TİP, ‘Müdahale Kongresi’ni Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdi. Kongrede konuşan TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, “Türkiye’nin geleceği halk ittifakıdır. Türkiye’de siyaseti yeniden kurmak istiyoruz” dedi
Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) 61. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği “Müdahale Kongresi”, Türkiye’nin dört bir yanından gelen işçilerin, gençlerin, LGTBİ+’ların kadınların, parti üyelerinin ve dostlarının katılımıyla başladı.
Yoğun katılımın olduğu kongre salonuna girişte “Gençlerin partisi iktidara”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı. TİP Milletvekillerinin ve Genel Başkan Erkan Baş’ın salona girmesiyle coşku daha da artı. Kongre öncesi coşkulu kalabalık salon girişinde bando eşliğinde marşlar söyledi.
Kongreye Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve EYT Derneği Başkanı Gönül Boran da katıldı.
Demirtaş’ın mesajı okundu
Kongrede Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın mesajı okundu. Halk buluşmasına katılabilmeyi çok istediğini dile getiren Demirtaş, TİP Genel Başkanı Erkan Baş’a hitaben gönderdiği mesajında “Değerli arkadaşım, 13 Şubat 2022’de Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceğiniz dayanışma etkinliğine katılabilmeyi çok isterdim. Ancak binlerce emekçinin o gün orada olacağını biliyorum ve dayanışma dileklerim ile tüm dostlara, TİP’li yoldaşlara içten selam, sevgilerimi, başarı dileklerimi iletiyorum. Özgür yarınlarda görüşebilmek dileğiyle dostlukla” dedi.
Mesajın Selahattin Demirtaş tarafından gönderildiğinin belirtilmesi sonrasında kongre salonundakiler ayakta alkışladı.
Bildiri okundu: Krizlere Devrimci Müdahale
Gazeteduvar’da yer alan habere göre kongrede ‘Krizlere Devrimci Müdahale’ başlığı altında bir bildiri yayınladı. Bildiride müdahale gereken krizler şu şekilde sıralandı:
“Kürtlerin krizi, ayrımcılık ve eşit yurttaşlık krizi, emekçinin krizi, özgürlük ve laiklik krizi, ekolojik yıkım, gıda krizi, adalet krizi, savaşın olağanlaşması, göç krizi, kadınların krizi, gençliğin krizi, Alevilerin krizi, LGBT+’ların krizi, engellilerin krizi, sağlıkta kriz, eğitim ve eğitimcinin krizi, siyasi ve ideolojik boyutlarıyla yönetim krizi…”
“Şimdi harekete geçme zamanı” denilen bildiride, “Saray Rejimi’nin bile isteye yoksullaştırdığı, her geçen gün özgürlüklerini elinden aldığı tüm yurttaşların siyasi temsilcisi olarak Türkiye İşçi Partisi’ni Türkiye’nin tüm kentlerinde ve köylerinde, tüm kasabalarında ve mahallelerinde örgütlüyoruz. Bu kokuşmuş, yobaz ve barbar sermaye düzeninin halkımızı ittiği çıkmaz sokak dışında bir yolun daha olduğunu anlatmak için seferber oluyoruz” ifadelerine yer verildi.
‘Kürtler hedef tahtasına konuldu’
Kürtlerin krizi’ bölümünde, Kürt halkının hedef tahtasına konulduğuna dikkat çekilerek şunlara yer verildi: “Özellikle Saray Rejimi ile birlikte Kürt halkı, Kürtlerin talepleri, dili ya düşmanlaştırıldı veya yok sayıldı. Kürtlerin siyasi iradesine savaş açıldı. HDP’nin binlerce üye ve yöneticisi tutuklandı, seçtikleri yerel yöneticiler görevden alındı, onların yerine kayyumlar atandı. Meşru bir siyasi parti olarak HDP, terörle özdeşleştirilmeye çalışıldı ve düzen muhalefeti de çoğu durumda bu yönelime ayak uydurdu. HDP hakkında halen Anayasa Mahkemesi’nde sürmekte olan kapatma davası, yalnız Kürtlerin değil demokrasi ve barış isteyen herkesin üzerinde bir iktidar sopası olarak kullanılmaya devam ediyor. Sınır dışı operasyonlar yine Kürt halkı hedef tahtasına konarak meşrulaştırılmaya çalışıldı. Kamusal hizmetlerde pek çok dil kullanılırken Kürtçe gözardı edildi. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı birçok kentin tarihsel-kültürel kimliği yıkıma uğratıldı. Kürt yurttaşlarımıza dönük ırkçı motifli saldırı, cinayet ve katliamlar hakkında kapsamlı soruşturmalar başlatılmadı, bunların arkasında yatan şiddet dili ve ayrımcı politikalar sorgulanmadı. Eşit yurttaşlık, kültürel ve siyasi haklarını talep eden Kürtlere karşı uygulanan politika, halkların kardeşliğine yönelik en ciddi tehdit olmaya devam ediyor.”
