Muş’ta konuşan HDP Eşbaşkanı Temelli, “İktidar ne zaman bir seçim yaklaşsa Kürtlerin kanıyla seçime giriyor. Rojava’ya yönelik saldırılardan medet umanlar ülkeyi bir kez daha içinden çıkılmaz bir yere sürükleyecektir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve beraberindeki heyet Kars ve Digor ilçe ziyaretinin ardından bugün de Muş’a geçti. Muş girişinde karşılanan Temelli ve beraberindekiler, yüzlerce kişinin beklediği Düğün Salonu’na geçti.
‘Barış mücadelesine sahip çıkın’
Burada konuşan Temelli, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in açlık grevinin 41’inci gününde olduğunu hatırlatarak, “Bedeni iradesi ve fikriyle Leyla Güven bu faşist zihniyete karşı direniyor. Leyla Güven Türkiye toplumunu barışa bir kez daha davet ediyor. Onun kararlı duruşu Türkiye’nin önünü açmaya yöneliktir. Buradan Türkiye halklarına, Türkiye’nin tüm duyarlı kesimlerine STK’lara, emekçilere, kadınlara barışı talep eden, demokratik bir Cumhuriyette yaşamayı arzu eden herkese çağrı yapıyorum. 41 gün çok uzun süre daha neyi bekliyorsunuz? Gelin bu barış mücadelesine sahip çıkın. Leyla Güven’in açlık grevine kulak verin duyarlılık gösterin ki çok geç kalmadan barışın önündeki bu anlayıştan hep birlikte kurtulalım. Çünkü barış olmadan, demokrasi olmaz, demokrasi gelmeden de barış gelmez. Bu iktidar barış olmasın diye elinden geleni ardına koymadı, koymuyor. Bu nedenden dolayı bu ülkede biz barışı inşa edeceksek mücadelesini vereceksek tecride de karşı çıkacağız. Tecrit sonlanmadan bu meselenin sonlanmayacağını 5 yıl içinde öğrendik” diye konuştu.
‘Yeni bir siyaset geliyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin ülkenin barışına uygulanan bir tecrit olduğunu söyleyen Temelli, mücadele ederek tecride son vereceklerini belirtti. Adaletli bir toplumda yaşanmak isteniyorsa tecridin derhal son bulması gerekliliğinin altını çizen Temelli, “Erdoğan çıkmış ‘çözüm, mözüm yok’ diyor. Biz de diyoruz ki senden zaten bir şey beklemiyoruz. Biz tükenmiş bir siyasetle karşı karşıyayız. Çok yakında Türkiye bu siyasetten kurutulacak. Yeni bir siyaset geliyor. O siyaset filizlendi, büyüdü. Yerellerden başlayarak HDP geliyor. Ben salona girdiğimde ‘Bijî bijî HDP’ şarkısı çalıyordu. Bu şarkı 2014 yerel seçim şarkımızdı. 2014’te olduğu gibi yine biz kazanacağız. İktidara gelmek sadece belediyeleri kazanmak değildir. Bundan öte büyük bir dönüşümün ilk adımıdır. Bu güçlü adımı Muş’ta, Varto’da, Van’da, Kars’ta, Botan’da, İzmir’de, Antalya’da hep birlikte atacağız” diye konuştu.
‘Öğrencinin onuru sizin de utancınızdır’
Temelli, Korkut ilçesinde görevinden alınan Selvan öğretmenin durumuna dikkat çekerek, “Muş’un Korkut ilçesinde bir öğretmen arkadaşımız bir fotoğraf paylaştı. Bir öğrencinin çantasını paylaştı. Bu öğretmen arkadaşımızın görevine son verildi ve hedef tahtasına kondu. Onun görevine son vereceğinize bu yoksulluğun müsebbibi olarak siz istifa edin. 17 yıldır bu iktidar bu ülkenin başına musallat olmuş kalmış. Bu iktidar döneminde 22 bin işçi iş cinayetine kurban gitti. Şimdi de sırada Selvan öğretmen var. Neden? çünkü yoksulluğu gündeme getirmiş. 17 yıldır ekonomiyi getirdiğiniz nokta o öğrencinin çantasındaki yoksulluktur. 17 yıl boyunca siz zengin oldunuz halk geride kaldı. İşte o öğrencinin sırtındaki battaniyeden yapılan çanta o öğrencinin onuru sizin de utancınızdır” diye konuştu.
‘Şimdi savaşa karşı çıkma zamanıdır’
İktidarın Kürt düşmanlığı ile ayakta durabildiğini söyleyen Temelli, konuşmasına şöyle devam etti: “Ne zaman bir seçim yaklaşsa Kürtlerin kanıyla seçime giriyor. Bizim buna izin vermememiz gerekiyor. Tüm toplumsal muhalefete, kadınlara STK’lara, emekçilere kadınlara sesleniyorum gelin bu savaşa son verelim. Bu savaş ülkeyi yıkımın eşiğine getirdi. Bu yıkıma ‘dur’ demenin yolu bu iktidara ‘dur’ demekten geçiyor. Savaşa ‘hayır’ demek bu ülkeye sahip çıkmak, ülkenin bütünlüğüne sahip çıkmak demektir. Şimdi bu savaşa karşı çıkma zamanıdır. Rojava’ya yönelik saldırılardan medet umanlar ülkeyi bir kez daha içinden çıkılmaz bir yere sürükleyecektir. Ortadoğu’da barış varsa bu ülkede barış vardır. Bu iktidara karşı yan yana gelme zamandır. Bu iktidardan kurtulma zamandır. Biz bu iktidardan kurtulamazsak sadece haklarımızdan değil, yaşamımızdan da olacağız. Muş’a bakın sadece Muş bile nereye sürüklendiğimizi göstermede önemli bir yer sergiliyor. 31 Mart’ta kayyumları süpürüp Saraya postalayacağız. Az kaldı 3,5 ayımız var. Bu süre boyunca 7 gün 24 saat çalışacağız. Bu kayyumlardan illerimizi, ilçelerimizi hep birlikte kurtaracağız. Sadece Ağrı, Muş ve Van’ı kurtarmayacağız bütün Türkiye’yi bu kayyum utancından kurtaracağız. 102 belediyeden çok daha fazlasını alarak yerellerden iktidara geleceğiz.”
Kaynak: MA