Kim yaktı?
Bu soru tarihte iki kere soruldu:
Birincisini Japonlar sordu. Büyük Japonya depreminin hemen ardından başlayan büyük yangınlar sırasında “kim yaktı?” sorusuna Japon faşistleri ülkelerinde yaşayan “Koreliler yaktı” demişlerdi. Yıl 1923. Ve Japonya’da bu “yanıtın yarattığı” toplumsal yangının sonunda faşistler iktidar oldu. (Bu bilgi Karar yazarı Yıldıray Oğur tarafından aktarılmıştır.)
İkincisini Almanlar sordu. 27 Şubat 1933 yılında Alman meclisi Reichstag’ı “kim yaktı” sorusuna Hitler “komünistler yaktı” yanıtını vermiş, seçimle geldiği iktidarı bu yanıt sonrasında Nazi diktatörlüğüne dönüştürmüştü.
“Kim yaktı” sorusu o nedenle netameli bir sorudur.
Japonya’da orman yangınlarının sebebi Tokyo depremiydi. Eğer beklenen İstanbul depremi maazallah gelip çatarsa, bilelim ki, İstanbul da çatır çatır yanacak.
Almanya’da ise Meclisi bizzat Gestapo yakmıştı.
Bize yabancı değil bu “self kundakçılık”. 1955 yılında Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evi MİT bombalamış, böylece yapılan 6-7 Eylül pogromuyla Rumların varlığına son verilmekle kalınmamış, bu defa “Beyoğlu’nu kim yakıp yıktı” sorusu sorulmuş, “komünistler yaktı” yanıtı verilmiş, şu kişiler tutuklanmıştı: Aziz Nesin, Kemal Tahir, Ratip Tahir, Emin Sekun, Ziya Tüzmen, Dr. Hulusi Dosdoğru, Dr. Müeyyet Boratav, Dr. Can Boratav, Dr. Nihat Sargın, İ. Faik Muzaffer Amaç, Asım Bezirci, Hasan İzettin Dinamo, Mustafa Börklüce, İlhan Berktay…
Örnekler çok. Geçelim.
Ve şimdi yine aynı soru soruluyor: Ormanları kim yaktı?
Yanıt değişmiyor: PKK, hatta HDP, dolayısı ile Kürtler yaktı…
Devletin başındaki şahıs “yakanların ciğerini sökmekten” söz etti. Bakanlar sıraya girdi. Havuz medyasının tümü malum yanıtı verdi. İş tıpkı yangının yayılması gibi, PKK’den CHP’ye ve İyi Parti’ye kadar sıçradı. Adamın biri “elimde MİT’in çok gizli raporu var, yangınları Yunanistan ile PKK anlaşarak çıkardı” bile dedi. Perinçek ile “cüppeli” dangalak bir arada aynı yanıtı verdi.
Japonların ve Almanların “kim yaktı?” sorusuna verdikleri yanıt Japon militarizminin ve Alman Nazizminin diktatörlüğüne zemin hazırladı. Yangınla geldiler, dünyayı yaktılar.
Türklerin verdiği yanıt neyi hazırlıyor?
Tarih bu sorunun yanıtını veriyor: Faşist rejim ülkeyi iç savaş ateşine fırlatıp atarak iktidarını sürdürmeyi planlıyor.
Bunu en vurucu üslupla kim söylüyor? Sedat Peker. Bu gibi kundaklamaları, katliamları, suikastları yapan adamların arasından çıkıp gelmiş bir kişi söylüyor. Belli ki Peker’e vaktiyle “kanlarında duş alacağız” diyerek halkı korkutmak amacıyla konuşmasını isteyenlerin ciğerini biliyor. “Kim yaktı?” sorusuna “PKK-HDP yaktı” diyenlerin amacı “iç savaş çıkartmaktır” diyerek kendi yandaşlarına, ona kulak veren “milliyetçilere” sesleniyor: Sakın bu kışkırtmalara kapılmayın, sokağa çıkmayın diyor.
Akdeniz bölgesi yangın bölgesi. Burada yapılacak ilk iş, ormanlık alanda yükselen dumanı görür görmez yangını söndürmek.
Rejim ne yapıyor? Japon militaristlerinin ve Alman Nazilerinin, Türk MİT’inin vaktiyle sorduğu soruyu soruyor: Kim yaktı? Bırak “kimin yaktığını”, yangını söndür Allahsız.
Yangın ormanların var olduğu insan öncesi zamanlardan beri yanıyor. Orman yangınlarına sebep olan insanlar yok mu? Var. Örneğin ormanda içtiği su ya da şarap şişesini kıranlar, tek kibrit yakmadan yangınlara sebep olabiliyor. Sigara izmaritini çam reçinesiyle çıraya dönmüş çalılığa fırlatan tiryaki de bir felakete neden olabiliyor. Anız yakanlar da. Ama asıl orman kundakçıları iktidarda. Ormanı yakıyor, kül olan orman arazisine TOKİ evleri ve bilmem kaç yıldızlı otel yapıyor.
Şimdi yeni bir aşamadayız. İklim krizi anlaşmasını imzalamayan altı ülkeden biri Türkiye’dir. İklim krizi sellere, anormal sıcaklık ve nemsizlik yüzünden dünyanın her yerinde orman yangınlarına yol açarken, Erdoğan iktidarı günlerce bu yangınları seyrediyor, elinde yangın söndürme uçağı yokken, örneğin Yunanistan’ın “yardım” teklifini reddediyor. Roma’yı yakan Neron gibi yangını seyrediyor, ortaya çıkan büyük felaketten yararlanmak için de “ormanı kim yaktı” sorusunu soruyor ve cevabını tek bir kundakçı yakalanmadığı halde, daha dumanlar çıkar çıkmaz veriyor.
Ne demiştik? Duman çıkar çıkmaz , “kim yaktı” deyip de Kürt avına çıkmayacaksın, yangının üstüne koşturacaksın. Ecdadın öyle yapmıyor muydu? Ecdadın olan başı kabak, ayağı çıplak tarihinin ilk itfaiyecileri tulumbacılar ne diyordu?
“yangın olur biz yangına gideriz
düz ovada keklik gibi sekeriz
yokuşlarda şahin gibi uçarız
sandık sandıklar içinde çok şanımız var
hazreti Mevla’ya yalvarmamız var”…
Bizimki ne diyor:
“Yangın olur biz yangına gideriz
İnce belli bardaktan keyif çayı içeriz.
Düz ovayı TOKİ’lerle döşeriz
Yokuşlara AVM diker sel suyuna veririz
Sandık sandıklar içinde çok oyumuz var
Hazreti dolara yalvarmamız var…”
Mevla çarpsın hepinizi…