İÇERİDEN
Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Hasan Şahingöz, 13 Eylül 2021 tarihli mektubunda -özetle- şöyle diyor: “Aslında bu yılın başından itibaren normal mektuplarımızın adreslerine ulaşmaması gibi bir problemle karşı karşıya kaldık. Benim gördüğüm-hissettiğim kadarıyla PTT normal mektupların dağıtımını bu yılın başından itibaren fiilen durdurdu. Zira en azından benim gönderdiğim hiçbir normal mektup (aileme gönderdiklerim bile) adresine ulaşmadı. Bana da bu bir-iki istisna dışında aylarca normal mektup gelmedi. Bu yüzden uzun süredir mektuplarımı normal değil, taahhütlü gönderiyorum.
Bizim cephede ne var? Aslını ararsan, iki şey dışında hiçbir değişiklik yok. Dışarısı tamamen normale dönmesine rağmen, karantina uygulamaları-tedbirleri sıkı bir şekilde bizim burada yani hapishanelerde, hayata geçirilmeye devam ediyor. Açık görüş, sohbet, kütüphane halen yok. Halen spora (ayda bir kez) iki kişi çıkarılmaya devam ediyoruz. Blok gardiyanları, halen sayımlarda içeri girmiyorlar ve halen bir hafta hapishanede kalmaya, burada-açık görüş yerlerinde yatıp kalkmaya devam ediyorlar. Normale ne zaman dönüleceği ise, halen belli değil. Karantina adı altında, hiçbir gevşeme olmadan, tam yoğun bir tecrit altında tutulmaya devam ediyoruz. İki kez Sinovac aşılarımızı olmamıza rağmen…
Biliyorsunuz, bir genelgeyle adımıza postayla gelen dergi ve gazetelerin tarafımıza verilmesi yasaklanmış; bizler için okumak istediğimiz süreli-süresiz yayınları, idare aracılığıyla parayla bayiden satın alma zorunluluğu getirilmişti. Bunun üzerine mahkemelere itirazda bulunmuştuk. Bu itirazımız üzerine, buranın ağır ceza mahkemesi, parasını ödememiz, abone olmamız koşuluyla adımıza gönderilen yayınların bize verilmesine hükmetti. Bunun üzerine, parasını ödediğimiz-abone olduğumuz dergileri, postayla gönderildiğinde almaya başladık.
Yeni Yaşam gazetesini halen alamıyoruz ama ısrarlarımız üzerine nihayet Tele 1 değilse bile, Halk TV verilmeye başlandı. Bir aydır Halk TV izleyebiliyoruz. Geçen yıl bir avukat arkadaş, Yeni Yaşam için AİHM’e başvurduklarını söylemişti ama henüz bir gelişme yok. Bense okumaya, yazmaya devam ediyorum. Bu yılın başında “Felsefe Nedir, Ne Değildir” diye bir kitap yazmıştım. Bir yayınevi ile görüşüp, anlaştık. Ekim-Kasım gibi kitap yayınlanacak deniliyor, bekliyorum. Bir de “Komünizm Nedir, Ne Değildir” diye bir çalışma yapıp dışarıya göndermiştim. Felsefe kitabının ardından, onu da yayınlatmaya çalışacağım.
Ümüş Eylül, kesintisiz bir şekilde, internet üzerinden yayın hayatını sürdürüyor. Ama pandemi başladığından beri, takipçi sayısında gözle görülür bir düşüş var. Takipçi-okur sayısını artırmaya uğraşıyorum ama henüz başaramadım. Elbette bunda OHAL ve devam etmekte olan OHAL uygulamalarının büyük etkisi de oldu. Dergiyi çoğaltıp, basıp hapishanelere gönderemeyince diğer hapishanelerden, arkadaşlardan gelen ürün sayısı yok denecek kadar azaldı. Haliyle derginin içeriği zayıfladı. Ürünlerdeki yani yazılar ve çizimlerdeki çeşitlilik, çok seslilik inanılmaz azaldı. Neyse, umutsuz değilim. Karamsar değilim. Neler geldi, geçti. Bugünler de, bugünlerdeki karanlık da gelir, geçer.”
* * *
Yine Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Adnan Öztel, içeride 20 yılı aşmış bulunan hasta tutsaklardan biri. 19 Eylül 2021 tarihli faks mesajında şöyle diyor: “Yaz aylarım karantina geçti. Hastalıklarım nedeniyle sık sık hastaneye gittim. Şu anda yine karantinadayım. Sanırım kışı da karantinada geçireceğim.
Gözümün durumu iyi değil. Yeni bir tedaviye geçme kararı aldı doktorlar. Gözüme iğne yapılacak. Sonra da gereken tedaviye başlanacak. Raporların hazırlanmasını bekliyorum. Bu ilaçlar onay gerektiriyor. Gözdeki ödemi gidermek için yaptıkları yeterli olmadı. Görme kaybı ilerledi. Neyse ki, şimdilik okuyup yazabiliyorum. Ayrıca bel ve boyun fıtığı için fizik tedavi, diş tedavi sevkleri pandeminin başından beri ertelendi. Başka sağlık sorunlarım da var ama kısaca durumun budur.
* * *
İçeride 26 yılını devirip, 27. yılına giren M. Nesih Sarıkaya bizim 1 Eylül Barış Günümüzü kutlamış. 30 Ağustos 2021 günü gönderdiği kartı yeni alabildiğimiz için biraz geç olacak ama biz de onun Dünya Barış Günü’nü kutluyor ve 30 yılı doldurmasına gerek kalmadan tahliye olabilmesini diliyoruz. Erken bir seçim olması ve beklendiği gibi iktidarın değişmesi halinde, herhalde siyasileri de kapsayan bir af yasası çıkarılacaktır. Ülkeye huzur ancak içeridekilerle barışmakla gelebilir çünkü.
* * *
Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Ramazan Vural, gönderdiği 9 Eylül 2021 tarihli kartında şöyle diyor: “En başından beri Mehmet Ali Çelebi’nin yanında refakatçi olarak bulunuyordum. Tahliye olduğu gün gelip, benden eşyalarını istediklerinde çok mutlu olmuştuk. Maalesef yıldızlaştığı haberini alınca çok üzüldük. Tüm dostların ve halkımızın başı sağolsun!”
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Ramazan Vural – Bolu F Tipi Cezaevi
Gökhan Aygün – Diyarbakır 3 nolu T Tipi Cezaevi
M. Nesih Sarıkaya – Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi
Adnan Öztel – Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi
Hasan Şahingöz – Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi
İbrahim Tekin – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Bu karikatür, 28 Mart 2019 günü yazılan ama bana gönderilmek üzere idare tarafından 8 Eylül 2021 günü postaya verilen bir zarfın içinden çıktı. Yani önceki açlık grevi döneminde yazılmış bir mektup, iki yıl sonra bana ulaşabildi!