AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın operasyon hazırlıkları yaptıklarını açıklaması sonrası Astana-18 toplantısında Kuzey ve Doğu Suriye’ye TSK operasyonuna izin verilmesi istenirken Til Rifet bir kez daha bombalandı
Kazakistan’ın Başkenti Nur Sultan’da (Astana) 15-16 Haziran 2022’de düzenlenen Astana-18 toplantısında da Rusya ve İran’dan Til Rifat ve Minbic’e operasyon izni isteyen Türkiye, Efrin’in güney doğusunda yer alan Til Rifat’ı bombaladı.
ANHA’nın haberine göre TSK ve fiilen TSK’ye bağlanan Suriye Milli Ordusu (SMO) 17 Haziran sabahı Şehba Kantonu’na bağlı Til Rifet’i ağır silahlarla bombaladı. Vurulan köylerden biri Til Qerah Köyü oldu. Bombardımanda evler maddi hasarlar meydana geldi. Efrîn Kantonu’nun Şêrawa ilçesine bağlı Bênê Köyü de bombalandı.
Astana-18 bildirisi
Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da 15-16 Haizran 2022’de yapılan Suriye konulu 18. Astana görüşmelerinde Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdürü Büyükelçi Selçuk Ünal başkanlığındaki heyeti temsil etti. Rusya’dan Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, İran’dan ise Dışişleri Bakanı Siyasi İşler Danışmanı Ali Asgar Hacı başkanlığındaki heyetler katıldı. Suriye’yi Dışişleri Bakanı Yardımcısı Ayman Susan, Suriye Milli Ordusu ve SMDK’yi Ahmet Tuma başkanlığındaki heyetler temsil etti. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O.Pedersen’i Siyasi Konulardan Sorumlu Görevlisi Robert Dunn temsil ederken daha önceki görüşmelerde gözlemci statüsünde yer alan Irak ve Lübnan katılmadı. Önceki görüşmelerde gözlemci olan Ürdün heyeti yine gözlemci olarak katıldı. Aleksandr Lavrentyev, Türkiye’nin Kuzey Doğu Suriye’ye operasyonun mantıksız olduğunu söyledi. Lavrentyev, “Çoğunluk Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonu nedeniyle Suriye’ye olan ilgisinin zayıfladığını dile getiriyor. Buna rağmen Suriye krizi, Rus dış politikası için bir öncelik olmaya devam ediyor” dedi.
Suriye halkının hayatını kolaylaştırmak için daha önce ele aldıkları konuları görüşmek üzere Astana toplantısında da Türk ve İranlı meslektaşlarıyla bir araya geldiklerini belirten Lavrentyev, “Suriye’de sahadaki durumu düşünün. Bu, Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyinde terörist olarak adlandırdığı Kürt oluşumlarına karşı açıkladığı askeri operasyonla daha da karmaşık hale geldi. Bunun, bu ülkede gerginliğin tırmanmasına ve yeni bir çatışma durumuna yol açabileceğine, makul bir adım olmadığına inanıyoruz. Türk meslektaşlarımızı bu sorunu tüm ilgili taraflar arasında diyalog yoluyla çözmeye çağıracağız” diye konuştu. Cenevre’nin tarafsız statüsünü kaybetmesiyle Suriye Anayasa Komitesi için yeni alan oluşturulması gerektiğine işaret eden Lavrentyev, “Rus heyeti olarak Cenevre’de çalışmak oldukça zor. Bu konuyu, Astana görüşmelerinde ele alacağız” dedi.
Türkiye, Rusya ve İran arasındaki ikili ve üçlü görüşmelerle başlayan Astana-18, “Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığına” ilişkin kararla sona erdi.
Astana-18’in sonuç bildirisi de 16 Haziran’da açıklandı. Kendilerini garantör ülkeler olarak adlandıran Rusya, İran ve Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun olarak, BM desteğiyle Suriye’de sürdürülebilir ve uzun vadeli siyasi süreci ilerletme konusundaki desteklerini kaydetti. “Suriye’nin farklı bölgelerindeki her türlü terör eyleminin yanı sıra İsrail’in Suriye’ye devam eden askeri saldırıları” kınandı.
Türkiye, Rusya ve İran imzalalı sonuç bildirisinde taraflar, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine vurgu yaptı. Bildiride, “tarafların sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı kararlılıkları” belirtildi.
Bildiride şunlar kaydedildi: “Taraflar, terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayrimeşru, sözde ‘öz yönetim’ teşebbüslerinin kabul edilemez olduğunu bir kez daha vurgulayarak kuzeydoğu Suriye’deki gayrimeşru ve sözde ‘öz yönetim’ girişimleri dahil olmak üzere terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemlerini kınadı. Taraflar, buradaki yerel halkın barışçıl gösterilerinin şiddetle bastırılması, zorla silah altına alma ve eğitim alanındaki ayrımcı faaliyetler dahil olmak üzere sivillere yönelik artan baskı ve saldırılardan duyulan derin endişelerini beyan etmiştir. Bu çerçevede, PKK, YPG terör örgütü ile mücadelede kararlılığımız ile sınırlarımızı korumak, halkımıza, güvenlik güçlerimize ve Suriyeli masum sivillere yönelik saldırıları engellemek için her türlü tedbiri almaktan imtina etmeyeceğimiz güçlü şekilde vurgulanmıştır.”
Türkiye, Rusya ve İran’ın, Suriye’de Nusra Cephesi ile El Kaide veya IŞİD’le bağlantılı tüm grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla iş birliğini sürdürmeye devam edecekleri kaydedilen bildiride, tarafların İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki durumu ayrıntılı olarak gözden geçirdikleri ve bölgede sürdürülebilir normalleşmenin sağlanması ve insani durumun iyileştirilmesi için daha fazla çaba gösterme hususunda mutabık kaldıkları kaydedildi.
Bildiride, Suriyeli mültecilerin geri dönüşünün kolaylaştırılması gerektiği vurgulanıp şun ifadeler kullanıldı: “Taraflar bu bağlamda, uluslararası topluma, Suriyeli sığınmacı ve yerinden edilenlere yönelik gerekli desteği sağlama çağrısında bulunmuşlar ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile diğer uluslararası uzman kuruluşlar dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflarla teması sürdürmeye hazır olduklarını teyit etmişlerdir.”
Cenevre’de toplanan Suriye Anayasa Komitesi Yazım Komisyonu’nun 8. turunun hatırlatıldığı bildiride, “Taraflar, müteakip turun 25-29 Temmuz tarihlerinde tertiplenmesinin duyurulmasından memnuniyet duyduklarını belirtmişlerdir” denildi.
Kaynak: ANHA