmaması emir ve tasvip buyurulduğu takdirde evvelce satışı yapılmış olan yerden madasının müzayedelerinin tehiri icap edenlere tebliğ edilmek üzre yüksek iradelerine intizar ve Dahiliye vekaletinin tezkeresi ile merbutları rapten takdim olunur efendim.”
Baş Vekalet 5.11.1933 günlü kararnamesiyle, Kürtlerin yarışma ile aldıkları Gerdikan ve Sarı tarla köylerine Gaygel Türk aşiretinin yerleştirilmesi ve haddini bilmeyen Kürtlerin Türk köylerine serpiştirilip yerleştirilerek çoğalmasının önüne geçilmesi Bakanlar Kurulu’nun 5.11.1933 gün ve 5326/2540sayılı kararnamesiyle cezalandırılması kararlaştırılarak taraf bakanlık olan Dahiliye ve Maliye Vekilliği’ne bildirilir:
Kararname
“Görülen lüzum üzerine, Tokat vilayetinin Pazar nahiyesine bağlı mübadil rumlardan kalan Gerdikan ve Sarı tarla köylerine 885 numaralı kanunun 3,6,9 uncu maddelerine göre 50 Hanede 207 kişiden ibaret Gaygel Türk aşiret efradının iskanları ve ilişik listede yazılı 74 hanede 391 kişiden ibaret Bezikli Kürt aşiretinin Tokat vilayeti dahilindeki Türk köylerine serpiştirilme suretiyle yerleştirilmeleri; Dahiliye vekilliğinin 3/9/933 tarih ve 3943 sayılı tezkeresi üzerine İcra Vekilleri Heyetince 5/11/933 te kabul olunmuştur.”
Özetle; Cumhuriyet’in erken döneminde, ayrımcı dilin her kademede yerleştiği ve içselleştiğini görürken, temel insan haklarından olan yerleşme hakkının Kürtler söz konusu olduğunda nasıl hiçe sayılmış olduğuna tanık oluyoruz.
Sonuç olarak; valilik, iki bakanlık, Bakanlar Kurulu ve Reisicumhur’un Kürtlerle ilgili ya da Kürtlerin açık yarışmada mülk sahibi olmaları tehlikeli bulunup, Tokat Amasya illerinin Ezine, Yeşilova, Zile, Erbaa, Artova… ilçe ve nahiyelerinin Türk köylerine tek tek veya küçük gruplar halinde iskan edilerek “çoğalmaları” önlenir! O tarihte Mecburi İskan Kanunu çıkarılmamış, sürgüne kanuni kılıf henüz akla gelmemiştir. Devletin tepesinden zeminine resmi ideolojisi küçücük bir toprak parçasının satışında dahi nasıl bir zincirleme bir ısrarla sürdürülürken İttihatçı nüfus mühendisliği olanca berraklığıyla billurlaşıyor.
* Cumhuriyet arşivi: 030_0_18_01_02_41_81_011