Bir senede 60 kilo veren 4 evre kanser hastası Ehettin Kaynar’ın infazı ATK kararıyla sadece 6 ay ertelendi. Kaynar’ın oğlu Alihan Kaynar ‘Babamın durumunda birçok insan var’ diyerek tüm hasta tutuluların serbest bırakılması çağrısında bulundu
Adalet Komisyonu’nda yer aldıkları gerekçesi ile hakkında müebbet hapis cezası verilen 9 kişiden biri olan Ehettin Kaynar, cezaevinde yakalandığı kanser hastalığı sonrası cezası 6 ay ertelenerek tahliye edildi. “Adalet Komisyonunda” yer aldıkları iddiasıyla 2015 yılında Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce haklarında dava açılan 13 kişiden Kerim Boran (78), Mehmet Çelik (75), Ferzende Elbi (73), Ehettin Kaynar (73), Abdülmecit Kaya (72) ve Abdullah Ateş’le (71) birlikte 9 kişiye, “örgüt üyeliği”, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” iddiasıyla ayrı ayrı müebbet hapis cezası verildi. Tutuksuz yargılanan Ehettin Kaynar, 2 Nisan 2021 tarihinde tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Kanser olduğunu öğrendi
Tutuklu Kaynar, Mayıs 2022’de Edirne Cezaevi’nden Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Cezaevinde sağlık durumu her geçen gün ağırlaşan Kaynar, ailesinin girişimleri sonucu tedavi için 27 Temmuz’da Ankara Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji bölümüne sevk edildi. Hastanede yapılan tetkikler sonucu Kaynar’ın 4’üncü evre kanser olduğu öğrenildi. Kaynar, Yıldırım Beyazıt Hastanesi’nde ki tetkiklerin ardından Sincan Kampüs Cezaevi içerisinde bulunan hastaneye sevk edildi.
ATK’ye sevki istendi
Kanser teşhisi sonrası hastane heyeti tarafından hazırlanan rapor, Kaynar’ın tahliyesi talebiyle İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderildi. ATK, rapor sonucunda Kaynar’ın İstanbul ATK’ye sevkini istedi. Ancak hastane, Kaynar’ın İstanbul ATK’ye gönderilemeyecek kadar durumunun ağır olduğu cevabını verdi. Bunun üzerine ATK, yeniden bir heyet raporunun hazırlanması istedi. Yıldırım Beyazıt Hastanesi’nde tekrardan tetkikler yapılarak, 2’nci bir heyet raporu hazırlandı ve ATK’ye gönderildi.
Cezası 6 ay ertelendi
Gönderilen ikinci rapor ile ATK 3’üncü İhtisas Kurulu, “Kaynar metastatik hepatosellüler karsinom tanısı ile genel durumu orta-kötü şekilde hastanede tedavi gördüğü bildirilmekle, halihazırda; hastane şartlarında takip ve tedavisine devam edilmesi gerektiği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanunun 16/2 maddesi kapsamında değerlendirildiğinde 6 ay süre ile cezasının infazının tehirinin uygun olduğu, tehir süresinin bitiminde tedaviye cevabı, hastalığının son durumu, hastalığının survişi ile ilgili ayrıntı bilgileri içeren onkoloji raporu ve yeni çekilecek PET-CT tetkik sonucunun gönderilmesi sonrasında sorulan hususlar hakkında yeniden değerlendirileceği oy birliği ile karar verildi.” Karar sonrası Kaynar, 2 Eylül’de cezaevinden çıktı.
Kaynar’ın hastalıkları ve tahliye sürecine dair konuşan oğlu Alihan Kaynar, hasta tutukluların tahliye edilmemesine tepki gösterdi.
Cezaevinde 60 kilo verdi
Mahkemenin 2 Nisan 2021’de verdiği müebbet hapis cezası sonrası babasının tutuklandığını ifade eden Kaynar, “Babam burada sözü geçen bir kanaat önderi, sevilen sayılan bir büyük insandır. Iğdır’da sözü geçen diğer insanlarla birlikte çıkan kavgalarda, barış ve uzlaşma gibi öncülük yapıp insanları birbirleriyle uzlaştırıp insanlara yardım etmiştir. Şuana kadar adli bir suçu olmamış, çok temiz sevilen insan. Mahkeme, bu nedenle babama müebbet hapis cezası verdi ama baktığınızda içi boş yargılama. İlk 2015 yılında tutuklanmıştı. Daha sonra cezaevinden tahliye edildi. Tutuksuz yargılandı ve 2021’de mahkeme sonuçlandı, aynı yargılanmadan 9 kişiye müebbet hapis cezası verildi. Babam kendini iyiliğe adayan ve hiç kimseye haksızlık yapmamıştır. Bize öğrettiklerine baktığımda hiçbir zaman insanların hakkını yememeyi ve kötülük yapmamayı gösteren biridir. 130 kilo ile cezaevine girdi, şuan 70 kilo. Dördüncü evre kanser, karaciğer kanseri (Metastaz). Vücudunun hepsine yayılmış durumda” şeklinde konuştu.
