Nusaybin Davası’nda mahkeme heyetinin verdiği tefrik kararını yorumlayan dosya avukatlarından Erdal Kuzu, tutukluların yaşadıkları mağduriyetin daha da büyüyeceğine dikkat çekerek “Hukuksal bir dayanağı yok” dedi.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016 tarihinde tahliye edildikten sonra tutuklanan 53 kişi hakkında açılan davanın 6’ncı duruşması dün Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, “yer yetersizliği” gerekçesiyle ailelerin salona alınmamasına tepki gösteren tutuklular, ortak bir tavırla savunma yapmayacaklarını belirtti. Bunun üzerine duruşmaya uzun bir ara veren mahkeme heyeti, dosya hakkında tefrik kararı vererek, “Mademki ‘aileler alınmıyor, adil yargılama hakkinin ihlali, askerler var, adil yargılama hakkı ihlali’ diyorsunuz, biz de sizinle aynı fikirdeyiz. Bu nedenle dosyanın her kişi yönünden ayrı ayrı tefrikine” sözlerini sarf etti.
Avukatlar, mahkemenin kararıını “hukuki refleksin dışına çıkmak” şeklinde yorumlarken, bir gurup avukat tarafından mahkeme heyeti hakkında “görevi kötüye kullanma ve sahtecilik” iddiaları ile suç duyurusunda bulunuldu.
‘Hukuksal dayanağı yok’
Mahkemenin verdiği karar hakkında Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan dosya avukatlarından Erdal Kuzu, yargılanan tüm isimlerin davasının birbirinden ayrılmadan görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Av. Kuzu, toplu bir yargılama olduğu için ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi açısından tüm sanıkların bir arada yargılamansına vurgu yaparak, ”Mahkeme böyle bir karara nasıl ve neden vardı çok anlamış değiliz. Nihayetinde sadece duruşmanın aleniyeti gereği, duruşmayı aileler de takip etmek istediler. Sadece bu itirazdan yola çıkıp, dosyanın tüm sanıklar açısından ayrı ayrı tefrik edilip, ayrı ayrı yargılamaya tabi tutulmasının hukuksal bir dayanağının olmadığını düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘Mağduriyetleri büyütecek’
Kararla birlikte, “adil yargılama ilkelerine uyulmadığı” sonucu çıktığını belirten Kuzu, kararın tutuklular açısından doğuracağı sonuç hakkında ise, “Bu şekilde bir yargılama yapılması mümkün müdür ya da bu yargılama yapılırsa evrensel hukuk kurallarına uygun bir yargılama mı olacak? Sanık hakları burada korunacak mı ya da sanık lehine bir yargılama yapılacak mıdır? Bu tartışmalı hale geldi. Ama görünen o ki; bu yargılama ile Nusaybin’de neler yaşandığı sonucuna ulaşılmayacak. Bu sadece bir öteleme anlamına geliyor. Tutuklular açısından da yargılamanın uzaması anlamına geliyor. Dosya belli bir noktaya gelmişti. Yargılananlar da tutuklu. Orantı sınırını aşan bir tutuklama tedbiri ile karşı karşıya kalacaklar. Bu mağduriyetin daha da büyümesine yol açacak. Bu açıdan bakıldığında bu kararın hukuksal bir dayanağının olduğunu düşünmüyoruz. Her halükarda bu tür yargılamalardaki tipik hukuksuzluğun bir örneği olarak algılıyoruz.”
Kuzu, biz üst mahkemeye itirazda bulunacaklarını aktardı.