Seçimlerin en büyük başarısını HDP’nin gerçekleştirdiğini belirten HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, ekonomik gidişata dikkat çekerek, “Yoksulluğu yöneterek ayakta duran Erdoğan rejimi, bugünden sonra daha fazla baskıya başvuracaktır. O yüzden HDP parlamentoda bu baskı rejimine karşı mücadelesini yükseltecektir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nde (HDP), seçimler sonrası başlanan değerlendirme toplantıları bugün il eş başkanlarıyla sürdü. Genel Merkez binasında Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda seçim sonuçları masaya yatırılıp, önümüzdeki sürece dair tartışmalar yürütüldü.
‘Her şeye rağmen HDP’
Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Sezai Temelli, 24 Haziran milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geride bırakıldığını anımsatarak, “Seçimleri en iyi özetleyecek cümle, her şeye rağmen HDP parlamentoda. Her şeye rağmen sözcüğünün ne anlama geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. Emeğinize çabanıza teşekkürlerimle başlamak istiyorum. En büyük teşekkürü direnen Kürt halkına etmek istiyorum. Hem Kürt halkı hem demokrasiden yana tavır almış tüm Türkiye halkları ‘HDP’siz olmaz’ diyerek barajı bir kez daha yıkmıştır. Seçimlerin en büyük başarısını HDP gerçekleştirmiştir” ifadelerini kullandı.
‘Seçim hileleri yasal kılıfa kavuşturuldu’
Seçimlerin OHAL koşulları altında gerçekleştirildiğini hatırlatan Temelli, “OHAL’le bile sınırlı olmayan, baskıların ciddi boyutlara ulaştığı bir atmosferde seçimlere gittik. Belki de bu iki aylık dönemin en acı tablosunu da Suruç’ta yaşadık. Üç insan Suruç Devlet Hastanesi’nde katledildi ve hala bir kişi bile gözaltına alınmadı. Savcılar soruşturmayı sürdürdüklerini söylüyorlar ama henüz hiçbir suçluya ulaşamadılar. Oysa her şey herkesin gözü önünde gerçekleşti. Herkes suçluları gördü. Her şey tüm çıplaklığı ile ortada, bu ülkenin İçişleri Bakanı da ortada. İçişleri Bakanı yeniden bakan olabilmek amacıyla saldırmaya, tehdide devam ediyor. Bunun üzerinden prim sağlamaya çalışıyor. İçişleri Bakanı suçluların yakalanması konusunda çaba göstermesi gerekirken bakanlık faaliyetini seçim faaliyetine çevirdi. Bu koşullarda bir seçim atmosferinden çıktık. Sadece baskılar da değildi. Seçim hileleri de yasal kılıfa kavuşturuldu. Birçok kamu görevlisi Erdoğan kampanyasında bilfiil görev aldı. Bu tablonun sonucu toplumun içine sindi mi? Hiç kimsenin içine sinmedi. Evet, biz parlamentodayız ama bu tablo şaibeyi ortadan kaldırmamaktadır. Hakkari’de, Şırnak’ta ortaya çıkan garnizon etkisiyle yaratılan seçim sonuçları şaibeyi daha da belirgin hale getirmiştir” diye konuştu.
‘Cumhurbaşkanlığı sistemi, barışın önünü tıkayan bir sistem’
Yeni dönemin parlamentosunun içinde yaşadıkları baskı rejimine karşı bir mücadele zemini olacağını, bu zemini de HDP’nin güçlendireceğini vurgulayan Temelli, sözlerine şöyle devam etti: “Bu, ‘HDP’siz olmaz’ sözünün karşılığıdır. Bu sözün karşılığını hayata geçireceğiz, demokrasi mücadelesi vereceğiz. Bu ülkeye barış gelene kadar, demokrasi gelene kadar sürdüreceğiz. Mücadelemize hem parlamentoda hem parlamento dışında sürdüreceğiz. İktidarın bütün OHAL zihniyetine, bütün baskıcı zihniyetine karşı biz demokrasi mücadelesinde kararlı şekilde yürüyeceğiz. Bu ülkede sadece şekli olarak değil, gerçek anlamda OHAL kalkana kadar, KHK’lerle yönetilmeyen, yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi inşa edene kadar mücadele edeceğiz. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, evrensel hukuk değerlerinin var edilmesine kadar tüm alanlarda gerçek anlamda demokrasi inşa edilene kadar mücadelemiz sürecek. Bugün Türkiye’de ortaya çıkan Cumhurbaşkanlığı Sistemi barışın önünü tıkayan bir sistemdir. Türkiye büyük bir krizin içinden geçiyor. Dedik ki, bu ülkeye demokrasi gelmeden iktisadi krizin de çözülmesi mümkün değil. Toplumsal krizlerin çözüme kavuşması mümkün değil. Tüm bunlara bütünlüklü yaklaşılması gerekir. Tablo ortada. Bakın, en son açıklanan enflasyon rakamları ülkenin nereye sürüklendiğini gösteriyor. IMF’li ya da İMF’siz bir kemer sıkma politikası izlenecektir. Zamların ardı arkası kesilmeyecek. Ezilen yine halklarımız, emekçiler olacak. Yoksulluk artacak. Yoksulluğu yöneterek ayakta duran Erdoğan rejimi bugünden sonra daha fazla baskıya başvuracaktır. O yüzden HDP parlamentoda bu baskı rejimine karşı mücadelesini yükseltecek.”