Cezaevinde kansere yakalandı
Babasının cezaevine girdiğinde sadece şeker hastalığı olduğunu kaydeden Kaynar, “Şeker hastalığından kaynaklı sürekli zaten hastaneye gider ve tedavi olurdu, tetkiklerini yapardı. İç organlarından herhangi bir hastalık yoktu. Daha sonra cezaevine girdiğinde bu hastalık ortaya çıkmaya başladı. Cezaevinde de bizi arayıp rahatsızlıklarını söylüyordu. Cezaevi yönetimi ile doktorların kendisi ile ilgilenmediği belirtiyordu. Bizde cezaevinin tedaviyi yapacağını düşünüyorduk ve rahatsızlığın bu kadar ciddi olduğunu tahmin edemedik. Bu son Kurban Bayramı’nda bizler ziyaretine gittik ve çok zayıfladığını gördük. Bunun üzerine tedavi edilmesi için Karabük nöbetçi savcılığına giderek durumu anlattık. Babamın yemeden içmeden kesildiğini, yediği şeyleri kustuğunu, çok zayıfladığını ve cezaevi yönetiminin kendisini tedavi etmediğini aktardık. Savcı, ilgileneceklerini söyledi. Bunun üzerine bizler tekrardan memlekete döndük. Biz döndükten sonra babamı sadece bir kez hastaneye götürmüşler ve sadece bir serum takıp tekrar cezaevine göndermişler” dedi.
Tedavi olamayacak aşamaya geldi
Babasının durumunun her geçen gün daha da ağırlaştığını, sağlık durumunun dayanılmaz hale gelmesine rağmen hastaneye sevk edilmediğini aktaran Kaynar, “Biziler beklemede kaldık ve günü gelince herhalde tekrar hastaneye götürülür diye düşündük. Bir hafta sonra telefon günü gelince kendisi bizi aramadı, koğuş arkadaşı bizi aradı. Babamın durumunun ağır olduğu, dört gündür bir şey yemediğini artık konuşamaz ve yürüyemez hale geldiğini söyledi. Bizler bunun üzerine Adalet Bakanlığına dilekçeler verdik, CİMER’e ve milletvekilleri üzerinden bir şeyler yapmaya çalıştık. Babamın cezaevinde ölmemesi için başvuruda bulunabileceğimiz herkesi aradık dilekçe yazdık. Tüm girişimlerimiz sonucunda babam Ankara Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji bölümüne getirildi. Orada tetkikleri yapıldı. Daha sonra Sincan Cezaevi Kampüsü içerisinde yer alan hastaneye götürüldü. Tetkikler sonrası orada bekletiliyordu. Kemoterapi görüyordu. Çıkan tetkikler sonucu, babamın 4’üncü evre kanser olduğunu öğrendik. Hastalık öyle bir duruma gelmiş ki artık vücudunu sarmış durumda. Bundan sonra tedavisi olmayacak aşamaya gelmiş” diye belirtti.
‘Hasta tutuklular serbest bırakılsın’
Hasta tutukluların cezaevinde yaşayamadığını kaydeden Kaynar, “Bu insanlara yazıktır. Bu insanlar kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Babam kendisi kalkıp lavaboya gidemiyordu. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz olan, mama ile beslenen bir insan nasıl cezaevinde kalabilir? Buna benzer bir sürü insan var. Büyük dram ve acılar yaşanıyor. İnsanlar perişan oluyor. Bu insanlar bu haldeyken ne yapabilir ki? Bu intikam duygusu bu acımasızlık nedir? En azından bu duruma gelen bir insanı ev hapsine ya da cezasının ertelenmesine karar verilebilir. Sayılı günleri varsa, günlerini ailesi ile geçirebilir. Bu insanlara bu kadar sıkıntı yaşatılmasına gerek yok” diyerek tepki gösterdi.
‘Cezaevlerinde çürüyorlar’
Kaynar’ın eşi Seyran Kaynar ise, “Cezaevine gittiğinde kendindeydi. Gitti geldi bu hale geldi. 70 yaşındaydı girdi cezaevine, o zaman iriydi şimdi ise, ağzına bir yudum su gitmiyor. Kötü duruma düştü, ondan sonra bize verdiler. Bu büyük bir zülümdür. Hasta tutuklular serbest bırakılsın, insanlar ölmesin, barış olsun. Yıllardır bu zulmü yaşıyoruz, talebimiz barıştır. Yazık bu gençlerimize, cezaevlerinde çürüyorlar” diye konuştu.
Cengiz Özbasar/MA