TMMOB’nin Yönetim Kurulu Başkanı Koramaz: ‘Gerekli inceleme ve hazırlıklar yapılmadan atılacak her adım, yapılacak her konut yeni felaketlere davet çıkarmak anlamına gelmektedir. İnsanların çaresizliğinin bir seçim malzemesine dönüştürülmesine izin veremeyiz’
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden etkilenen 11 kentteki ziyaretlerini sürdüren Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Emin Koramaz, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Amed’de basın toplantısı düzenledi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Amed Şubesi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Koramaz, depremden kaynaklı yaşanan yıkım ve ölümün boyutunun henüz netleşmediğini belirtti.
Şirket haline gelen yardım kuruluşları
AFAD’ın yetersizliğine ve beceriksizliğine, bir yardım kuruluşu olmaktan çıkartılarak şirket haline dönüştürülen Kızılay’ın skandallarının eklendiğini söyleyen Koramaz, depremzedeler haftalarca çadır beklerken, Kızılay’ın elindeki çadırları şirketlere ve yardım kuruluşlarına pazarladığı ortaya çıktığını belirtti.
Deprem sonrası harekete geçen sivil toplum örgütleri, siyasi parti, kurum ve kuruluşların ördüğü dayanışmaya dikkat çeken Koramaz, bu dayanışmanın ise kısa sürede iktidarın ve bağlı kuruluşların hedefi olduğunu söyledi.
‘Sermayeyi yandaşa aktardılar’
Bu süreçte TMMOB’nin de hedef haline getirildiğini belirten Koramaz, şöyle dedi: “Önce çürük binalara TMMOB ve bağlı odaların göz yumduğu yalanını servis ettiler. TMMOB’nin mesleki denetim yapmasının bizzat iktidar tarafından yasalarla engellendiği ortaya çıkınca bu kez TMMOB’nin kentsel dönüşüm uygulamalarına engel olduğu yalanına sarıldılar. Bunun da gerçeklerle uzaktan yakından ilgili olmadığını biliyorlar aslında. Bugüne kadar tüm açıklamalarımızda kentsel dönüşümün amacının deprem riski yüksek alanların güvenliğinin artırılması amacıyla kullanılması gerektiğini dile getirdik. Yoksulları kent merkezlerinden uzaklaştırma amaçlı, şehircilik ilkelerine uymayan yerleşimler yerine kentlerin dokusuna uygun, demografik ve kültürel yapıyı bozmayan güvenlikli yapılar inşa edilmesi gerektiğini söyledik. Siyasi iktidar ise, bu süreci deprem riski yüksek alanlara değil, rantı yüksek alanlara öncelik veren, kentsel dokuyu tahrip eden bir anlayışla yandaşlarına sermaye aktarma aracı olarak kullandı.”
‘Barınma sorununa çözüm değil seçim propagandası’
Arama kurtarma çalışmaları bitirilmeden ve deliller toplanmadan alelacele enkaz kaldırma çalışmalarının başlatıldığını, 200 bin konutun inşası için sözleşmeler imzalandığını hatırlatan Koramaz, imar planlarının Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredildiğini belirtti. Koramaz, “Henüz jeolojik inceleme ve etütler bile yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin temel atma törenlerinin yapılacağı duyuruldu. Tek adam rejiminin ‘ben yaptım, oldu’ anlayışının devamı olan bu uygulamaların bilime ve tekniğe uygun hiçbir yanı bulunmamaktadır” diyerek yapılmak istenen şeyin halkın barınma sorununun çözümü değil, bir seçim propagandası olduğunu vurguladı. Koramaz, “Gerekli inceleme ve hazırlıklar yapılmadan atılacak her adım, yapılacak her konut yeni felaketlere davet çıkarmak anlamına gelmektedir. İnsanların çaresizliğinin bir seçim malzemesine dönüştürülmesine izin veremeyiz. Depremin yıktığı binlerce yıllık kadim kentlerimizin tarihsel, kültürel, demografik, sosyal yapısının alelacele verilen kararlarla yok edilmesine sessiz kalamayız” dedi.
Depremin ilk anından itibaren TMMOB’a bağlı odaların dayanışmanın yanı sıra kurum olarak da deprem bölgesinde bulunduğunu söyleyen Koramaz, incelemelerinin sonucunda depreme ilişkin bir rapor hazırlayacaklarını kaydederek, iktidara çağrıda bulundu: “Bölge halkının en önemli sorunu barınma. Gezdiğimiz yerleşimlerde geçici barınma alanlarının henüz tamamlanmadığını gördük. İktidar derhal bu soruna çözüm bulmalı, depremzedelerin insani koşullarda barınmaları için geçici barınma alanlarını tamamlamalıdır.”
Kaynak: MA