Tekman, bölgede içimi en çok rahatlatan yer oluyor. Genç ve enerjik bir ikili çalışıyor ve halkla ilişkileri iyi görünüyor. Ayrıca önseçim süreci küçük sorunlar yaşansa da halkın arasında iyi bir motivasyona neden olmuş
Ender Öndeş
Ortadoğu coğrafyasında bir yere 10 yıl aradan sonra ikinci kez geliyorsanız, tatsız sürprizlere de hazır olmanız gerekir. Tekman’da da öyle oldu gerçekten. 10 yıl önce, 2014 yerel seçimlerinde röportaj yaptığım ve sonra da BDP’den eşbaşkan olan Şeyh Sait torunlarından Ali Sait Fırat’ın macerası ilginç olmuş doğrusu. Sen tut onca yıl sonra, önce AKP’ye yamanmaya çalış, ardından Saadet’e, o da tutmayınca son durak olarak Yeniden Refah Partisi’nden aday ol! Alıştım artık, buralarda böyle tuhaf şeyler oluyor. Yurtsever hareket epey bir geriletti bu tür anlayışları ama kolay kolay da bitmiyorlar.
Tekman merkezde neredeyse hiç kalamıyorum. Arabadan iner inmez, eşbaşkan adayları ve bütün çalışma kadrosunun Düzyurt köyünde olduğu ve orada kalacağı söylenince tamam diyorum, neresiyse neresi, gidelim bakalım. Pek ‘düz’ bir yer sayılmaz gerçi ama olsun.
Ev kalabalık epey. Kalabalık ve çok canlı. Bir nevi halk meclisi gibi. Tabii ki Kürtçe konuşuluyor ama birçok şeyi yakalıyorum. Yaş ortalaması 60’a yakın ama arada bir sessizlik oluşunca dayılar telefonları çıkarıp instagram, facebook hesaplarına bakıyorlar. Sahte hesaplardan yayılan sahte anketlere gülüyorlar.
Biz arada eşbaşkan adaylarıyla başka bir odaya çekilip röportaj yaptıktan sonra geri geldiğimizde de muhabbet sürüyor.
Önseçim bizi güçlendirdi
Eşbaşkan Adayı Abdurrahman Sever daha önce belediyede bulunmuş biri. Tekman’da halkın partiyi sahiplenmesinin çok güçlü olduğunu anlatıyor, son genel seçimde de yüzde 70’e varan bir oy oranı var. Özellikle adayları halkın belirlemesi kararı ayrı bir heyecan yaratmış. Sever, “Bütün delegelerimiz, şu anda çalışmalarda yer alıyor” diyor. “Benim oy verdiğim kişi seçilemedi diyerek çekip giden oldu mu” sorusuna da, “Başlangıçta kısmen oldu ama giderildi. Dargınlıklar, küskünlükler büyük oranda çözüldü. Gece gündüz bütün arkadaşlarla ev ev dolaşarak herkese dokunmaya çalışıyoruz” diye yanıt veriyor.
‘Tek ayakkabı’ siyaseti
“Tekman istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin en sondan ikinci ilçesidir” diyor Sever, “Şimdiye kadar iktidar partileri tarafından yönetildi, sadece 2014 seçimlerinde kısa süreliğine BDP vardı. O iki yılda partimizin görüşleri doğrultusunda epey bir hizmet yapıldı. Her ne kadar o günlerin belediye başkanı şu anda Yeniden Refah Partisi’nde olsa da ve o çalışmaları kendisine mal etmeye çalışsa da o projeleri üretenlerden biri de ben ve arkadaşlarımızdı.”
2019’daki eşbaşkan KHK’den ihraç edildiği için mazbata ikinci parti olan AKP’ye veriliyor. “Bu büyük tepki oluşturdu ve madem böyle oldu daha büyük bir yanıt vermeliyiz fikri oluştu halkta” diyor Sever.
