YSP, Mûş Milletvekili Sezai Temelli, yerel seçimlere dair yaptığı değerlendirmede, ‘2019 seçim stratejimiz önemli bir değişime neden oldu. Kuşkusuz 2019’un tekrarı gibi bir strateji söz konusu olmayacak ama Türkiye siyasetinde yine önemli bir etki yaratacağız’ dedi
Yeşil Sol Parti, 4. Olağan Büyük Konferansı’nda yeni dönem politikasının ana hatlarını ve yol haritasını belirledi. 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından yaz boyu yapılan halk toplantılarıyla kendi içinde özeleştiri mekanizmalarını işleten Yeşil Sol Parti, bu süreçte farklı toplumsal kesimlerden 40 bin insana ulaştı. Buradan çıkan sonuçları konferansa taşıyan Yeşil Sol Parti, 15 Ekim’de kongreye gitmeye hazırlanıyor. “Halet-i ruhiye umduğumuzdan çok daha iyi ve bu ruh kongreye ete kemiğe bürünmeye, vücut bulmaya gidiyor” diyen Yeşil Sol Partisi Muş Milletvekili Sezai Temelli, Kronos’tan gazeteci Özlem Ergun’a yerel seçimlere giderken partinin stratejisini ve önümüzdeki döneme dair değerlendirmelerde bulundu.
Temelli, “Yerel seçimler özellikle içinden geçtiğimiz bu süreçte çok kritik rol oynuyor. 2019 seçim stratejimiz önemli bir değişime neden olmuştu. Şimdi de alacağımız stratejik kararlarla Türkiye siyasetine önemli bir etki yaratacağımıza inanıyorum. Kuşkusuz 2019’un tekrarı gibi bir strateji söz konusu olmayacak ama içinde bulunduğumuz konjonktür olabildiğince, tüm boyutlarıyla ele alınıp değerlendirilecektir” dedi.
Aday belirleme
Aday belirleme konusu önemli eleştiri başlıklarından biri olduğunu dile getiren Temelli, bu konuda çok ciddi özeleştirilerin de verildiğine vurgu yaptı. Temelli, “Siyaset anlayışımız ve parti yönetim modelimiz çoğulcu ve katılımcı demokratik bir modeldir. Bugün sadece Türkiye’de değil, uluslararası siyaset içinde bile bu konudaki iddiası diğer partilerin ufkunu oldukça zorlar. Çoğulculuk ile çoğunlukçuluk farkını iyi bilmek, çoğulculuğu nitel etkilerden korumak, temsiliyeti olabildiğince yaygın gerçekleştirmek, dışarıda kimseyi bırakmamak önemli. Katmanlı ve çok boyutlu bir çabadan bahsediyorum. Bugün Türkiye’de çoğunluğun demokrasicilik oyununu bozacak olanın da bu olduğuna, bunun da örgütsel ve parti içi yaşamdan başlaması gerektiğine inanıyoruz” diye belirtti.
Demokratik cumhuriyet
Temelli devamında şunları söyledi: “Yerel yönetim seçimlerinin bizim siyasal anlayışımız açısından önemi büyük. Yerinden yönetim ve demokratikleşme ilişkisi bizim politik anlayışımızda belirleyici role sahip. Radikal demokrasi dediğimiz temel mücadele hattının siyaset mecrası yerellerdir, özerk demokratik yapılardır.
Türkiye demokrasisinin önünü açacak olan, vesayetçi otoriter sistemi ve köhne rejimi sonlandıracak olan yerel demokrasiyle güçlendirilmiş bir ‘demokratik cumhuriyet’ modelidir. Bunu hayata geçirme adına halkla birlikte seçimlerin her aşamasını büyük bir demokrasi mücadelesi zeminine çevirmek istiyoruz.”
