Geçtiğimiz günlerde TMO’nun depoları ile sahibi olduğu arazilerinin satılığa çıkarıldığı duyuruldu. Diğer yandan TMO’nun boşalttığı alanı özel sektörce inşa edilen lisanslı depolar alıyor. Çiftçiye ise tek yol olarak, ürününü senet karşılığı bu depolara bırakmak kalıyor
Türkiye’nin belli başlı tarımsal üretimlerin yapıldığı bölgelerde lisanslı depoculuk adı altında depolar inşa edilmeye başlandı. Birçok bölgede özel sektör tarafından girişimi yapılan bu depolara Tarım Kredi Kooperatifleri iştiraklerinden Lidaş’da (Lisanslı Depoculuk AŞ) eklendi ve 5 bölgede depolar açmak için girişimlerde bulunuyorlar. Bu girişimlerden birisi de Urfa Viranşehir’de 30 bin ton kapasiteli depo inşa ederken,ü bu deponun kapasitesini 180 bin tona çıkaracakları ifade edildi. Deponun açılışını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba yaptı. Törende konuşan Bakan Fakıbaba, “Cumhurbaşkanımız, ilk Tarım Bakanı olduğumda bana şunu söyledi, Fakıbaba benim dar gelirli kardeşlerime et yedireceksin. Ben de talimat emirdir dedim. Cumhurbaşkanım ve biz çalışmaya başladık. Hakikaten 15 binin üzerindeki şubelerde, beldelerde bile görüyorum, kıyma 29 lira kuşbaşı 31 lira. Günde 70 büyükbaş ve 200 küçükbaş ve bin ton depolama alanımız olacak. Ben Şanlıurfa’yı tanıtırken 3 tane ‘T’ diyordum tarım, ticaret ve tarih” dedi. Suudi ve Katarlı yatırımcıların bölgede hayvancılık yapmak istediklerine yönelik daha önce Urfa’daki TİGEM arazilerini gezdikleri biliniyor. Özelleştirilmeyi bekleyen TİGEM’in de seçim sonrası satılığa çıkarılacağı ekonominin durumuna bakınca anlaşılabiliyor. Gelişmelerin hiçbiri Urfalı çiftçiyi yakından ilgilendirmiyor. Hayvancılık Urfalı çiftçi için ele alınmazken, çiftçinin ürettiği her tür ürün için lisanslı depoculuk hazırlanıyor. Bu durum ise tüm Türkiye’de olduğu gibi Urfa çiftçisi içinde yeni bir tuzak özelliği taşıyor.
TMO’nun varlıkları satılıyor
Bir yandan lisanslı depoculuk her yerde kurulmaya başlarken Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) varlıklarını satılığa çıkarıyor. Aralarında Erzurum, Kars, Sivas, Kayseri, Yozgat, Çanakkale, Ankara gibi illerin bulunduğu bölgelerde TMO’ya bağlı arazi ve gayrimenkuller, yok pahasına satılıyor. AKP iktidarı ile birlikte işlevini yitiren TMO’nun satışa çıkardığı arazi ve gayrimenkuller depo olarak kullanılan yerler. TMO bir süredir, örneğin buğday hasadı döneminde, üreticinin hasadını yaptığı buğdayı alması gerekirken, depoları kapalı tutuyor ve alım yapmıyor. Üretici ürünü TMO yerine tüccara veriyor. AKP’nin tarımda tekelleşmenin en önemli adımlarında biri olan ‘Lisanslı Depolar’ dışında çiftçinin ürününü satacağı hiçbir yer bırakılmıyor.
Lisanslı depoculuk
AKP hükümeti TMO’nun işlevi olan depoculuğu TMO’yu boşa çıkarıp varlıklarını satarak çiftçiyi lisanslı depolara mahkum ediyor. Çiftçilerin ürettiği ürünlerin önümüzdeki süreçte lisanslı depolara verilmesi zorunlu hale getirildi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, yaptığı bir açıklamada, “2018 yılıyla beraber bütün ürünler, lisanslı depolarda depolanacak. Dolayısıyla ürün senedine konulacak. Ürün senedinin de esprisi şudur; artık kamyonlar değil, kâğıtlar hareket edecek. Üreticinin ürünü en yakın lisanslı depolarda depolanacak. Üretici cebine kâğıdını koyacak. Bunun adı ürün senedi ve üretici istediği zaman ürününü pazarlayabilecek. Dolayısıyla bu manada müthiş bir kolaylık, finans imkânı ve bankalar için teminat kaynağı olacak” dedi. Kemaloğlu, “Üretici, ürün senedi ile bankadan ‘cazip kredi’ kullanma imkânı buluyor. Sanayici, tüccar uzun vadeli finansmana kavuşma imkânı buluyor. TMO da, ürünleri lisanslı depolarda daha uygun şartlarda depolama imkânı buluyor” diye açıklamalarda bulunmuştu.
Tam bir soygun
Çiftçilerin ürünlerini zorunlu olarak depolara vermesiyle birlikte, tarım tekellerinin kurduğu-kuracağı lisanslı depolardaki ürünler, şirketler için kullanacakları kredilerde ‘teminat verme’ yolu olarak düzenlenirken, çiftçilerin eline tutuşturulan senetlerle bankalara gidip faiz karşılığı mallarını dolaylı satma seçeneği kalıyor. Çiftçinin eline verilen senedin değeri ise, günün koşullarında oluşan piyasa değerinin bir kısmını kapsarken, depoya verdikleri ürünlerin satıldığı günkü fiyatın, alacağı olan paradan düşülmesi sağlanıyor. Bu yolla çiftçi kaça satılacağı dahi belli olmayan ürün için elindeki senet karşılığı bankaya borçlanıyor. Bu borçlanma sonucunda ürün satış bedeli alınan krediyi karşılamadığında, kendisine ödenmeyen ürün bedeline banka el koyuyor.
EKOLOJİ SERVİSİ