İçişleri Bakanlığı tarafından 19 Ağustos’ta HDP’nin Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum atamasına yönelik protestolar devam ederken, Avukat Eşber Yağmurdereli, Yönetmen Tülin Özen ve İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık kayyum atamalarına dair konuştu. Mezopotamya Ajası’ndan (MA) Barış Ceylan’a konuşan Yağmurdereli, Özen ve Eliaçık tepkilerin ortaklaşması gerektiğini söyledi. Yapılan kayyum atamalarının yıllar sonra Türkiye hukuk tarihinde “kara bir leke” olarak anılacağını dile getiren Av. Eşber Yağmurdereli nedenini ise şöyle açıkladı: “Seçimin üzerinden 4.5 ay geçtikten sonra 3 tane belediye eşbaşkanını görevden alıyorsan, bir açıklama yapmak zorundasın. 3 belediyeye aynı anda kayyum atıyorsan bunların aynı suçu işlemiş olması lazım.
Hukuk mantığı bunu söyler. Ama baktığımız zaman gerekçelerin tamamen seçmen iradesine, demokrasinin genel ilkesine aykırı olduğunu görüyoruz. İçişleri Bakanlığı’nın kararında hukuki bir gerekçe aramak mümkün değildir. Arasanız da bulamazsınız. Tamamen siyasi gerekçelerle bu işlemler yapılmıştır.” Kayyum atamalarının net bir şekilde kınanması gerektiğini söyleyen Yağmurdereli, “Bu yeni bir durum değil. Daha önceki seçimlerde de aynı şeyler olmuştu. Seçilmiş başkanların yerine kayyum atanması durumu kesinlikle kabul edilemez” diye konuştu
Seçmene saygısızlık
İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık ise kayyum atamalarının doğrudan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tasarrufunda olduğunu ve hukuki bir gerekçesinin bulunmadığını ifade etti. Eliaçık, “Kayyum atamaları demokrasiye bir darbedir. Kayyumlar aslında sadece görevden alınan başkanlara ya da onların partilerine değil, aynı zamanda seçmene bir darbe ve saygısızlıktır. Gayet rahat bir şekilde bu işleri yapıyorlar. Bu kararların tamamen siyasi olduğu açıktır” ifadelerini kullandı.
Nabız yoklama
Eliaçık yine 3 büyükşehir belediyesine atanan kayyumların ileride diğer kentlere yeni kayyumlar atamak için bir nabız yoklaması olduğunu görüşünde. Eliaçık, “İktidar, ‘önce biz oraları bir alalım, sonra İstanbul ve Ankara’yı da alırız’ demek istiyor. Ama İstanbul ve Ankara’ya daha sağlam bir gerekçe bulmak için de şu an yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Çünkü İstanbul ve Ankara onlar için çok değerlidir. Bizim tabirimizle kapitalizmin kalesidir ve büyük rant kapılarıdır” diye belirtti.
Adım atılmalı Muhalefetin ise kendisine yeni yollar açması gerektiğini söyleyen Eliaçık, “Siyasilerin her yerde örgütlenmesi gerekiyor. Çünkü ‘bugün sana, yarın bana’ diye bir şey vardır. Salt açıklamalarla bu işler olmaz. Görevden alınan ve yerlerine kayyum atanan belediyelerle işbirliği yapmaları, koşulsuz şartsız desteklenmesi ve somut adımlar atılması gerekiyor. Tepkiler ortaklaşmalı. Ortaklaşmadığı takdirde sıranın kendilerine de geleceğini bilmeleri gerekiyor” dedi.
‘Saldırılara karşıyız’
İzmir’in Alsancak semtinde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi Hazırlık Komitesi üyeleri, yaptıkları açıklama ile Kürt halkına yönelik saldırılar ve kayyum politikalarına tepkilerini gösterdi. “Kürt halkına yönelik tüm saldırıların karşısındayız” pankartı açıldığı eylemde, açıklamayı Hazırlık Komitesi Sözcüsü Şahin Başaranel okudu. Siyasi iktidarın işçilere, emekçilere, kadınlara, aydınlara ve yoksul Kürt halkına yaşamı zindan ettiğini belirten Başaranel, Kürt halkının onlarca yıllık mücadelesi sonucunda yerel seçimlerde kazandığı belediyelerin aylarca polis ablukası altına alındığını söyledi. İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi Hazırlık Komitesi olarak doğayı, tarihi değerleri, kültürleri yiyerek şişmanlayan ve yoksulluğa sürükleyen sermaye düzenine karşı mücadele edeceklerini söyleyen Başaranel, “İşçi sınıfını içeriden bölmeye çalışan tüm düşüncelere karşı savaşacağız. Ayrımsız ayrıcalıksız eşit bir dünya kuracağız” dedi.
