HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, YSK eli ile gasp edilen belediyeler olduğunu söyledi. Temelli, “YSK almış olduğu bütün hukuksuz kararlarından vazgeçmelidir” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, PM toplantısın önce basının karşısına çıktı. Temelli, açlık grevleri ve seçim sonrası gelişmeleri değerlendirdi. “31 Mart’a giderken bir seçenek yarattık. Türkiye’de siyasetsiz kalmış siyasetten uzaklaşmış toplum için bir seçenek yarattık.” diyen Sezai Temelli sözlerini şöyle sürdürdü:” Stratejimiz sadece belediye kazanmak üzerinden yürümedi. Stratejimiz Türkiye’nin tıkanmış olan demokrasi ve barış yolunu açmak için Türkiye halkları ve demokrasi güçleri uzun süre sonra birlikte siyaset yapmanın olanağını yarattı. Önemli bir başarıdır seçeneğimiz, siyaset kulvarını değiştirmiştir”
‘Mutlak tecride son verin’
Temelli, açlık grevlerinin kritik aşamada olduğunu ve şuana kadar tecridi protesto etmek için 8 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Temelli, “Bu ölümlerin olmaması için 157 gündür Leyla Güven ve onunla birlikte bir sesi yükseltiyoruz. Adalet Bakanlığı’na çağrı yapıyoruz; gelin bu haklı talebe cevap verin yasaların gereğini yerine getirin. Bu mutlak tecride son verin. Sayın Öcalan ailesi ve avukatlarıyla görüşebilsin. Bu meşru ve yasal bir taleptir. Bunu duymazlıktan gelmek Türkiye’deki hukuksuzluğun devamdır” dedi.
‘Herkesi harekete geçmeye çağırıyoruz’
Türkiye’de şiddet ve baskı politikalarıyla ayakta durmaya çalışan bir iktidar olduğunu belirten Temelli, açlık grevlerinin son bulması mutlak tecride son verilmesinden geçiyor. İktidarı teşhir ettiklerini dile getiren Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “ AKP-MHP bloğunun yürüttüğü kampanya bu adaletsizliğin teşhiridir. Kendi koyduğu yasaya ve içtihatlarına karşı çıkan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Bu olağanlaşmış bir hal aldı. Nereye gitsek, nereye el atsak bir hukuksuzluk karşımızda duruyor. Bu tecrit buna işaret eden bir konudur. Bu hukuksuzluğun adaletsizliğin ifadesidir. O yüzden cezaevinde kritik aşamaya gelen insanların durumunu da göz önüne alarak herkesi harekete geçmeye çağırıyoruz.”
‘Tecrit her yere yayıldı’
Tecrit politikalarının sonuçlarına değinen Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tecride son verin. Tecride son vermek, Türkiye’nin tecritleşmesine son demektir. 4 yıldır yaşananları değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan etkiye, domino etkisi diyoruz. Küçük bir taşın devrilerek daha büyük taşları da ardından devirdiği bir etkidir. Her geçen gün daha büyük hukuksuzluk ve adaletsizliğe şahit oluyoruz. Bu domino etkisi her yeri kapladı, tecrit her yere yayıldı.”
‘Türkiye’nin siyaset kulvarı değişmiştir’
31 Mart seçimlerinin tecride karşı bir itiraz olduğunu dile getiren Temelli, “31 Mart’a giderken bir seçenek yarattık. Türkiye’de siyasetsiz kalmış siyasetten uzaklaşmış toplum için bir seçenek yarattık. Stratejimiz sadece belediye kazanmak üzerinden yürümedi. Stratejimiz Türkiye’nin tıkanmış olan demokrasi ve barış yolunu açmak için Türkiye halkları ve demokrasi güçleri uzun süre sonra birlikte siyaset yapmanın olanağını yarattı. Önemli bir başarıdır seçeneğimiz, siyaset kulvarını değiştirmiştir. İktidar ne kadar direnirse dirensin tecrit, baskı politikalarında ne kadar ısrar ederse etsin, artık Türkiye’nin siyaset kulvarı değişmiştir. Şimdi hep birlikte Türkiye’nin demokrasinin, barışının önünü açmak için hep birlikte adım atma zamanıdır. Sandıkta buluşanlar şimdi demokrasi ve barış mücadelesinde de ama ve fakatlara başvurmadan buluşmak zorundadır. Türkiye halklarının ve toplumun beklentisi budur” diye belirtti.
‘Türkiye’de iki tarz siyaset var’
Türkiye’de iki tarz siyaset olduğunu, bunlardan birinin iktidar siyaseti diğerinin ise HDP siyaseti olduğunu belirten Temelli, şöyle devam etti: “Bir yanda iktidarın dayattığı siyaset. Evet Türkiye bir nefret söylemi ile iki aya yakın süreyi geçirdi. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AKP-MHP bloğu nefret söylemi ve ayrımcı dil ile toplumu böldüler. Kürt halkına ‘defolun gidin’ diyen, HDP’yi ‘terörist’ itham eden, her türlü hakareti kullanan, medya ambargosu ile kalmayıp o medyayı psikolojik savaş aparatı haline getiren bir iktidar ile karşı karşıya geldik. Bunun karşısında HDP barışın diline her zamanki gibi sahip çıktı. Nefret söylemine karşı bütünlüklü olarak Türkiye toplumunun geleceğini savunan bir dil ve üslup ile siyaset yaptı. Barış diliyle tecride ve savaşa karşı çıktı. Yerel demokrasi için mücadelesini verdi. Buradan çok önemli sonuçların çıktığına inanıyoruz.”
