‘Cezaevinde cezaevi oluşmuş’ diyerek tecride dikkat çeken TİHV Wan Temsilcisi Sevim Çiçek, tutsakların cezaevinde her türlü hak ihlaline maruz kaldığını belirtti
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecrit hali ağırlaştırılarak devam ederken, haber alınamama durumu 32’nci ayına girdi. Başta Kürtler olmak üzere birçok noktada aydınlar, yazarlar ve farklı kimlikten isimler İmralı Adası’nda tutulan Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit politikalarının cezaevleri başta olmak üzere tüm topluma yayıldığını belirterek, tecride son verilmesi çağrıları yapıyor.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Wan Temsilcisi Sevim Çiçek, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin tüm cezaevlerine yayıldığına işaret ederek, tecridin siyasi nedenlerine vurgu yaptı.
‘Tecrit tamamen siyasi’
Tecridin ağır bir cezalandırma haline dönüştüğünü ifade eden Çiçek, “İmralı Cezaevi’nde başlayan bu tecridin derinleşmesinin sebebi siyasi süreçlerdir. Daha önce Sayın Öcalan ailesi ve avukatlarıyla görüşmeler gerçekleştiriyorken, bu görüşmeler ortadan kaldırıldı. Bu bir cezalandırmadır ve bu cezalandırma ile Öcalan üzerinden bir mesaj veriliyor. Uygulanan tecridin yasal ve hukuki hiçbir gerekçesi yoktur. Tecrit, tamamen siyasi, politik yasa dışı bir işleyişle devreye sokulmuş durumda. İmralı’da devreye konulan tecrit şuan tüm cezaevlerine yayılarak devam ediyor” dedi.
‘Cezaevi içinde cezaevi oluşmuş’
Cezaevlerindeki sorunların artık rutin bir hale geldiğini söyleyen Çiçek, “Geçmişten bugüne baktığımızda cezaevlerinde hak ihlalleri her dönem için zordur. Fakat son süreçlerde endişe verecek kadar bu sorunlarda bir artış var. Bu yaklaşımların rutin hale geldiğini görüyoruz. Cezaevlerinde idarenin verdiği cezalar insanlık onuruna ters bir durumdur. Şuan tutukluların tüm hakları yok sayılıyor, tutsaklara işkence ve kötü muamele yapılıyor. Tutukluların sınırlı olan hakları bile şuan ellerinden alınmış durumda ve cezaevi içerisinde cezaevi oluşmuş” dedi.
‘Bağımsız yargı işlemiyor’
Cezaevlerindeki hukuksuzluğun siyasal iktidarın menfaatleri ve çıkarları doğrultusunda yapıldığını söyleyen Çiçek, “Cezaevi sayısı ve en çok tutukluların olduğu ülkelerden biri Türkiye’dir. Burada şunu sormak gerekiyor; Demokratik bir ülkede bu kadar çok tutuklunun olmasının nedeni bağımsız yargının tam olarak işlemesi mi yoksa iktidarın kendisi gibi düşünmeyenleri cezalandırması mı? Bu soruların cevabını vermek çok zor değil. Her gün basından tutun çeşitli demokratik kitle örgütlerine ya da siyasi alanda, vekiller dâhil olmak üzere herkese yargı tacizi söz konusudur. Bunlar günümüzde rutin hale dönmüş durumdadır” diye konuştu.
‘Tutsakların yaşadıkları endişe verici’
Tutsakların cezaevinde her türlü hak ihlaline maruz kaldığını ifade eden Çiçek, “Cezaevlerinden gelen raporları incelediğimizde tutukluların yaşadığı sıkıntılar gerçekten endişe verici durumda. Bunları sınıflandırmak gerekiyorsa son süreçlerde yaşam hakkı sorunlarının çok fazla olduğu ve intiharların yaşandığı bir süreç olduğunu belirtebiliriz. Tutsakların sağlık kuruluşuna ulaşamadıkları ve gerekli sağlık hizmetini alamadıkları için ölümlerin artığını görüyoruz. Yani tutsakların sağlığa erişim hakları tamamen engellenmektedir. Tutuklular revire başvurdukları zaman aylar sonra revire götürülmekte, hastaneye gitmeleri neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Ağız içi arama ve diğer insani olmayan uygulamalar da bu durumu gittikçe ağırlaştırmaktadır” dedi.
WAN