Birlikte olunmalı
Kayyum atamalarını değerlendiren yönetmen Tülin Özen dünyanın hiçbir yerinde bu tarz uygulamaların olmadığına dikkat çekti. “Hiçbir sorun teşkil etmeden seçimlere girebilen, bölgelerindeki insanların büyük çoğunluğunun güvenini ve oyunu aldığı, en demokratik şekilde beyan edilen bu insanların yerine kayyum atamak, söz söyleme ve egemenliğine sahip çıkma hakkına saldırıdır” diyen Özen, bu durumun bir halkın iradesini yok saymak anlamına geldiğini vurguladı. Hükümetin iktidarını kaybetmemek için bu tarz uygulamalara başvurduğunu söyleyen Özen, “Bu politikalara karşı diğer partilere ve seçmenlere düşen şey, kayyum atanan şehirlerle birlikte olmaktır, onların yanlarında durmaktır” dedi.
‘Karar geri alınmalı’
TİHV, İHD, KESK ve TMMOB İzmir yöneticileri, AKP’nin belediyelere atadığı kayyumlara ilişkin konuştu. KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, kayyum atamalarının Kürt sorunundan bağımsız olmadığını, sorunu savaş yöntemiyle çözme politikası olduğunu söyledi. Güven, “Kayyumlar sadece belediyelere dönük bir darbe değildir aynı zamanda Türkiye halklarına, işçi, emekçilerine dönük bir darbedir” dedi. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın, kayyum atamalarının hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu vurgulayarak, “Kayyum hangi ile atanırsa atansın oraya ses çıkarırsak, bu kayyum garabetini herkese anlatmış oluruz. Bu nedenle tepkimiz bu üç ilden sonra yayılmaması değil, üç ilde kayyum kararının geri alınması için mücadele etmeliyiz” dedi. TİHV Temsilcisi Coşkun Üsterci, seçme ve seçilme haklarının ellerinden alınmasına karşı eylem ve etkinliklere katılan kişilerin, güvenlik güçlerinin işkenceye varan müdahalelerine maruz kalmasına dikkat çekti. İHD yöneticisi Ahmet Çiçek de, eşbaşkanların görevden alınması ile seçme ve seçilme hakkının gasp edildiğini söyledi. Çiçek, kayyum atanmasından belediye meclis üyelerinin görevden alınmasına ve muhtarlara dahi kayyum atanmasına kadar bir çok skandalla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Yeşiller Partisi’nden açıklama
Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni ile Yeşil Sol Parti Eşsözcüleri Eylem Tuncaelli ve Sinan Tutal kayyumlara karşı açıklama yaptı. Demokratik güçlerin cesaretini selamlayan Monica Frassoni yaptığı açıklamada, kayyumları atayan AKP’ye karşı yapılan eylemlerin selamlandığı belirtildi ve şöyle denildi: “AB – Türkiye ikili ilişkileri ancak yetkililer temel hakları ve hukukun üstünlüğünü çiğnemeye devam ederse kötüye gidebilir. AB’deki bütün siyasi güçleri bu eylemi kınamaya ve protestocuları susturmaya yönelik agresif polis taktiklerini yakından izlemeye çağırıyoruz.”
Fransa’dan destek
Fransa’nın Montpellier bölgesindeki Grabels Belediye Başkanı René Revol, HDP’li belediyelere destek verdi. Yazılı bir açıklama yapan Grabels komünü belediye başkanı René Revol, 19 Ağustos’ta Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin gasp edildiğini hatırlattı. Revol, Grabels Belediyesi olarak, “Kürt halkı ile dayanışma” mesajı verirken Montpellier’de demokrasiye yönelik saldırıları kınamak amacıyla yapılan gösterilere katılmaya çağırdı. Fransa’nın Oise bölgesindeki Montataire komünü belediyesi, Paris bölgesindeki Vitry-sur-Seine Belediye Başakanı Jean-Claude Kennedy, Camhpigny-Sur-Marne Belediye Başkanı Christian Fautré, Villiers-le-Bel Belediyesi Başkanı Jean-Louis Marsac ve Rennes Belediyesi Başkanı Nathalie Appéré de HDP’li belediyelere kayyum atanmasını kınamış, HDP’ye destek mesajı vermiş ve Fransız hükümetini harekete geçmeye çağırmıştı.
HABER MERKEZİ