Kayyumlara karşı ortak mücadelenin büyütülmesi çağrısı yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Tüm Türkiye’ye sesleniyorum; neymiş kardeşim palet davası, ne paleti? Ülke yanıyor ülke. Bu yangını hep birlikte söndürme zamanıdır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları ile Van’da bir araya geldi. Uzun arama noktaları sonunda Gevaş’a varan Temelli ve beraberindekiler ardından konvoyla kent merkezine geçti.
‘Öcalan’ın çözüm iradesine karşı yaptıklarına bakın’
HDP İpekyolu ilçe binası önünde basın açıklaması yapan Temelli, her gün alanlarda demokrasinin, barışın ve hakikatin sesini yükseltmeye devam edeceklerini söyledi. Temelli, “Onlar düştü, düşecekler. Bu darbe bataklığında debelendikçe yok olmaya devam edecekler. Onlar düşsünler. Biz asla onlarla hareket etmeyeceğiz. Darbe hukukuna karşı onların karşısına dikileceğiz. Darbe hukukuna karşı demokrasiyi, bir arada yaşamayı ve toplumsal barışı savunmaya devam edeceğiz. Barış diyeni gasp ettiler, çözüm diyene tecrit uyguladılar. Tam 4,5 yıl sayın Abdullah Öcalan’a mutlak tecrit uygulayarak bu ülkede çözümün önünü kapattılar. Ülkeyi çözümsüz bıraktıkça, işte ülke böylesi bir darbe bataklığının içerisine sürüklenmeye devam etti. Oysa demokratik çözümün yolu mümkündür. Öcalan daha kısa bir süre önce; ‘açın bu yolu bir haftada bu ülkeye barışı getireyim’ diyerek bu denli güçlü bir iradeyi ortaya koydu. Bu iradeye karşı yapılan ise ortadadır. Bu iradeye karşı yapılan kayyum atamak, gasp etmektir” dedi.
‘Karar bir an önce geri çekilmeli’
Daha önce de birçok belediye eşbaşkanı, milletvekili ve partililerin tutuklandığını ve belediyelerde kayyum atandığını hatırlatan Temelli, “Gidin bakın dosyalarına bir tek delil bulamazsınız. Tüm bunlara rağmen demokratik siyaset içerisinde mücadelemizi yükselttik. ‘Kayyumları Kürt illerinde süpürüp atacağız’ dedik. İşte 31 Mart’ta yaptığımız tam da budur. Bunu içine sindiremeyenler birçok belediye başkanımızın mazbatasını vermeyerek, irademizi gasp etmeye başladılar. 31 Mart’ta İstanbul’a da kayyum atadılar. Biz bunun için de ‘kayyumu kabul etmeyeceğiz’ dedik ve İstanbul’dan kayyumu süpürüp attık. Bunu içine sindiremeyenler şimdi de Van, Diyarbakır ve Mardin’e kayyum atadılar. Bunu da kabul etmiyoruz. Bu karar biran önce geri çekilmeli, arkadaşlarımız işlerinin başına dönmelidirler. Bunu yapmadıkları sürece her gün sesimizi çıkarmaya, demokratik, meşru müdafaa hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz” ifadesinde bulundu.
‘Eşbaşkanlık kadının özgürlük mücadelesidir’
Eşbaşkanlık sisteminin bile suç olarak sayıldığını söyleyen Temelli, konuşmasına şöyle devam etti; “Eşbaşkanlık bir suç değil, gerçek bir demokrasi, eşit temsilyet ve kadının özgürlük mücadelesidir. Toplumun cinsiyet eşitsizliğine karşı toplumsal cinsiyet eşitliğinin savunulmasıdır. Her gün kadın cinayetleri sokakta kol geziyor. Kadınlar, siyasi, çalışma ve toplumsal yaşamdan yok sayılmaktadır. Kadınlar vardır, eşbaşkanlık kadınların mücadelesidir. Bunu içine sindiremeyenler faşisttir. Bu yüzden faşistler buna karşı çıkmamaktadır. Faşizme karşı mücadele bir kadın mücadelesidir.
‘İçişleri bakanı hediye’nin yanıtını versin’
Kayyum atayanlar bize iftira atıp, halkın kaynaklarını çarçur ediyormuşuz. Onca yıl belediyelerde iktidar olarak kaldık ama tek bir kuruş yolsuzluk yoktur. Bunca denetim yapıldı, müfettiş geldi, Sayıştay geldi ama bir kuruş yolsuzluk bulamadı. Ama kayyum atandığı günden 31 Mart’a kadar belediyelerde yolsuzluk ve gasp vardı. Bu gaspa izin verenler bunun hesabını sormak yerine hala bizim belediyelerimize iftira ediyorlar. İçişleri Bakanı’nın Mardin Belediyesi’nden aldığı hediyelerle ilgili Ahmet Türk soru sordu. Bakan çıksın bu hediyelerin ne olduğunu açıklasın. Yok o hediyeleri almadıysa o zaman o kayyumun yolsuzluğu da kanıtlanmıştır. 31 Mart’tan şimdiye kadar belediye başkanlarımız bu halkın bir kuruşuna bile zarar vermemiştir. Hatta bizim belediyelerimiz gelir gelmez borç ödemeye başlamışlardır. Bunlar yalan söylüyorlar. Kendi hırsızlılarını, yolsuzluklarını kamufle etmek için halka yalan söylüyorlar.
‘Ülke yanıyor, ne tank paleti’
Ülken yangın yerine döndü ve tüm muhalefet de bu yangına karşı bir araya gelmeli. Bu kayyumcu zihniyete, bu darbeci anlayışa karşı yan yana gelmeliyiz. Ülke şuan yanıyor, ülkede şuan vicdanlar yanıyor. Kürt halkına karşı yapılan bu müdahale tüm ülkenin vicdanını yakmıştır. Sesleniyorum Türkiye’ye; neymiş kardeşim palet davası. Ne paleti? Ülke yanıyor ülke. Gelin bu yangına bir kova suyu da siz dökün. Başka yerlerde başka şeylerin peşinden koşmayın. Şimdi bu yangını hep birlikte söndürme zamanıdır. Türkiye’deki tüm demokrasi güçlerine, sol sosyalist, siyasi parti ve yapılara sesleniyorum; vicdanı olan herkes bu yangını söndürmeye kalksın. Sesinizi çıkartın ve ses verin, omuz verin. Ancak yan yana gelirsek, kayyumdan, tek adam zihniyetinden, AKP-MHP bloğundan kurtulabiliriz. 31 Mart’ta, 23 Haziran’da nasıl yaptıysak yine yapabiliriz.”
Temelli, son olarak her gün, her gece ses çıkarılmasını isteyerek, “Susmadık, susmayacağız. Hakkımız gasp edildi bu hakkı geri alana kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Temelli, yaptığı açıklamanın ardından parti binasına geçti.
KAYNAK: MA