Seçim stratejisi
Yerel seçimler, özellikle içinden geçtiğimiz bu süreçte çok kritik rol oynadığını belirten Temelli, “2019 seçim stratejimiz önemli bir değişime neden oldu. Şimdi de alacağımız stratejik kararlarla Türkiye siyasetine önemli bir etki yaratacağımıza inanıyorum. Kuşkusuz 2019’un tekrarı gibi bir strateji söz konusu olmayacak ama içinde bulunduğumuz konjonktür olabildiğince, tüm boyutlarıyla ele alınıp değerlendirilecektir
Kürt sorunu çözümü
Kürt meselesini mutlaka çözmeliyiz. Bunun nasıl bir gelecek ufku yaratacağına dair -kısa bir süreç olmasına rağmen- önemli bir hafızamız çözüm süreci döneminde oluştu. Bu bellek silinemez bir kayıt oluşturdu. Aslolan bu konuda ısrarlı, kararlı bir siyaseti ve mücadeleyi var etmek, ayakta tutmak ve direnmek. Tecride karşı yapmış olduğunuz mücadele, savaşa karşı verdiğimiz mücadele bunun kanıtı. Tüm topluma ortak geleceğimizin nasıl inşa edilebileceğini anlatma gayretindeyiz. Sorun, çözülebilir bir sorundur ama bunu çözecek irade tecrit altındadır” dedi.
Demokrasi mücadelesi
Temelli, “Radikal demokrasi mücadelemiz bir sınıf mücadelesidir aynı zamanda. Toplumsal emeğin tüm kesimleriyle, işçilerle, köylülerle, küçük esnaf ve çiftçilerle işsizlerle, öğrencilerle, ev içi emekle, güvencesiz çalışanlarla, göçmen emekçilerle, yoksullarla birlikte, yani sınıfın tüm bileşenleriyle ve olanca gücüyle sermayeye ve onun düzenine karşı bir mücadeleyi savunageldik ve bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Antikapitalist mücadele programımız bu konuda önemli bir farklılık ortaya koyuyor. ‘Ekonominin demokratikleşmesi’ olarak adlandırdığımız bu çalışmamız emek eksenli bir ekonomi programını tüm boyutlarıyla ele alıyor. Son konferansımızda da bu konuda önemli yeni karalar da alındı” şeklinde konuştu.
3’üncü yol
“Siyasetimizin yolu 3. Yol’dur. Tarihte her zaman düzeni savunanlar, düzeni kendi dar çıkarları için kısmi değişikliklere tabi tutmak isteyenler ve düzeni radikal bir biçimde esastan değiştirmek isteyenler olmuştur. 3. Yol, düzeni savunanlara yani statükoculara karşıdır, aynı zamanda düzende şekilsel düzeltmelerle işi kotarmak isteyenlere de yani restorasyonculara da karşıdır. Mevcut sisteme karşı yeni bir sistemin inşasıyla karşılık vereceğimiz bu dönemde yeni bir yaşamın da inşa edici gücü biz olacağız” diyen Temelli son olarak şunları belirtti:
“Biz yeni yaşamı savunuyoruz ve bunu mümkün olabilmesi adına mücadele veriyoruz. Yeni bir siyaset ancak yeni bir paradigma ile mümkün. 3. Yol bu iddianın yaşamın tüm alanlarına taşınmasıdır. Sadece siyasete dair değil, çok daha ötesine seslenir. Özgür insana, özgür halka, özgür topluma giden yolu tarifler ve bunun yolculuğuna bizi davet eder. Ama siyaseten de bugün bir seçenek yaratmaya dair de yol gösterir.
3. Yol bir seçim stratejisi veya taktiği değildir. 3. Yol siyasetin üçüncü seçeneği de değildir. Ama üçüncü seçenek yaratabilecek büyük düşüncenin, değiştirici gücün, kurtuluş umudunun tarifidir. Bugün Türkiye iki kutba sıkışmıştır ve bu iki kutuplu yaşamın reddi ancak yeni bir yaşamı düşlemekle mümkün. ‘Başka bir yaşam mümkün’ demek yetmiyor onu nasıl inşa edeceğinizi de bilmek ve eylemek gerekiyor. 3 yol bunun rehberidir.”
ANKARA