İçeriden / Hüseyin Aykol
Geçen yıl Elbistan E Tipi Cezaevi’nden Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edilenlerden Adil Abi, 6 Mart 2023 tarihli mektubunda duygularını uzunca bir şiirle dile getirdikten sonra şöyle diyor: “Sizi ve yanınızda bulunan tüm emekçi arkadaşlarımızın 8 Mart ve Newroz’unuzu kutluyoruz. Özgür Gündem ve benzeri gazeteleri okuyabilirken, sizden haber alabiliyorduk. Ama şu an tecritteyiz ve dünyadaki gelişmelerden kopuk durumdayız; çünkü sadece havuz medyasını izleyebiliyoruz. Burada genel anlamda iyiyiz; ancak tekli hücrelerde tutuluyoruz. Böylesine yoğun bir tecrit altında tutulsak da, duygu ve düşünce olarak halkların ortak değerleriyle yaşıyor ve hayal kuruyoruz. Zamanımızın çoğu okuyarak ve bir şeyler yazmaya çalışarak geçiyor.”
Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Cezaevi’nde bulunan Cindi Keskin, 6 Mart 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ben 11 yıldır cezaevindeyim. İki dosyadan toplam 15 yıl hapis cezası aldım. Bu cezalar onaylanmış durumda. Daha önce de 1 yıl yatmışlığım olduğu için 26 Eylül 2022 günü tahliye olmam gerekiyordu. Ancak 2014-2015 yıllarında bir başka cezaevinde aldığım hücre cezaları gerekçe gösterilerek tahliyeme bir ay kala infazım yakıldı. Bunun üzerine önce İnfaz Hakimliği’ne, sonra da Ağır Ceza Mahkemesi’ne gerekli itirazlarımı yaptım; ancak itirazlarım reddedildi.
Son olarak, bana yapılan haksızlığın giderilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundum. Benim durumumla ilgili elimde herhangi bir emsal karar olmadığı için epey zorlanıyorum. Benimle aynı durumu yaşayan çok sayıda arkadaşlarımızın olduğunu biliyorum. Acaba bu aşamada hukuksal anlamda neler yapabilirim? Bu konuda bana ulaştırabileceğiniz herhangi bir emsal karar var mı? Ya da beni bu konuda aydınlatabilecek herhangi bir adresi bana önerebilir misiniz?”
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, 5 Mart 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Talat Şanlı, Akil Nergüz, Taner Korkmaz, Mecit Şahinkaya, Yusuf Kenan Dinçer ve Murat Kaymaz ağırlaştırılmış müebbet değil ama 75 aydır tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar. Üstelik söz konusu kişilerin ciddi hastalıkları var. Kitap ve yayınlara erişim sorunumuz sürüyor. Pandemi öncesi haftada 3 saat olarak yapılan sohbetin 10 saate çıkarılması görüşmeleri sürerken, pandemi sonrası -28 Kasım 2022 itibariyle- 1.5 saat olarak başlatıldı. Şubat ayından itibaren bu süre 2.5 saate çıkarılmış bulunuyor.
Deprem sonrası ailelerimizden haber alabilmemiz için 3 dakika telefon görüşmesi yaptırıldı ama ikinci deprem sonrası bu da yaptırılmadı. Afet nedeniyle haftada 10 dakika görüşme hakkımız sürenin ve sayının artırılması talebimize cevap bile verilmedi. Deprem nedeniyle kan bağışı yapma talebimiz de cevapsız bırakıldı. İdare deprem için Kuran dağıtıp, hatim indirmekle yetindi. Tele 1, Halk TV gibi haber kanallarını izleme talebimiz bir türlü karşılanmıyor. Basın ilan kurumundan ilan alamıyor diye, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerini okuyamıyoruz. Birçok cezaevinde 1.5 saat olarak yapılan açık ve kapalı görüşleri, bizler halen 1 saat olarak yapabiliyoruz. Bu özel tecrit uygulamasına boyun eğmeyeceğiz!”
İzmir-Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Birkan, 13 Mart 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Size yeni adresimden yazıyorum. 8 Mart günü Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi’nden buraya getirildim. Beş saatlik yolu 13 saatte gelebildik; tüm Ege’yi dolaştırdılar galiba. Ringte bitkisel bir hayata girmiş haldeyken, hedefimize vardık. Buradaki cezaevinde bizi zor bir giriş beklediğini düşünüyordum; ancak sorunsuz girmemiz bize güzel bir sürpriz oldu.
Yıllardır size yazıyorum ve sorunlarımızı köşenizde paylaşıyorsunuz. Kamuoyunun hapishanelerde uygulanan zulmü görmesini istiyorduk. Ancak buraya girişte gördüğümüz muamele umut verici oldu. Ancak kötü olan şu ki, burada tek bir havalandırmaya bakan üç katta 18 tekli oda var. Ben ve dört yoldaşım bu tekli odalarda kalıyoruz. Her gün 1.5 saat birlikte havalandırmaya çıkıyoruz. Spor imkanımız da var. Etkinlik, kurs ve atölyeler de olursa, burada idare ile sorunsuz geçiniriz.”
Düzce T Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Resul Baltacı, 14 Mart 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Daha şimdiden sizin Newroz Bayramı’nızı en kalbi duygularımla kutluyorum. Dileğim özgür, eşit ve onurlu bir barışa vesile olur. Bu arada, daha depremzedelerin yaraları sarılmadan bir kargaşa bireysel kavgalar almış başını gidiyor. Öte yandan, tarihi bir seçime gidiyoruz. Umarım seçimden sonra taşlar yerine oturacaktır.
Gördüğüm ve kıt olanaklarla takip ettiğim kadarıyla halkın büyük çoğunluğu demokratik bir hayatı tercih ediyor. Nitekim bir kez daha deprem zamanında görüldüğü ki, halk birbirine sahip çıkıyor. Bir arada yaşamayı tercih ediyor. Bana göre en çok toplumun beklentilerine cevap olan kazanacaktır. Böylece halklar iki baharı birlikte yaşayabilir.
Benim durumumda hiçbir değişiklik yok. Bütün hukuki ve insani başvurularıma hep ret cevabı geliyor. Şu an Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’dan bir karar bekliyorum. Yine sevk isteklerim hep reddediliyor. Tam beş kez yazdım. Her ay bir sevk dilekçesi yazıyorum. Daha önce bizim burada kalan arkadaşlar vardı ve gittikleri yerde tahliye oldular. Oysa benim tahliye tarihim onlardan da önceydi. Beni ne sürgün ediyorlar, ne de tahliye ediyorlar. Şu an burada 9 arkadaş kaldık.”
Halen 25 gazeteci arkadaşımız tutuklu olarak -aylardır- yargılanmayı beklerken, onlara şimdi de Hamdullah Bayram katıldı. Kendisi Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi’ne konuldu. Belki kendisine bir kart göndermek istersiniz.
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Adil Abi – Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi
Cindi Keskin – Beşikdüzü T Tipi Cezaevi
Resul Baltacı – Düzce T Tipi Cezaevi
Yusuf Birkan – Kırıklar Yüksek Güvenlikli CİK
Hamdullah Bayram – Sincan 2 nolu F Tipi CİK
Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli CİK