Müzik emekçileri, kısıtlamalara dair “Müzik mi virüsü bulaştırıyor? Tedbirler alınsın, müzik serbest olsun” talebinde bulunurken, Müzik Sen, sendikalaşmanın ve güvenceli çalışmanın önemine dikkati çekti
Koronavirüs salgın süresince ekonomik ve sosyal açıdan etkilenen sektörlerden biri müzik ve sahne sanatı çalışanları oldu. İçişleri Bakanlığı’nın 8 Eylül tarihli genelgesiyle eğlence mekanlarında saat 24.00 sonrasında canlı veya banttan müzik yayınlanması yasaklaması müzik emekçileri tarafından tepkiyle karşılandı. Müzisyenler, salgınla birlikte işsizlik sorunuyla karşı karşıya. Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası (Müzik-sen) Genel Başkanı İpek Koçyiğit, sendikalaşmanın önemine vurgu yaparken, Müzik- Sen Sosyal Güvenlik Danışmanı Ufuk Ünek de güvenceli çalışma talebinde bulundu.
Siyasi kısıtlama
Salgın süresince 100’e yakın intihar vakasının yaşandığını ve müzisyenlerin ekonomik sıkıntılardan kaynaklı enstrümanlarını sattığını belirten Koçyiğit, “Bu süreçte unutulduk ama biz unutulmak istemiyoruz. Son 20 senedir sosyal ve ekonomik anlamda izlenen politikalar nedeniyle zor günler geçiriyoruz. Getirilen bu kısıtlamayı siyasal alanda yaşanan muhafazakâr yapılanmanın sonucu olarak görüyorum. Devlet müzik ve eğlence sektöründen çok büyük vergiler elde ediyor. Bu kısıtlamalar sadece müzik emekçilerini etkilemiyor aynı zamanda işletmede çalışan diğer temizlik, garson, dans emekçilerini de etkiliyor” vurgusu yaptı.
Sendikalaşmak şart
Sendikalaşmanın önemine değinen Koçyiğit, “Bir çatı altında haklarımızı savunabiliriz. Sendikalaşmak, örgütlenmek bizim savunma mekanizmamızı geliştiriyor. Sendikal olarak güçlü bir şekilde sesimizi duyurabiliriz. Müzik dediğimiz zaman bir mutfak anlamalıyız. Arka mutfaktaki emekçinin adı geçmiyor. Bizim savaşını verdiğimiz kolda bu yöne yönelik biz onların haklarını korumak için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Borçlanma yasası
Müzik-Sen Sosyal Güvenlik Danışmanı Ufuk Ünek, müzik emekçilerinin güvencesiz çalıştırılma sorunun Cumhuriyet’ten beridir kanayan yara olduğunu dile getirdi. Ünek, 94 yılında “sanatçı borçlanması” yasa teklifini sunduklarını fakat 26 yıldır hiçbir yetkilinin ilgi alanına girmediğini hatırlatarak, şunları söyledi: “4 kez bu yasa geçti fakat hep sorunlar çıktı. Devletin olağanüstü denetimsizliğinden kaynaklı müzik işçilerinin sigortaları yatırılmadı ve kayıt dışı çalışmaya zorlandı. Bu nedenle bizim müzik emekçileri olarak tek istediğimiz bu sanatçı borçlanma yasasının çıkması.”
‘Meslek kabul edilsin’
35 yıldır müzikle geçimini sağlayan Ali Abacı, intihar ve enstrüman satma olaylarının ortadan kalkması için bir an önce müzik emekçilerinin sesinin duyulmasını istedi. Abacı, “Devletten bir yardım göremedik. Maske bile gönderemedi. Müzik insanları birleştirir, ayrıştırmaz. Fakat maalesef bugün ülkemizi yönetenler sanatın her türlü dalına pozitif bakmıyor. Bizim mesleğimiz müzik. İşimizin meslek olarak kabul edilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
‘Müzik serbest olsun’
Yaklaşık 22 yıldır bateri çalan ve 10 yıldır da bateri eğitimi veren Eser Şahin de gelirlerinin ders başı olduğunu fakat 3 ay boyunca ücret alamadığını ifade etti. Şahin, “İnsanlar mekanlarda oturmaya devam ediyor ama müzik yok. Müzik mi virüsü bulaştırıyor? Bulaşma riskinin saatle ve müzikle ne ilgisi var? Müzik ruhun gıdasıdır, biz de müziğimizle insanları rahatlatmak istiyoruz. Gerekli tedbirler alınsın müzik serbest olsun” dedi.
‘Çöküntüye uğradık’
25 senedir müzikle uğraşan Savaş Gençavcı da “Cebimizde para yok, devlet de yardım etmiyor. Arkadaşlarımız su ve telefon faturalarımızı yatırdı. Çöküntüye uğradık. Bu ülkede yok sayılıyoruz. Yarım yevmiyeyle çalışmaya başladık ama bu kısıtlama bize çok saçma geldi. Biz şarkıyı bitirsek bile insanlar söylemeye devam ediyor” dedi.