Yine işler her yerde olduğu gibi şantajla yürüyor Tekman’da. Oy verirsen şöyle, vermezsen böyle! İçerideki tartışmada bir ara epey eski bir belediye başkanından söz ediliyor. Seçimden önce köylülere tek ayakkabı dağıtıp, oy alamadığında ayakkabının öbür tekini vermediği söyleniyor gülerek. AKP tam da böyle çalışıyor. Hatta hiçbir şey vermiyor; sadece tehdit ediyor.
İlçe eskisinden beter
10 yıl önce geldiğimde şehrin jandarmadan başlayıp köprüde biten bir caddeden ibaret olduğunu söylüyorum gülerek; “Şimdi daha da beter oldu” diyor Sever. “Ara sokaklara girilemiyor bile. Öyle bir haldeyiz. Köylerimiz yine aynı şekilde. Birçok köyümüzde altyapı, imar, su ve en önemlisi yol sorunu var. AKP’ye karşı ciddi bir tepki oluşmuş durumda.” “Hep iktidar partileri tarafından yönetildiği için devlet olanaklarıyla istenilse bir Paris olabilirdi” diyor Tekman için ama doğru dürüst köy bile olamamış.
“Elimizde belgeler var” diyor Sever, “Birçok köyde yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilip fatura kesilen işler var. Kendilerine çalışmışlar yani, servetlerine servet katmışlar. ‘Reklam giderleri’ en kolay aklama yöntemi. Bütün kabarık faturaları ‘reklam giderleri’ adı altında yutturuyorlar. Bir de bütün devlet kurumlarına neredeyse her yıl koltuk takımı filan alınıyor belediye bütçesinden. Yeni yapılan karakol binasına koltuk takımı gibi mesela. Para bu şekilde çarçur ediliyor. Belgeleri var. Belediyeyi alınca soruşturma da başlatacağız.
Altyapı ciddi sorun
“2024’teyiz ve hala yolu olmayan köyler var Tekman’da” diyor diğer eşbaşkan adayı Güler Şengül; “Geçen gün gittiğimiz köyde iki aydır çocuklar okula gidememiş, Altyapı yok, köyler çamur içinde, yollar berbat durumda. Hatta bir köye giremedik bile. İlçeye yarım saat mesafede olan köylerde bile hiçbir şey yapılmamış.”
Şengül, “Şu anda en büyük sorun ulaşım ve altyapıda” diyor ve devam ediyor: “İletişim sıkıntısı var çoğu köyde. Su sıkıntıları var. Bu projelere öncelik vereceğiz. Halk bizden öncelikle bunu istiyor. Bir de gençlerin göçü var. Tekman’da çok büyük sorun. Biz de istihdam yaratmak istiyoruz işte bu gençlere. İş alanları yaratmak gibi projeler üstünde çalışıp yapacağız.”
Bağımsız ekonomi için
“Öncelikli olarak yaşam kalitesini düzeltmek lazım” diyor Sever, “Kürt nüfusunun büyük çoğunluğu ideolojik tutum olarak partisine oy veriyor ama hizmet de bekliyor. Halen köylerimizde çatısı olmayan evlerimiz var. Kışın ortasında kilometrelerce ötede hayvanları için su ve ot gibi şeyleri zorlu şartlarda getiriyorlar. Üretime dayalı kooperatifler mutlaka kurulacak, bizim en önemli ilkemiz komünal ekonomidir. Toprağımız bizim öz kaynağımızdır. Doğru temelde işlersek, tarıma ve hayvancılıkta kendi bağımsız ekonomimizi oluşturabiliriz.”
