AKP’nin ayrıştırıcı politikaları halkları yeni bir arayışa zorladığını dile getiren HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, “Demokrasi cephesi ve muhalefet partileri yan yana gelerek Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni bir Anayasa için daha hızlı adımlar atmalıyız” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini HDP’li seçmenin etkisiyle kazandığı toplumsal kesimler tarafından kabul gören Ekrem İmamoğlu, mazbatasını alırken muhalefetin yarattığı demokrasi ittifakının geleceği tartışılıyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antep Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Prof. Dr. Mahmut Toğrul, seçim sonuçlarını Mezopotyamya Ajansına (MA) değerlendirdi.
‘HDP’liler partilerinin çizdiği yoldan yürüdüler’
AKP-MHP ittifakının HDP seçmenine yönelik ötekileştirici tutumuna dikkat çeken Toğrul: “HDP seçmeni 23 Haziran seçimlerinde atılan farkta büyük paya sahiptir. Bu sadece İstanbul’da değil Adana, Mersin, Antalya, İzmir, Ankara ve Hatay gibi kentlerde de geçerli. HDP seçmeni ne Binali Yıldırım’ın ne de Ekrem İmamoğlu’nun yanında durdu. HDP’liler, partisinin çizdiği demokrasiye giden 3’üncü yolda yürüdüler. Demokrasi cephesinin önünün açılması için kararlı bir duruş gösterdi. Taraflı tarafsız herkes HDP seçmeninin hem İstanbul’da hem de diğer büyükşehirlerde belirleyici olduğunu gördü.”dedi.
‘Başarılı olduk’
Samimiyetten uzak dil değişikliğinin seçmeni kandırmak için yapıldığını belirten Toğrul, “Binali bey Diyarbakır’da Kürdistan ifadesini kullanırken diğer taraftan Süleyman Soylu ise militarist dilini sürdürüyordu. Dolayısıyla Kürt seçmen AKP’nin oynadığı oyunu iyi gördü. Oyuna kanmadığını 23 Haziran’da sandıkta verdiği oylarla gösterdi. Sayın Öcalan’dan gelen tarafsızlık mesajında ‘Ekrem İmamoğlu’na oy vermeyin’ demiyordu. Öcalan, ‘HDP kendi kararını kendisi versin. Vereceği karar 3’üncü yolun önünü açsın’ diyordu. Bizim parti olarak ortaya koyduğumuz tavır 3’üncü yolun önünü açmak ve Türkiye’de demokrasinin var olmasını sağlamak içindi. Biz bu noktada başarılı olduğumuzu düşünüyoruz” diye belirtti.
‘Yeni anayasa için hızlı olmalıyız’
HDP’nin bileğinin hakkıyla kazandığı 6 belediyenin YSK’nin kurduğu tuzakla gasp edildiğini vurgulayan Toğrul, “Sonradan açılan soruşturmalarla belediye meclis üyeliklerimizi gasp ettiler. Kürt seçmen Türkiye’deki politikayı en iyi bilen seçmendir. Aradaki çelişkiyi ve samimiyetsizliği çok net gördü. Bu oyunu gören Kürt seçmen 31 Mart’ta göre daha çok mobilize olarak 23 Haziran’da oyunu kullandı. 23 Haziran’da Kürtlerin desteğiyle alınan sonuç, 3’üncü yol olan demokrasi ittifakının kurulması için ön açıcı oldu. AKP’den bıkan Türkiye halkları artık yeni bir yol arayışındadır. İşte bu arayışa biz muhalefet partileri olarak cevap vermemiz gerekiyor. Demokrasi cephesi ve muhalefet partileri yan yana gelerek Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni bir Anayasa için daha hızlı adımlar atmalıyız. Kim ne derse desin Kürtlerin temsiliyetini en çok sağlayan güç HDP’dir” diye konuştu.
‘Bu ülkenin çıkarı demokrasi’
Bu ülkenin ötekileştirici, kırıcı, kutuplaştırıcı bir dille ve yok sayan bir anlayışla yönetilemeyeceğinin seçim sonucuyla açığa çıktığını sözlerine ekleyen Toğrul, Kürtleri, Alevileri, emekçileri, demokratları, görmeyen bir iktidarın Türkiye’de yönetim erkini elinde bulunduramayacağını aktardı. Bu seçim sonucuyla birlikte muhalefetinde gerekli dersi almış olduğunu düşündüğünü sözlerine ekleyen Toğrul, şunları dile getirdi: “Biz 3’üncü yol derken de bunu kastediyorduk. Toplumsal muhalefet, ana muhalefet partileri üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Türkiye’nin demokrasi güçleri bir araya gelerek hem muhalefet hem de iktidar üzerinde bir toplumsal baskı oluşturup bu ülkenin çıkarının demokrasi yolundan geçtiğini anlatması gerekiyor. Muhalefet verilen mesajı doğru okursa işte o zaman gerçekten her şey çok güzel olabilir. Demokrasi cephesinin önü açılır muhalefette Türkiye’de kutuplaştırıcı, yok sayan, baskıcı dilin aksine birleştirici dil tutturursa Türkiye’de değişim kendisini dayatır.”
‘Bir kopukluk yok’
Seçim sürecinde HDP ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu tavrın birbirinden kopuk olmadığını ifade eden Toğrul, şunları söyledi: “Öcalan’ın önerisiyle HDP’nin ortaya koyduğu tavır çatışmıyor. Öcalan sadece Kürtler üzerinde etkili bir lider değildir. Ortadoğu halklarının üzerinde çok net bir etkisi var. Eğer gerçekten denildiği gibi Sayın Öcalan’ın Kürtler üzerinde etkisi yok olsaydı, bu kadar uzun süreli açlık grevleri yapılır mıydı? Biz açlık grevleri döneminde de ‘Öcalan önemli bir aktördür. Sadece Kürtler üzerinde değil tüm Ortadoğu halkları üzerinde etkilidir’ diyorduk. Başlayan görüşmelerle birlikte İmralı’dan gelen mesajlar toplumun tüm kesimlerine bölgesel barış adına umut verdi. Dolayısıyla ‘Kürtler Öcalan’ın sözünü dinlemiyor’ gibi söylemler yersizdir. Eğer böyle olsaydı. Bu kadar uzun süreli açlık grevleri yapılır mıydı? Sayın Öcalan hem Kürt halkı için, hem de Ortadoğu halkları için çok önemli bir etkendir. Onun için onun ağzından çıkan her söz bizim için kıymetlidir.”