‘Mücadeleyi yükseltmeliyiz‘
Yaşanan toplumsal krizin yarattığı mağduriyetleri baskı ve şiddetle aşmaya çalışan bir iktidarın olduğuna da ifade eden Temelli, “Buna karşı da direneceğiz. Son günlerde çocuklara yönelik tacizin, tecavüzün, cinayetin yaşandığı bir fotoğraf ortada. İktidarın topluma önerdiği idam. İnsan toplumsal bir varlık. Sadece suçluya yönelik ceza ile bu toplumsal krizi önlemek mümkün değil. Oysa bu iktidarın topluma yönelik ortaya koyduğu siyasi yaklaşım bu suçun kaynağını oluşturuyor. Kadına yönelik şiddetten çocuğun istismarına kadar görmezden gelen, ciddiyetle yaklaşmayan iktidarın bugünkü tabloda payı çok yüksek. Tüm bunlara rağmen çocuklarımızı korumak, toplumsal barışı var edebilmek için mücadeleyi yükseltmemiz gerek. Biz zoru seven bir partiyiz. Bu zor dönemi de hep birlikte aşacağız” dedi.
‘Halkın iradesini iktidara taşıyacağız’
Erkene alınması gündeme gelen yerel seçimler üzerinde de duran Temelli, “Örgütümüz tüm hazırlıklarını hızlıca tamamlayacak. Yerel seçim tartışmalarını sürdürenler, kayyumlardan hiç bahsetmiyor. Bu zihniyet, kayyumcu zihniyet devam etsin diye çabalamaktadır. Tüm eksikliklerimizi gidererek yerel seçimlerde halkın iradesini bir kez daha iktidara taşıyacağız. Bu sürecin sonunda Türkiye demokrasisi önünde önemli bir yol açılacak” diye kaydetti.
Temelli, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yerel seçimlerin erkene alınması yönünde süren tartışmalar hatırlatılıp, yöneltilen olası erken seçime HDP’nin hazır olup olmadığı sorusuna Temelli, “Biz her türlü seçime her zaman hazırız. Genel seçime de hazırız demiştik, seçim sonuçları ortada. Ama mesele seçime hazır olmak olmamak değil. Kayyumların var olduğu bir ortamda seçime gitmenin ne sonuç doğurduğunu Türkiye 24 Haziran’da yaşadı. OHAL’in devam ettiği koşullarda, hile ve şaibelerle, kayyumlarla bu sürecin yaşanması kabul edilemez. Seçimleri 3-4 ay öne almak tartışması tüm esas tartışma konularını örten bir tartışma. Yoksa seçimlerin 3-5 ay öne alınması farklılık yaratmaz” yanıtını verdi.
‘Çocuk Bakanlığı kurulmalı’
Temelli’ye son günlerde yeniden gündeme getirilen idam konusunda, böylesi bir önerinin Meclis’e getirilmesi halinde HDP’nin tavrının ne olacağı da soruldu.
Temelli, yöneltilen bu soruya şu yanıtı verdi: “Biz idama karşıyız, karşı olmaya devam edeceğiz. Çocuk konusu hepimizi derinden yaralıyor, etkiliyor. Gerçek anlamda toplumsal travma yaratıyor. Biz çocuk konusuna uzun yıllardır dikkat çekiyoruz. Çocuk Bakanlığı kurulmasını istiyoruz. Ama bu konuda, çocuklara yönelik suçlara karşı hiçbir çalışma yapılmıyor, idam gündeme geliyor. İdam cezası olan ülkelerde suç oranları düşmüyor. Suçu önleyici bir etkisi yok. Devletin insanları bu şekilde cezalandırması şiddeti daha da artırıyor. Bunu en iyi hukukçular tartıştı bu ülkede. İdam cezası kaldırıldığı dönem ayrıntılı çalışmalar ortaya çıktı. İdamın çözüm olmayacağını, siyaset üzerinde farklı bir vesayet oluşturacağını belirtmek isterim. Elbette suçlular yakalanmalı, cezalandırılmalı toplum vicdanı rahatlanmalı. Ama bu suçun önlenmesi gerekiyor. Eğitimden başlayarak birçok alanda çalışmalar yapılması gerekiyor. Çocukları koruyacak mekanizmalar geliştirmeliyiz.”
HABER MERKEZİ