‘31 Mart sonrasında yeni yöntemler devreye soktular’
Temelli konuşmasına şöyle devam etti: “Belediyeleri ve belediye meclislerini gasp etmek, yeni bir kayyım için ellerinden geleni ortaya koydular. Tüm bunlara rağmen başarılı olamadılar. Olamadıkları için de 31 Mart sonrasında yeni yöntemler devreye soktular. Farklı farklı yöntemlerden bahsettik. Aslında birçok il özelinde bunları ayrıntılı raporlarla ortaya çıkaracağız. Örneğin askeri zorla gasp edilen Şırnak Belediyesi, iktisadi zorla gasp edilen Ağrı, Muş bütün itirazlarımıza rağmen sayılmadı. Malazgirt 3 oy farka rağmen sayılmadı. Viranşehir, Tatvan, onlarca böyle yer var. Sadece bize ait olanları dile getirmiyoruz. Balıkesir için de dile getiriyoruz. Bursa da yeniden sayılmalıydı. İktidar YSK’ye yağdırdığı talimatlarla nerelerin sayılacağını belirledi. Oysa bir ilke bir standart geliştirilebilirdi. Oy farkı geçersiz oylardan azsa sayılabilirdi. İtirazlarımız da zaten bu anlamda yoğunlaşmıştı. Bizim tüm itirazlarımız reddedilirken AKP-MHP itirazlarının yüzde 90’ı kabul edildi. Bu tablo nasıl bir tarafgirliğin hukuku ele geçirdiğini ve ortadan kaldırdığını gösteriyor. İşte tecrit budur. Hukuku, adaleti yok saymaktır. Hukuki kurumların bile tarafsızlığını yitirmesidir.
‘Mecliste korkuyorlar’
Seçimlerin üzerinden 13 gün geçtiğini ve Meclisin hala açılmadığını belirten Temelli, “ Meclis kürsüsünden korkuyorlar. Neden açılmıyor diye sorduğunuzda, işleri varmış. Ne işiniz var işiniz yok. Şu anda halkın iradesini gasp etme peşindesiniz. Halkın iradesi sandığa yansımıştır bunun gereğini yapın. İki tür belediye seçim sonuçları ile karşı karşıyayız. Hangi partiden olursa olsun meşruiyet sorunu olmayan bütün kazananları kutluyoruz. Bir de gasp edilen belediyeler var. Hem iktidar marifetiyle hem de üzülerek belirtmek isterim ki YSK marifetiyle” dedi. Kayyum sistemini başarılı olmaması üzerine yeni yöntemlerin devreye koyulduğunu belirten Sezai Temelli “Belediyeleri ve belediye meclislerini gasp etmek, yeni bir kayyım için ellerinden geleni ortaya koydular” dedi.
Tüm demokrasi güçlerini adaletsizliğe karşı yan yana gelmesi gerektiğini söyleyen Temelli, İstanbul seçimleri ile ilgili şunları söyledi: “İstanbul seçimleri bir türlü sonuçlanmamıştır, oysa açıktır. Biz her yerde bütün adaletsizliklere müdahale ediyoruz. Her yerde bizim stratejimiz, oylarımız var. Oylarımız her yerde İstanbul’da da, Muş’ta da, Malazgirt’te de, Viranşehir’de de. Türkiye’ye sesleniyorum siz de sahip çıkın Türkiye sadece İstanbul’dan ibaret değil, Muş var Ağrı var. Tüm demokrasi güçleri bu adaletsizliğe karşı yan yana gelmeli, birlikte mücadele etmelidir. Bu seçim sonuçlarına karşı yapılan bu adaletsizliklere karşı da yan yana mücadele etmeliyiz.”
‘YSK utançla anılacak’
YSK’yi sert bir şekilde eleştiren Sezai Temelli, şöyle devam etti. “Başta YSK başkanı olmak üzere hiç kuşkunuz olmasın tarih sayfalarında yerinizi aldınız. Herkes tarih sayfalarında bir şekilde yerini alır ama siz utanılacak bir adımla yer aldınız. Utançla anılacaksınız.”
YSK eli ile gasp edilen belediyeler olduğunu vurgulayan Sezai Temelli, sözlerine şöyle bitirdi: “YSK almış olduğu bütün hukuksuz kararlarından vazgeçmelidir. Parlamento bir an önce inisiyatif almalıdır, toplanmalıdır ve yürütmenin vesayetinden kurtulmalıdır. Liyakatten yoksun bir kabine ile Türkiye önümüzdeki dönemi sürdüremez. Bir geçiş sürecidir ama bu süre boyunca Cumhurbaşkanı kendi sınırlarına çekilmeli ve parlamento üzerindeki vesayetine son vermelidir. Bunun mücadelesini vermeyi sürdüreceğiz.”
Kaynak: MA