Türkiye cezaevlerinde devletin tutuklulara karşı bir savaş açtığını kaydeden HDP İnsan Hakları Komisyonu üyesi ve Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, sorunun çözümün PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin son bulmasıyla sağlanacağını söyledi
Ağırlaştırılmış tecridin işkence olarak karşılık bulduğu cezaevlerinde bu hafta da birçok vaka yaşandı. Çok sayıda cezaevinde tutsaklara yönelik işkence politikası sürerken, Silivri 5 Nolu Cezaevi’nde tutukluların intihara sürüklenmesi sonucu Ferhan Yılmaz katledildi. Buna karşı kimi cezaevlerinde uyarı amacıyla açlık grevleri gerçekleştirilirken, Hakların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde oluşturulan bir heyet de cezaevlerine ziyaretler gerçekleştirerek, yaşanan sorunlar için çözüm arayışında. HDP’li heyet, 13 ve 14 Mart’ta Iğdır S Tipi, Van Yüksek Güvenlikli cezaevlerinin yönetimleriyle görüşme gerçekleştirirken, Patnos L Tipi Cezaevi yönetimi ise görüşme talebini reddetti. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) üyelerinin de aralarında bulunduğu heyet içinde yer alan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, temaslarına dair Jinnews’e değerlendirmelerde bulundu.
En büyük sorun hasta tutuklular
Ülkede birçok alanda olduğu gibi cezaevlerinde de ağır sorunların yaşandığını söyleyen Kurtulan, tutsakların en ufak haklarının karşılanması konusunda dahi ağır bedeller ödemek zorunda kaldığını kaydetti. Fatma, “Yani mektuplaşmadan tutun, iletişim, aile ziyaretleri, koğuş arkadaşlarını seçme, kalmak istedikleri cezaevlerini tercih edebilme gibi birçok hakları konusunda cezaevi idareleri büyük sorunlar çıkarıyor. En büyük sorunlardan biri hasta tutukluların durumu. Hasta tutukluların durumuna dair aileler çok tedirgin. Çünkü artık tutsakların tabutları cezaevlerinden çıkmakta. Saldırılar sonucu insanların artık intiharla karşı karşıya kaldığını görüyoruz” dedi.
Tutuklular işkence altında
Cezaevi idarelerinin, tutukluların cezaevinde daha fazla kalmaları için büyük bir çaba sarf ettiğine işaret eden Kurutulan, “Yine kelepçeli muayeneler devam ediyor. Tutukluların bu uygulamaları reddettiklerini bildikleri halde zor koşullarda tedavi haklarını kullandıklarında, hastaneye gittiklerinde de tedavi olmadan cezaevlerine geri getiriliyor. Bu da tutuklunun tedavi olmaması için ısrarla yaptıkları bir yöntem gibi görünüyor. Çıplak arama bir yöntem olarak uygulanmaya başlanmış. İşkenceyi gerekçe olarak ellerinde tutuyorlar. Yine ailelerinden çok çok uzakta, tutsaklar her gün sürgünü yaşıyorlar. Tutsağın yakın bir yere getirilmesi talepleri karşılanmıyor. Her alanda tutukluların bir hak gaspına uğradığını görüyoruz. Şu an devlet tutuklularla bir savaş halinde, tutuklular işkence altında” diye konuştu.
İşkence ortada
İşkenceyle katledilen tutukluyu cezaevi yetkililerinin “normal ölüm” olarak göstermeye çalıştığının altını çizen Kurtulan, “Ancak çeşitli basın, yayın kuruluşlarından cezaevinde yaşamını yitirenlerin hastane ve defin işlemleri sırasında maruz kaldıkları işkence görüntüleri yoğun bakım servisinde de yansıdı. Bunu Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nde gördük. Ferhan Yılmaz’ın bariz işkence ile yaşamını yitirdiği ortadaydı” ifadelerini kullandı.
Tüm bunlar tecritle bağlantılı
Tüm yaşanan sorunların sebebi olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride işaret eden Fatma, “Devletin mutlak tecrit politikaları ile barışa kapılarını kapattı. Adalete kapılarını kapattı. Yargının bağımsız olmaması, Meclis’in daha etkili olmaması, daha güçlü bir parlamenter sistemin yetkilerinin işlevsiz hale gelmesinin temellerine baktığımızda hepsinin nedeni barışa, adalete, demokrasiye sırtını dönüyor olmasıdır. Devlet bunu hangi kanallarla yaptı. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi yoğunlaştırdılar, bir nebze de olsa kurulan barış masasını tersine çevirdiler. Bir anda Türkiye kendini yeniden çok kanlı bir savaşın içerisinde buldu. Kadın katliamları, işçi ölümleri arttı. Her gün her alana dair yargının bağımsızlığından hiç kimse söz edemiyor artık. Adalete olan inançsızlık had safhada. Ekonomik krizden kaynaklı, açlık sınırı artıyor. İşsizlik oranı artıyor, yoksulluk oranı artıyor. Hepsinden önemlisi Türkiye’nin demokrasiye sırtını dönerek, savaşa sarılıyor olması, kendi ihtiyaçları doğrultusunda adaletsizlik üzerine inşa edilerek yürütüyorlar. Tüm bunların nedenini Sayın Öcalan üzerindeki tecritte aramak lazım” dedi.
Çözüm Öcalan ile görüşmede
Ülkede yaşanan sorunların çözümüne dair Kurutulan, şöyle konuştu: “İktidar ülkedeki ekonomik krizin, ihlallerin, yoksulluğun, giderilmesi isteniyorsa, başında savaşı durduracak, demokratikleşmesi için kafa yoracaktır. Çözümü nedir; önce tecridi kaldırması gerekir. Tecrit kaldırılmadığı sürece Türkiye’de kimse bir seçim vaadi olarak hiçbir şeyi halkın önüne koymasın. Çünkü ayakları havada kalacaktır. Mümkün değil. Savaş, hak ihlalleri, Kürt’ün yaşadığı dram, bu giderilmediği sürece; Türkiye’nin bir tarafı sefalet içerisinde kalacak, diğer taraf da sefasını çekecek. Böyle bir dünya yok. Onun için demokrasiyi isteyelim, demokrasiyi talep edelim ve demokrasi mücadelesini daha da güçlendirelim. Bunun da yolu Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü, mutlaka Sayın Öcalan ile görüşmelerin sağlanmasıyla mümkündür.”
HABER MERKEZİ