ATK, Türkçe bilmeyen hasta tutuklu Makbule Özer ile iletişim sorunu yaşanmadığını öne sürürken, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer, yapılan işlemin muayene sayılamayacağını ve muayenede hastanın sözlü ifadesinin şart olduğunu söyledi
Van’da “örgüte yardım etmek” iddiasıyla tutuklanan Makbule Özer (80), ağır sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılması yönünde yapılan tüm girişimlerden sonuç alınamadı. Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki Makbule Özer’in, geçen gün sevk edildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK), Kürtçe tercüman olmadığı gerekçesiyle şikayetleri dinlenmedi. Özer’in avukatı Dilan Kunt da, ATK’nin Özer’e “Önümüzde zaten rapor var. Senin bir şey anlatmana gerek yok” dediğini açıkladı.
ATK’nin iddiası
Konuya dair yazılı açıklama yapan Adli Tıp Kurumu (ATK), muayene edilen hasta tutuklu Makbule Özer ile iletişim sorunu yaşanmadığı ileri sürdü. ATK’nin açıklamasında şu iddialar yer aldı: “24 Ağustos Çarşamba günü Kurumumuza muayene için gönderilen hükümlü Makbule Özer’in Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulu tarafından yapılan muayenesinde; hekimler ve hasta arasında herhangi bir iletişim sorunu yaşanmamış. Hasta muayenesi sırasında kendisinden istenen hareketleri anlamış ve doğru bir şekilde uygulamış, bu nedenle tercümana ihtiyaç duyulmamış, kendisinin ve avukatının da tercüman talebi olmamıştır.”
‘Onay alabilecek bir diyalog gerçekleşmedi’
ATK’nin açıklaması sonrası Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Kutlu’nun görüştüğü Özer’ın avukatı Dilan Kunt, muayene işlemi için hastanın onamı olması gerektiğini belirterek, “Muayene onam ile başlar. Tercüman bulundurulmamasından kaynaklı müvekkilimden onay alabilecek bir diyalog gerçekleşememiştir” dedi.
Özer Türkçe bilmiyor
Av. Kunt, “Özer kendisini sözlü olarak ifade edememiş, beden diliyle sorunlarını anlattı” dedi. Özer’in Kürtçe konuştuğuna dikkati çeken Kunt, “Kendisinin ‘Bana tercüman getirin’ diyebilecek Türkçesi yok. Kürtçe konuşuyor ve bunun için tercüman talep etmesine gerek yok. Doğrudan tercüman bulundurmaları gerekiyor” dedi.
Özer: Tercüman yoktu
Kunt, ayrıca cezaevinde ziyaret ettiğini ve Özer’in kendisine, “Ben oraya gittim tercüman yoktu. Anlatmaya çalıştım ama bana, ‘zaten rapor var önümüzde, sadece seni muayene edeceğiz’ dediler. Beni muayene ettiler, sonra beni geri Van’a getirdiler“ dediğini aktardı.
’Muayene sayılmaz’
ATK’nin açıklamasını “talihsizlik” olarak değerlendiren Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise, yapılan işlemin muayene sayılamayacağını söyledi. Biçer, “Tıbbi muayene kişiye bir takım talimatlar verip, o talimatlarını yerine getirmesi olarak değerlendirilemez. Muayene denildiğinde kişinin öncelikli olarak sağlık çalışanının, hekimin yaptığı, yapacağı işlerden haberdar olması gerekir. Muayene, kendisinden bu rahatsızlığının ne zamandan beri yaşadığının öğrenilmesi yalnızca kendi geçmişi değil ailesinde de var olan hastalıklarla ilgili bilgi sahibi olmayı ve yapılacak muayene sırasında hem o muayenede saptanan bulguların ne zaman başladığı, neye göre ağırlaştırdığını değerlendirmesi ve beraberinde farklı bir takım müdahalelere ihtiyaç duyulan kapsamlı bir işlemdir” diye konuştu.
ATK il şartı yerine getirmedi
Biçer, muayenede hastanın sözlü olarak kendisini ifade etmesi gerektiğini vurgulayarak, “ATK, ilk şartı yerine getirmemiş oluyor. ATK bu açıklamasıyla yani kişinin aslında onamını alıp muayeneye başlamak demek, yalnızca burada tıbbi girişime rıza göstermesi demek değildir. ATK, ayrıca hastanın yapılacak işlemler konusunda haberdar olması, bunu bizzat kendisinde onaylaması sürecini zaten ihlal etmiş” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