“Genç arkadaşlarımızın kendi topraklarında yaşamlarını sürdürebilmeleri için en önemli şey istihdamdır. Hem köylünün kazanacağı, hem de gençlerin istihdam edilebileceği tesisler düşünüyoruz. İplik ya da yün fabrikası mesela, öncelikli projelerimiz arasında. Burası bir kış memleketi. 7-8 ay kar altındayız. Belki zor ama kış turizmini de düşünüyoruz. Bir de hayvancılık varsa bir süt entegre tesisi kurmak çok önemli. Amacımız Tekman markalı peynirimizi, yoğurdumuzu üretebileceğimiz bir tesisimizin olması.”
Halkla birlikte yapacağız
Sever, devam ediyor anlatmaya: “Köylerdeki ara yollar için parke taşı çok önemli burada. Bunun için ihale filan olmadan parke taşı imalatını kendimiz yapmayı düşünüyoruz. Halkımızı da bu çalışmalara katarak yapacağız bunu. Biz belediyeyi aldığımızda diyeceğiz ki, bu belediye sizindir. Sorumluluğu halka vererek yapacağız. Kendi parke taşımızı üretip köylüyle birlikte çalışarak yapacağız.”
Şengül: “Halka soracağız yani. Amacımız bu. Onların yaşam alanı çünkü orası, onlar karar vermeli.
Sever: “Bu konuda çok iddialıyız. Kendimize ve halkımıza güveniyoruz. Gerçek halkçı belediyecilikte olduğu gibi, halkın her karar mekanizmasında yer aldığı, kadınların kendi alanlarında kendini geliştirdiği, kültür sanatta, eğitimde, her alanda gerçekten halka dayanan bir belediyeciliğin mümkün olduğunu göstermek istiyoruz.”
Beş yıl sonrasına randevu
Gece aralıklarla kar yağmaya devam ediyor. Serhat bölgesinin malum on kiloluk yorganlarının altı güvenli ama camdan bakınca içi ürperiyor insanın. Sabah bütün köy bembeyaz ve kar devam ediyor. Allah sonumuzu hayretsin deyip takılıyorum kervana. Bata çıka köy yollarında yürüyoruz, ev ev broşürler dağıtılıyor. Artık yaşıma pek uygun olmayan bir “karizmayı çizdirmeme” huyum var benim. Üstüne bir de gazetenin itibarı var; “yaşlı adamı göndermişler, dili bir karış sarktı” dedirtmem Tekmanlılara. Beş dakikada bir “yoruldun mu heval” diyenlere, “yok yav, ben alışkınım böyle şeylere” diyorum gülerek. Benim canım memleketim Manisa’da her Allah’ın günü adam boyu kar yağarmış gibi!
Akşamüstü Erzurum yolları… Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ ta ne zaman “Palandöken Tünelini yapacağız” demiş ama biz Palandöken’in tepesinden aşıp gidiyoruz.
Kulağımda hâlâ Tekman adaylarının “Heyecanla çalışıyoruz, daha da güçleneceğiz” sözleri var. Röportaj biterken, “Eh artık ömrüm yeterse 10 yıl sonra bir daha gelirim” diyorum Abrurrahman Sever’e. O da, “yok hocam, uzatma o kadar, beş yıl sonra gel, durumu kendi gözlerinle gör” diyor.
Bu ikiliyi gözüm tuttu benim. Hayırlısı…
Eşbaşkanlık: Herkes alışacak
“Eşbaşkanlık zor burada” diyor Şengül; “Kadınlar daha çok benimsiyor. Erkekler daha tam benimsemedi bu fikri. Parti içinde de var o sıkıntılar. Ama elimizden geleni yapacağız ve herkes bunu kabullenecek, inanıyorum buna.”
Sever de bu konuda umutlu: “5 bin yıldır süren bir sistemin kendisini en çok dayattığı bölgelerden biridir burası. Aslında yaşam kadın etrafında düzenlenen bir şeydir. Ama o 5 bin yıllık eril zihniyet toplumu böyle şekillendirmiş. İktidara karşı boynumuzu eğeriz de evdeki iktidarımızdan vazgeçmeyiz. Şimdi bunu kısmen de olsa kırıyoruz. Eksiklerimiz olsa da elimizden geldiğince eşbaşkanlık sistemini arkadaşlarımıza ve halkımıza anlatmaya çalışıyoruz.”
