BM kararlarıyla kapatılan Til Koçer Sınır Kapısı, Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde insani krize yol açarken, ABD’nin Sezar Yasası’nı uygulaması bu krizi tetikliyor
BM Güvenlik Konseyi’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye açılan Til Koçer Sınır Kapısı’nın kapatma kararı ve ABD’nin Sezar Yasası’nı uygulaması Kuzey ve Doğu Suriye’de sosyal hayatı olumsuz etkiliyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesinde Hesekê bölgesinin 135 km doğusunda bulunan sınır kapısı, 2013 yılının Ekim ayında Demokratik Suriye Güçleri (DSG) güçleri tarafından IŞİD ve El Nusra’dan kurtarıldı. ANHA’da yer alan habere göre, yetkililer sınır kapsının açılma çağrısında bulundu.
Rusya ve Çin’in Birleşmiş Milletler’e (BM) baskı yapması sonucu, BM 10 Ocak’taki toplantısında Til Koçer Sınır Kapısı ve Suriye-Ürdün sınırındaki Remsa Kapısı’nı kapatmaya karar verdi. Böylelikle Suriye’ye sadece Türkiye’nin operasyon yaptığı bölgelerde bulunan sınır kapıları açık kaldı.
BM’nin Til Koçer Sınır Kapısı’nı kapatma kararına ilişkin konuşan Yazar ve Gazeteci Wladimir van Wilgenburg, “Rusya ve Çin, Kuzey ve Doğu Suriye’nin yardım konusunda Suriye hükümetine muhtaç kalmasını ve Esat’a taviz vermelerini istiyor” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Bêrivan Xalid, bölgenin durumuna ilişkin, “Bizler sınır kapısının yeniden hizmete açılması için çağrıda bulunmaya devam ediyoruz. ABD ve Uluslararası Koalisyon ile yaptığımız son görüşmede de talebimizi yineledik. Ancak şuana kadar bize herhangi bir garanti verilmedi” ifadelerini kullandı.
‘ABD istese adım atabilir’
Sınır Tanımayan Kürtler Örgütü Başkanı Kadar Pîrî, sınır kapısının kapalı olması ve özellikle Sezar Yasası’nın uygulanması bölge halkını her açıdan olumsuz etkilediğini söyledi. Pîrî, “Her şey ABD’nin elinde, eğer isterse sınır kapısını açabilir. Uluslararası kararlara ihtiyacı yok. ABD, sınır kapısının açılması için Irak Hükümeti ile anlaşabilir. Ancak şuana kadar bölgenin Sezar Yasası’nın sonuçlarından etkilenmemesi için bir öneri sunmadı. ABD, bölgenin yaptırımlardan etkilenmeyeceğini belirtmişti” diye konuştu.
Mevcut durumun devam etmesi halinde, ABD’deki seçime kadar kapının kapalı kalacağını belirten Kadar Pîrî, “Özerk Yönetim, sınır kapısının kapatılması nedeniyle yaşanan sorunların çözümü için alternatif sunması konusunda ABD’ye baskı uygulamalıdır. ABD ciddi ise kapıyı açması için Irak ile anlaşmaya varmalıdır” diye konuştu.
‘Dünya Sağlık Örgütü yardım göndermeli’
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sağlık Komitesi Eşbaşkanı Dr. Ciwan Mistefa ise, bölgede son zamanlarda ilaç sıkıntısının yaşanmaya başladığını ve ilaç yetersizliği nedeniyle fiyatların da arttığını kaydetti. Özerk Yönetim’in ilaç temin etmede zorluk çektiğini belirten Mistefa, “Sınır kapısını kapalı kalması ve dolayısıyla insani ve tıbbi yardımın gelmemesi halinde krizin yaşanabileceğini kaydeden Mistefa, “Suriye’deki ilaç fabrikaları Sezar Yasası’ndan etkilendiği için bölgeye ilaç gönderilemiyor. Kriz yalnızca Dünya Sağlık Örgütü’nün bölgeye tıbbi yardım gönderilmesi için kapıyı açması ile aşılabilir” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Göçmen ve Mülteci İşleri Bürosu Başkanı Şêxmus Ehmed ise, “Sınır kapısının kapatılması örgüt ve kamplara yardım ulaştırma çalışmalarını olumsuz etkiledi. İnsani krizin yaşanmaması için yetkililere uyarıda bulunmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sezar Yasası ile birlikte sınır kapısının kapatılması yaklaşık 5 milyon kişiye ve Özerk Yönetim bölgelerine yerleşmiş bir milyondan fazla göçmen ve mülteciye yardım gönderilmesine engel oluyor.
DIŞ HABERLER