Baş: Sahte kahramanlara ihtiyacımız yok
Daha sonra söz alan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Lila, Migros depo, Yemeksepeti ve Farplas işçilerini eylemlerini selamladı. Baş, “Kayyuma direnen Boğaziçilileri, Barış Akademisyenlerini, Gülsüm-Sami Elvan’ı alkışlayalım. Bizim kahramanlara ihtiyacımız yok, işte buyuz, bu salonu dolduranlarız, biz ülkenin aydınlık yüzüyüz. Bizim sahte kahramanlara ihtiyacımız yok. İşte biz buradayız” diyerek direnen herkesi selamladı.
Erdoğan ile hesaplaşma
Ülkeyi işçi sınıfının değiştireceğini ifade eden Baş, “Amacımızı gizlemiyoruz. Amacımız bu düzene son vermek. Biz artık başka bir dünya mümkün demiyoruz. Bu dünyayı yeniden başka şekilde kuracağız diyoruz” diye konuştu. “Erdoğan’a and olsun ki hesaplaşacağız!” diyen Baş, “Hesaplaşacağız ki geri dönmesinler. Bu büyük yürüyüşün temel hedefi bir yeniden kuruluştur. Bizden çaldıklarını geri alacağız. Gönlümüz rahat, ufkumuz açık. Çünkü biliyoruz ki Türkiye’nin çözülmeyecek sorunu yok. Biz bu ülkenin insan gücünün zenginliğine güveniyoruz. Biz bu ülkeyi yeniden laik bir ülke haline getireceğiz” ifadelerini kullandı.
‘O fotoğrafa sığmaz’
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine bir araya gelen siyasi parti liderlerinin çektiği fotoğrafa tepkisini dile getiren Baş, “Biz bu kabusu bitirme konusunda kararlıyız. Türkiye, dün akşam yayınlanan o fotoğrafa sığmaz. Bugün AKP’nin yıkılışı için gün sayıyorsak, bu en çok halkın eseridir. Türkiye’nin geleceği halk ittifakıdır. Türkiye’de siyaseti yeniden kurmak istiyoruz. Saray soytarıları size sesleniyoruz, bugün büyük bir adım attık. Saray iktidarı yıkılacak, emekçilerin düzeni kurulacak!” diye belirtti.
Üçüncü ittifak vurgusu
“Sağcılıkta yarışanlara karşı, sola bakmaya cesaret edemeyenlere karşı biz ‘Üçüncü İttifakı’ yaratmak için hep beraber sözleşiyoruz” şeklinde konuşmasını devam eden Baş, “Solu yok sayanları, emekçileri yok sayanların, işçileri yok sayanların, Kürtleri yok sayanların bu ülkede geleceği yok” diye konuştu. Baş’ın bu sözleri salondan büyük alkış aldı.
Pazarlığımız yoktur
Baş son olarak şu ifadeleri kullandı: “Bu yürüyüş sadece TİP ile sınırlı bir yürüyüş değildir. Türkiye siyasetinde halkın damga vuracağı yeni bir dönemi açmaya dönük bir davet bir çağrıdır. Defalarca söyledik. Buradan tekrar ediyoruz; TİP’in kendisine dair hiçbir beklentisi, talebi ve pazarlığı yoktur. Bu gün sokakta hak mücadelesini kim veriyorsa, Kaz Dağları’nda Karadeniz’de toprağı için kim direniyorsa, Taksim’de hangi kadın rejime meydan okuduysa SOMA’da Ermenek’te kim mücadele ettiyse, laiklik ve özgürlük için kim kendini ortaya koyduysa, ayrımcılığa kim karşı çıktıysa ve barış için kim ortaydaysa o bizim de temsilcimizdir. Biz onu kendi temsilcimiz olarak zaten kabul ediyoruz. ”
HABER MERKEZİ