“Mühür kimde meselesi bu toplumsal yapıda önemli görülüyor ama biz gittiğimiz her yerde açıkça diyoruz ki, resmiyet sadece devlete karşıdır, bizim hukukumuz ise farklıdır. İkimiz de aynı konumdayız şu anda. Bunu halka da anlatmaya çalışıyoruz.
Taşkesen: ‘Verimli’ bir köy
Tekman’a doğru gelirken Taşkesen köyünün içinden geçiyoruz ve arabayı kullanan arkadaş, köyün macerasını biraz anlatıyor ve ben de suç örgütü lideri Sedat Peker’in “rüşvet ağı” iddialarını hatırlıyorum. Peker, o günlerde eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve kardeşi Zehra Taşkesenlioğlu için rüşvet iddiaları dillendirmişti. Konunun hukuksal sonucunu bilmiyorum ama Taşkesenlioğlu ailesinin bürokrasideki ağırlığı hafife alınacak gibi değil. Aile tek başına bir ‘kamu kurumu’ gibi adeta. Ali Fuat Taşkesenlioğlu mesela, 2014-2017 arasında Halkbank Genel Müdürü ve sonradan da 2018’de SPK başkanı. Kalabalık olan aile Erzurum’da ve Türkiye’de birçok yerde etkin görünüyor. Eski TEDAŞ Erzurum bölge müdürü de aynı aileden örneğin ve Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde, Atatürk Üniversitesi’nde, Erzurum Gençlik ve Spor il Müdürlüğü’nde ve daha birçok yerde aynı soyadını görmek mümkün. İlginç olan ise adeta ‘devlet gibi’ olan köyde DEM partinin ciddi bir potansiyelinin olması. Bu seçimdeki eşbaşkan adaylarından Gülen Şengül de Taşkesen köyünden mesela.
AKP’li olunca kanun iptal!
Köyde ev ev gezilirken hiç yanımdan ayrılmayanlardan biri Müzahit Karakuş. 2019’da HDP’dan seçilen Tekman Belediyesi Eşbaşkanı. Onun başına da Bağlar’da olan gelmiş. KHK’li diye mazbata verilmemiş ve hukuksuz biçimde başkanlık ikinci olan AKP’li Mustafa Ergin’e verilmiş. AKP bunun için az çaba göstermemiş doğrusu ve tabii ki işin başında milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu var.
Müzahir arada başka bir olay anlatıyor yalnız, o çok ilginç. Horasan’ın AKP’li Belediye Başkanı Abdulkadir Aydın, bir davadan dolayı aldığı 9 yıl cezanın Yargıtay tarafından onanması sonrası Eylül 2020’de tutuklanıyor. Sonra nedendir bilinmez tahliye oluyor ama Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı, 9 yıla hükümlü Aydın’ın belediye başkanlığını devam ettirmesinde bir sakınca görmüyor ve başkanlığı sürüyor. Ta ki, 2023’te yeni bir yolsuzluk dosyasından ötürü oğlu ve yeğeninin gözaltına alınmasına kadar. Artık bardak dolup taşmış olmalı ki AKP Genel Merkezi istifasını istiyor ve belediye başkanlığı ancak o zaman bitiyor. Böylece AKP kanunlarının bir örneği görülmüş oluyor.
Alçaklığın böylesi…
AKP’ye oy vermeyen köylerde engelli raporlarının iptali, bölgede sık rastlanan bir durum. Boynuma sarılarak her fotoğraf karesine giren sevgili Barış da onlardan biri. Babası, iptal edilen raporu yeniden alabilmek için ta Ankara’lara kadar gitmek zorunda kalmış. Bir seçim uğruna bu kadarının yapılacağını insan düşünemiyor ama yapıyorlar işte.